Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Spinoza ve İfade Problemi

Gilles Deleuze

Sayfa Sayısına Göre Spinoza ve İfade Problemi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Spinoza ve İfade Problemi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Spinoza ve İfade Problemi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İfâde mefhumunun sâdece ontolojik değil, gnoseolojik bir kapsamı da vardır.
Bir kere, ifade edilmiş olan, kendini ifade edenden ayrık olmalıdır...”
Sayfa 21 - Norgunk Yayınları Birinci Baskı 2013Kitabı okudu
Reklam
Merleau-Ponty 17. yüzyıl felsefelerinin bize bugün anlaşılması en zor görünen yanını iyi saptamıştı: “büyük rasyonalizmin sırrı” olarak olumlu bir sonsuzluk fikri, en yetkin hâlini Spinozacılıkta bulan “sonsuz”dan yola çıkan masumane bir düşünme biçimi.
Spinoza, verdiği Tanrı tanımının gerçek bir tanım olduğu kanısındadır. Tanımın gerçekliğinin kanıtlanmasından anlaşılması gereken, tanımlanmış nesnenin gerçek bir oluşumudur. Etika’nın ilk önermelerinin anlamı da budur: varsayımsal değil oluşumsal. Çünkü sıfatlar gerçekten ayrık, birbirlerine indirgenemez, kendi biçimlerinde ya da cinslerinde nihaidirler; her biri kendisi aracılığıyla kavrandığından, birbirleriyle çelişemezler. Zorunlu olarak uyumludurlar ve oluşturdukları töz olanaklıdır. “Her bir sıfatının kendisi aracılığıyla kavranması tözün doğası gereğidir, çünkü sahip olduğu bütün sıfatlar onda hep aynı anda bulunmuşlardır ve biri diğeri tarafından üretilmiş olamaz, ama her biri tözün varlığını ya da gerçekliğini ifade eder. Öyleyse bir ve aynı tözd birçok sıfat atfetmek hiçbir şekilde saçma değildir.” Sıfatlarla birlikte, birincil ve tözsel öğelere, biriciktözün indirgenemez mefhumlarına ulaşırız. Burada, tözün mantıksal kuruluşuna dair bir fikir, hiçbir fiziksel yanı olmayan bir “bileşim” belirir. Sıfatların indirgenemezliği, bütün sıfatlara sahip biricik töz olarak Tanrının olanaksız-olamayışını ispatlamakla kalmaz, kurar da.
Bir felsefenin kuvveti yarattığı ya da anlamını yenilediği kavramlarla ölçülür; şeylere ve eylemlere yeni bir kesim dayatan kavramlarla. Bu kavramların belli bir zaman tarafından davet edildikleri, bir dönemin gereklerine uygun kolektif bir anlam kazandıkları ve aynı anda birçok yazarca keşfedildikleri, yaratıldıkları ya da yeniden yaratıldıkları olur.
Sayfa 324Kitabı okudu