Şu Bizim Çerkesler kitaplarını, Şu Bizim Çerkesler sözleri ve alıntılarını, Şu Bizim Çerkesler yazarlarını, Şu Bizim Çerkesler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şu Bizim Çerkesler", Türkiye mozaiğinin renkli bir unsuru olan Kafkas kökenli halklar ve bilhassa Çerkesler üzerine bir deneme niteliğinde. Çok büyük analizler, yorumlar vs yok içinde, ama Çerkesleri daha fazla merak edip araştırmak açısından özet bir giriş kitabı olarak okunabilir.
Bu vesileyle, Anadolu'ya Çerkes göçleriyle ilgili ilginç bir anekdotu da burada paylaşayım: Bizim sülalenin bir kısmı 1960'larda Trabzon/Çaykara'dan Sakarya/Akyazı'nın Beynevit (şimdi Altındere) köyüne yerleşti. O dönem Beynevit iki kısım: Şark Beynevit ve Türk Beynevit. "Şark Beynevit" denilen tarafta Abhazlar ve kısmen diğer Çerkesler var. "Türk Beynevit" kısmında ise Çaykara ve Of'lular. İki Beynevit ahalisi sürekli kavga dövüş birbirine girince, Abhazların bir kısmı bölgeden gönderildi. İşin ilginç kısmı şu: "Türk" olan Beynevit'te yaşayanların önemli bir kısmı Trabzon'daki yerel lisan Romeika/Rumcayı konuşuyor halen.
Anadolu ve insanı hakkında konuşurken, ezberlerle konuşmamak lazım velhasıl...
Bir Çerkez hayatını , yaşam biçimini , dünyaya bakışını kısa bir şekilde nasıl öğrendin deseler bu kitabı örnek gösterirdim. Dine , insanlara, yaşam şekillere kısa kısa değinilmiş , Çerkez olmama rağmen bana Çerkezler’i ekstra sevdirmiştir. Sürgünü kısa şekilde eline almasına rağmen, etkileyici bir şekilde betimleyerek anlatmıştır. Kitabın en sevdiğim cümlesi; “Çerkesler düşünce olarak demokrat , kalben aristokrat olabilirler. “ olmuştur. Tavsiye ederim.
Kendine yabancılaşan insan, kültürüne de, ülkesine de yabancılaşır bu nedenle kimlik sorunu, basit bir kök arama, özel dönme, tarih ve arşiv tarama boyutunda düşünülmemelidir.
Gerçekten de Kurtuluş Savaşı'nda Çerkesler öylesine yoğun olarak görev almışlardır ki, tümünün sadece adlarını yazmak bile bu sayfalara sığmaz. Başbakanlığa kadar yükselen Rauf Orbay'dan başlandığında Mustafa Kemal Paşa'nın ilk gizli toplantılarına katılan ve işgal kuvvetlerine karşı silahlı mücadeleye, savaşmaya karar veren grubun tamamına yakınının, Çerkes kökenli aydınlar ve askerlerden oluştuğu görülür.
Kafkasya, antropologlara göre dünyanın etnik ve linguistik çeşitliliği en fazla olan yöresidir. "Diller Ülkesi" diye tanımlanan Kafkasya'da 50'den fazla dil, 100'e yakın lehçe konuşulmaktadır.
MÖ 850 yıllarında ilk kez Homeros söz eder Çerkeslerden. Argonot destanlarında geçer Abhazya ve Gürcistan sahillerinde bulunan "Kolhis Ülkesi" adıyla Kafkasya.
Ama şurası da kesindir ki Kafkas halkları düşmanlarının bile övgüyle dile getirdikleri çok ayrı özellikleri olan halklardır. Gelenekleri, göreneklerinden giysilerini, fizik özelliklerine dek gerek Rus, gerekse başka ulusların yazarlarınca sevgi ve hayranlıkla değerlendirilmişlerdir. Özellikle Tolstoy, Puşkin, Lermontov, Dostoyevski, Paustovski olmak üzere Rus yazarlarıncan anlatılan bu insanların serüvenlerini ele almak, öncelikle Çerkes kökenli Ahmet Mithat'la başlamış, Ömer Seyfettin'le, Sait Faik, Kemal Tahir, Samim Kocagöz, Kemal Bilbaşar, Orhan Pamuk'la sürmüş, özellikle de Yaşar Kemal'in romanlarında ana tema haline gelmiştir. Çerkes kişilik ve davranışını tanımak için özellikle Yaşar Kemal'in romanlarındaki Çerkes tiplemelerini incelemek yeterlidir.