Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şu Çılgın Gençler

Kolektif

Şu Çılgın Gençler Gönderileri

Şu Çılgın Gençler kitaplarını, Şu Çılgın Gençler sözleri ve alıntılarını, Şu Çılgın Gençler yazarlarını, Şu Çılgın Gençler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
41 günde okudu
Mustafa Kemal Atatürk'ün antiemperyalist kişiliğini temsil eden Türkiye'nin gençleri, örgütlü ve kitlesel eylemleri ile sonuç alan, iz bırakan adımlar atıyorlar, Türkiye'yi tam bağımsızlığına doğru taşıyorlar. Kitabı okudukça, yurtsever gençlerin Türkiye'ye nasıl sahip çıktığına tanık olacak ve haklı olarak gurur duyacaksınız. Mevcut medyada göremediğiniz ya da atladığınız haklı bir mücadelenin anlatımını bulacaksınız.
Şu Çılgın Gençler
Şu Çılgın GençlerKolektif · Kaynak Yayınları · 201639 okunma
Çanakkale Yasağını Kaldırdık! (18 Mart 2015) Çanakkale Valiliği, Çanakkale Savaşları'nın 100. yıldönümündeki anmaları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yasakladı. Valiliğin genelgesinde Gelibolu Yarımadası ve Mehmetçik Abidesi'ne vatandaşların giremeyeceği duyuruldu. Biz de dedik ki, ferman valininse, Çanakkale milletindir! Yasaklayamazsınız! Bütün Türkiye'yi ayağa kaldırdık. Bütün üniversiteleri Çanakkale ruhuyla sardık. Yasaklama genelgesinden sonra, bir de üniversitelere "otobüs vermeyin" genelgesi geldi. Ardı ardına yaptığımız yasağı çiğneme açıklamalarından öyle korktular ki, 1 hafta kala yasağı kaldırmak zorunda kaldılar. Binlerce genç yürek Çanakkale'ye aktık. Hiçbir 18 Mart'ta tanık olunmayan tarihi kalabalık, resmi törenleri gölgede bıraktı. 6.5 kilometrelik yürüyüş boyunca, türlü girişimlere rağmen, Çanakkale Şehitlerimiz ile buluşmamız engellenemedi. Bugünün 15'lileri liseliler, bugünün mekteplileri, üniversitelileri, binlerce Mustafa Kemal, vatan savunmasının haklı gururunu ve üzerimize yüklenen sorumluluğu bir kere daha duyumsadık. Çanakkale'den dosta düşmana seslendik: "Bu millet hala yedi duveli yenen millettir, gençlik de geri dönmeyi düşünmeden vatan şarkıları söyleyerek siperlere koşan gençliktir."
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
Montrö’yü Çiğnetmedik: Samsun Limanı’na ABD Gemisi Baskını 5 Mart 2014 tarihinde bir haber basına yansıdı. Aydınlık gazetesinin menşetten verdiği habere göre, Karadeniz’e gönderilen ABD Deniz Kuvvetleri’ne ait 155 mürettebatlı “USS Taylor (FFG-50)” isimli savaş gemisi, Montrö Boğazlar Sözlesmesi’nde belirtilen 21 günü doldurmasına rağmen hala Samsun’da demirlemiş durumdaydı. Onarım bahanesiyle 6 Nisan 2014 tarihine kadar geminin “özel” izni vardı. Özel izinle Montrö deliniyordu. TGB Genel Merkezi olarak olağanüstü toplanıp,derhal olaya müdahale etmeye karar verdik. Akşam telefonlarda acil durum çağrıları uçuştu. Gece yollara düşüldü. 6 Mart 2014 sabahı Samsun’a ulaştık. Ve yürüdük Samsun Limanı’na… Polis tertibatını almıştı. Biz de elbette. Limandan içeri Çevik Kuvvet’in üzerine yürüdük. Sayımıza bakmadık. Gücümüze güveniyorduk; ve haklılığımıza. Liman kapısına etten bir duvar ördük. Haykırdık: “Emperyalistlere geçit yok!” Samsun Liman Müdürü ile görüşme talep ettik. Yapacaklarımızı sıraladık. “Bir, Montrö’yü çiğnetmeyiz. İki, o gemiden bir ABD askeri dışarı çıkarsa çuvalı geçiririz. Üç, bu gemi Samsun’dan defolup gitmezse yarın buraya binleri, öbür gün on binleri toplarız.” Bir saat sonra Liman Müdürü bizi makamına kabul etti. “Az önce gemiden faks geldi, gemi ayrılacak.” Ama biz emin olmak zorundaydık. Gece limanda nöbet tuttuk. Sabah erkenden 6 Nisan’a kadar izinli sözde onarıma muhtaç geminin yol almasını, aksamüzeri de boğazdan tırıs tırıs gidişini izledik.
Sayfa 204Kitabı okudu
Üç: Küreselleşme Saldırısı 1991’de ABD’nin “rakibi” Sovyetler Birliği dağıldı. İki kutuplu dünya tarihe karıştı, Soğuk Savaş bitti. “Komünizm tehdidi” ortadan kalktı. Aynı yıl ABD, Irak’ı işgal etti. ABD tek kutuplu dünya için kolları sıvamıştı. Şimdi “komünizm tehlikesi” kalmamıştı ama “ulus devletler” dünya ölçeğinde “demokrasiyi tehdit” ediyordu. ABD artık, “küreselleşme” ve “demokrasi” adı altında ulus devletleri parçalayacaktı. Böylece, mali oligarşinin başındaki ABD emperyalizmi, dünya piyasasına mutlak egemenliğini kuracaktı. Ulus devletleri etnik ve mezhepsel sorunları üzerinden parçalayacaktı. İşte 1991’deki Birinci Irak İşgali bu koşullarda gerçekleşti. ABD bu işgalle Irak’ı üçe böldü. Irak’ın kuzeyinde, ülkemizin güneyinde artık ABD himayesinde kukla bir Kürdistan vardı. Türkiye siyaseti açısından bu tarih yeni bir başlangıçtı. ABD, Sovyetler Birliği’ne ya da “komünizm tehlikesine” karşı bölgedeki baş “müttefiki” olan Türkiye ile stratejik olarak karşı karşıya geldi. Değişen koşullar yeni bir mevzilenmeler doğuruyordu. Dolayısıyla, nesnel olarak işgal sonrası TSK ile Amerikan ordusu karşı karşıya geldi. Keza, ABD bu tarihten başlayarak başta PKK olmak üzere, ayrılıkçı bütün “Kürt” örgütlerini destekledi ve eğitti. Keza, bu dönemde ABD’nin yarı resmi yayın organlarında “Türk ordusu hizadan çıktı” minvalinde tahliller yayınlandı. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis 1993’de, bölgemizdeki ABD planlarına direndiği için katledildi.
Sayfa 200Kitabı okudu
İki: 12 Eylül Amerikancı Darbesi ABD, ülkemizi Soğuk Savaş dönemi (1945-1991) boyunca Sovyetler Birliği’ne ve sosyalizm mücadelesine karşı ileri bir karakol olarak kullandı. Ama 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Devrimi emperyalizme karşı bir siyasal iktidar seçeneği oluşturamasa da; başta ABD olmak üzere, bütün gerici güçlerin, geçici de olsa gerilemesine yol açtı. Bu durum ABD’nin bölgesel hamlelerine ve çıkarlarına tersti. Aynı şekilde mevcut durum, ülkemizdeki emperyalizme bağımlı, yerli siyasal güçlerinde ziyadesiyle aleyhindeydi. ABD, Türkiye’yi tamamen zapturalp altına almalıydı. Anayasa değişmeliydi, toplumsal mücadele bastırılmalıydı, Türkiye siyasetinin ve ekonomisinin tartışmasız belirleyeni olmalıydı. ABD bu hedefler için ülkemizde kaotik bir ortam oluşturdu. Nihayetinde 12 Eylül 1980’de Amerikancı askeri cunta darbe yaptı. ABD’nin istediği olmuştu.
Sayfa 200Kitabı okudu
Türkiye’de Emperyalizmin Üç Tarihsel Hamlesi Bir: 1945 ve Sonrası Amerikancılaşma Mustafa Kemal öncülüğünde kazandığımız, milli bağımsızlığımız ve Cumhuriyet Devrimimiz, emperyalizme karşı verdiğimiz mücadelenin zaferle sonuçlanmasıyla elde edilmişti. 1930’ların sonlarına doğru kireçlenen Milli Devrimimiz, İkinci Paylaşım Savaşı’nın sona ermesi ve o günkü mevcut siyasal iktidarın sınıfsal/ideolojik konumlanışı nedeniyle sona erdi. 1945 tarihi, ülkemiz siyasetinin yüzünü bütünlüklü olarak Batı’ya dönmesinin başlangıcıydı. ABD, İkinci Paylaşım Savaşı sonrası emperyalist kampın başına geçtiğini açıkça ilan etti. Türkiye’deki siyasal iktidarlar eliyle ülkemizin “Küçük Amerika” olma süreci başlatıldı. ABD bu dönem itibariyle; ülkemizin ekonomisini, siyasetini, eğitimini ve kültürünü kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirmeye başladı. Türkiye’nin askeri ve istihbarat örgütlenmesini eline aldı.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
Dünyanın en güçlü devletlerinin ve ordularının dolaylı, yer yer dolaysız çarpışmalarına sahne olan Suriye krizi 21. Yüzyılın politik ilişkilerinin yeniden kurulduğu bir süreç. Suriye coğrafyası Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan ABD’nin tek kutupluluk hegamonyasının kırıldığı savaş meydanı. Diğer bir deyişle dünyanın çok kutupluluğa geçerken yaşadığı bir kırılma ve uzun süren bir deprem Suriye krizi. TGB’nin Suriye eksenli çalışmaları Türkiye’nin gerileme sürecindeki Atlantik Cephesi’ndeki konumlanmasına karşıdır. Bu çalışmalar Türkiye’nin yükselen Asya uygarlığı cephesine geçiş hazırlıkları kapsamındadır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Tarihin öğrettiği, bir ülkenin gençliği ülkesine ve geleceğine sahip çıkmaya başladıysa o milletin de ayağa kalkmaya başladığıdır. Dünyayı kana bulayan en büyük emperyalist devlet, Türk milletinin ayağa kalktığında neler yapabileceğini çok iyi bildiğinden ön almaya çalışıyordu. Engelleyemeyeceği gerçek ise Türk gençliğinin üzerine geçirilmek istenen gömleği parçaladığı ve TGB önderliğinde harekete geçtiğiydi. ABD raporunda ismimizin geçmesi, kurulur kurulmaz aldığımız ilk şeref nişanı olacaktı.
Sayfa 106Kitabı okudu
376 syf.
10/10 puan verdi
Türk Gençliğinin devrimci, Cumhuriyetçi örgütü Türkiye Gençlik Birliği'nin 10 yıllık mücadele pratiğinin çok küçük bir parçası bu kitapta. Tavsiye ederim.
Şu Çılgın Gençler
Şu Çılgın GençlerKolektif · Kaynak Yayınları · 201639 okunma
Goethe
'Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse.'
Sayfa 19 - Kaynak Yayınları