Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yakın Tarihin Üç Büyük Adamı

Talat-Enver-Cemal Paşalar

Ziya Şakir

Talat-Enver-Cemal Paşalar Sözleri ve Alıntıları

Talat-Enver-Cemal Paşalar sözleri ve alıntılarını, Talat-Enver-Cemal Paşalar kitap alıntılarını, Talat-Enver-Cemal Paşalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Milyonlarca insan, zaruret ve mahrumiyet içinde inim inim inlerken bunlar servet ve sefahat içinde yüzüyorlardı.
Fakat şuna da emin olmalıdır ki, Enver Paşa herkesten daha müteessirdi. Çünkü o üstlendiği mesuliyetin bütün ağırlığı altında ezilmişti. Onun yerinde bir başkası olsaydı, ya deli olur ve yahut intihar ederdi. Fakat o, fena halde sarsıldığı halde yine devrilmedi. Metanetini zerre kadar kaybetmedi. Çünkü hayatta hiçbir mağlubiyeti kabul etmemeğe karar vermişti.
Reklam
Eğer onun harikulade azmi olmasaydı, artık bu korkunç macera burada son bulacaktı. Fakat o korkmadı, yılmadı. Bütün bu ölüm mücadelesi karşısında bir an bile gözünü kırpmadı.
Onun başlıca hatasını da, bu teşkil etti. Eğer iradesine daha fazla hâkim olsaydı ve bilhassa kendisini çevreleyen hayalperestlerin tesirine kapılmasaydı, Onun hiç kimseye mukadder olmayan parlak talihi, pek acı ve pek hazin bir surette sönüp gitmeyecekti.
Enver Paşa
O zamana kadar hayatında hiçbir şeyi kendisine üzüntü etmemiş, hatta bir şeye kızmayı bile âdet edinmemiş olan Talât Bey, artık yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştı. O sakin ve kalender (alçakgönüllü) adam, ara sıra meclis koridorlarında muhalif mebuslara sert sözler söylüyor, hatta onlara çatmaktan bile çekinmiyordu.
Enver Paşa bir taraftan bu harikulade cesaretleriyle sivrilirken, diğer taraftan da şahsi hayatının temizliği ile halkın takdir, hürmet ve saygılarını kazanıyordu. Çünkü o, hiçbir sebeple ve hatta muharebelerde ateş hattında bile bir vakit namazını bırakmıyor, yerlilerin hiçbir adetlerini yadırgamıyor, birdenbire nail olduğu o coşkun takdir ve teveccühlere rağmen, en küçük bir azamet ve şımarıklık eseri göstermiyor, en büyük kabile reislerinden, en basit seyis neferlerine kadar hepsi ile ayrı ayrı meşgul olarak kendisini sevdirmeye muvaffak oluyordu. Hulasa, her gün ve her saat geçtikçe, gösterdiği maddi ve manevi faziletlerle, çevresindekilerin hayranlıklarını kazanıyor, dalga dalga etrafa yayılan şöhret ile mütemadiyen şan ve şerefi artıyordu.
Reklam
Açık söylüyorum. Ben komünist değilim. Ancak bütün arzu ve gayretim, şimdiye kadar zalimane idareler altında ezilen şark milletlerini istibdattan kurtarmaktan ibarettir. Her millet, kendi hürriyet ve mukadderatına sahip olmalı, istediği gibi yaşamalıdır.
Kâğıthane’de kurşuna dizilen Yakup Cemil, en candan dostlarının entrikalarına kurban gitmişti. Fakat gafil avlanıp ta, Meserret Oteli’nde kurulan münferit sulh taraftarları görünenlerin tuzaklarına düşmeseydi, bir manga asker karşısında can vermezdi.
Cemiyet, iktidar mevkiinden düşeli tam yedi ay olmuştu. Balkan Harbi bütün fecaatiyle devam ediyor. Netice, pek uğursuz ve ümitsiz görünüyordu. Cemiyet, bütün kudret ve kuvvetini kaybetmiş. Fakat gayelerine sadık kalan İttihatçılar mücadeleden çekinmeyerek muhalefet mevkiine geçmişlerdi.
O tarihte İstanbul halkı pek laubali idi. Birçok gençler ve ihtiyarlar, mahallelerinden gecelik kıyafetiyle gezerler, kahvelere bu garip kılıkla giderlerdi. Cemâl Bey ilk iş olarak, bu çirkin vaziyeti menetti. Böylece, adeta içtimai (sosyal) hayatımızda bir inkılâp vücuda getirdi.
389 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.