Dikkat Spoiler İçerebilir !
Öncelikle kısa bir kitap olmasına rağmen sürükleyici. Kore edebiyatından okuduğum ikinci kitap eğer meşgul olmasaydım bir günde de bitirebilirdim. Ben yaklaşık üç günde bitirdim hiç fena değil. Konusuna gelirsek önceleri orta halli bir yaşam süren pörtlek ve annesi , babasının evden gitmesiyle artık geçim sıkıntısı
Bu başlık altında çoğunluğu Koreceden olmak üzere -bir kısmı İngilizce- Türkçeye çevirisi yapılan edebiyat alanındaki kitapları ekleyeceğim. Benim gibi Kore Edebiyatı sevenlerin faydalanmasını umuyorum. :)
1.
Bu kitap bende "Fareler ve İnsanlar" etkisi yarattı. İki küçük çocuğun kendilerince anlamaya çalıştıkları ayrı bi dünyası var. İçinde oldukları hayata mecburen uyum sağlıyorlar. Ayak uydurmak zorundalar. Yoksulluk, çaresizlik içinde çocuk olmak, çocuk kalmaya çalışmak...
Kitabın içinde zaman zaman fantastik denebilecek öğeler de yer alıyor. Belki de kitabi daha ilgi çekici hale getiriyor.
Tanıdık ŞeylerHwang Sok-Yong · Doğan Kitap · 2018122 okunma
Pörtlek annesi ile yaşar. Hurdacı olan babası ortalıktan kaybolunca annesi çöp toplayan Asura' nın himayesi altına girer. Onunla beraber yaşamaya başlar.Asura' nın bir oğlu vardır. Dolayısıyla Pörtlek' in bir kardeşi olmuş olur. Hayat çöp toplamaktan ibarettir. Yaşam hiç de kolay değildir.
Tanıdık ŞeylerHwang Sok-Yong · Doğan Kitap · 2018122 okunma
"Çöplükte doğru yaşamak nasıl olur ki? İnsanların para verip istedikleri eşyayı satın alıp, kullanıp sonra da atmaları gibi biz de artık işe yaramadığımızdan buraya atılmış değil miyiz?"
Hwang Sok-yong tek kelime ile "kusursuz" bir yazar. Okurken hayat bulduğum nadir yazarlardan. Kenzaburo haklı "o Asya'nın en güçlü sesi..." Fakat biliyorum bu daha başlangıçtı...
Tanıdık ŞeylerHwang Sok-Yong · Doğan Kitap · 2018122 okunma
Ancak her zaman olduğu gibi, çiçekler çayırdaki yanmış külleri delerek yeniden açıp rüzgarda salınacak, islenmiş ağaç dalları yeniden tomurcuklanacak, çin kılıç otlarının koyu yeşil yaprakları yeniden çıkacaktı; her zaman olduğu gibi...
“Böyle işe yaramaz eşyaları neden çok değerli bir şeymiş gibi saklıyorsun?”
“Çünkü sahipleri onları, onlar da sahiplerini sevdi.”
“Peki, ta oradaki, çöplükteki eşyalar?”
“Onlar hiç sevilmedi ki…”