Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih Felsefesi

Doğan Özlem

Sayfa Sayısına Göre Tarih Felsefesi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Tarih Felsefesi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Tarih Felsefesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanların geçmiş, şimdi, gelecek üçlemesi içinde, en sıradan ifadesiyle, “Nereden geldik, nereye gidiyoruz?” türünden sorulara yanıt getirme girişimlerinin hiç dinmediği görülür. Sade bir gözle baktığımızda, böyle bir sorunun ilk bölümüne (“Nereden geldik?”) elden geldiğince bir yanıt getirme uğraşımızı sürdürüyorsak da sorunun son bölümüne (“Nereye gidiyoruz?”) getirebileceğimiz doyurucu nitelikte hiçbir “tam yanıt” yoktur. İşte geleneksel tarih felsefesinde karşılaştığımız “tarih felsefeleri”nin büyük çoğunluğu, bu türden sorulara yanıt verme ihtiyacının ürünleri olmuşlardır. Ama bu türden sorulara verilen yanıtlar çok çeşitli olduğu gibi kendi aralarında da çoğu kez karşıtlık içindedirler. Bazı yanıtlara göre, tarihte bir erek vardır ve bu ereği geçmişe bakarak saptayabilirsek, geleceği de önceden görebilir, gelecek hakkında öndeyiler (Predictions) ve önbililer (Prognosen) ortaya atabiliriz. Bazı yanıtlar ise, tam tersine, tarihte tam bir ereksizlik olduğunu ve bu yüzden gelecek hakkında konuşamayacağımızı belirtirler. Kimi filozoflar tarihte tam bir ilerleme olduğunu söylerler; kimileri ise tarihte belli dönemlerde adına ilerleme diyebileceğimiz bir gelişme olsa bile, tarihin tümüyle ilerleyen bir süreç olduğunu söyleyemeyeceğimizi anlatırlar. İlerleme ve ereklilik çoğu filozofta bir aradadır ve onlar tarihi çizgisel olarak bir ereğe doğru ilerleyen bir süreç olarak görürler; başka bazıları ise, tam tersine, tarihte belli dönemlere göre devinip duran bir döngüsel süreç olduğunu iddia ederler vb.
Sayfa 20
Yeniçağ ise, Francis Bacon'la birlikte 'theoria' etkinliğinin salt rasyonel bir etkinlik olarak sürdürülemeyeceğini, bu etkinliğin 'empeira'ya dayanması gerektiğini vurgular ve yeniçağın bu girişimi ile çağdaş 'doğa bilimleri', yani deney ve gözleme dayalı olarak çalışan bilim (scientia) ortaya çıkar.
Reklam
Herakleitos gibi Aristoteles için de her iki anlamıyla istoria, felsefe bakımından önemsizdir ve hatta felsefeye karşıttır. Bu karşıtlık, “genel olan”la uğraşan theoria (teori) etkinliği (ki ana örnek felsefedir) ile “bireysel-rastlantısal olan”la uğraşan istoria etkinliği arasında giderilemez türden bir karşıtlıktır.
Sayfa 27
Grekler için doğa, düzenli bir oluşum, bir “kozmos”du. Bu yüzden felsefi ilgi de, daima kalıcı ve temel olan şeylere ve bunların değişmez niteliklerine yönelikti. Öyle ki felsefe, varoluş nedenini ancak kalıcı ve temel olan şeylerin bilgisine yönelmekte bulabilirdi.
Grekler için doğa, düzenli bir oluşum, bir “kozmos”du. Bu yüzden felsefi ilgi de, daima kalıcı ve temel olan şeylere ve bunların değişmez niteliklerine yönelikti. Öyle ki felsefe, varoluş nedenini ancak kalıcı ve temel olan şeylerin bilgisine yönelmekte bulabilirdi.
Grekler için geçmiş ve gelecek, bu formların tekrarlanıp durduğu, gelip geçici bir evrenle ilgili zaman boyutlarıydı. Yani insanların ve toplumların geçmişleri de, gelecekleri de bu formlar çerçevesinde rastlantısal olarak dönenen, bir sürekliliği olmayan şeylerdir. İnsani-toplumsal yaşam, geçmişten geleceğe doğru sürekli bir gelişimi olmayan bir yaşamdı. Bu yaşam, belli devlet formları çevresinde rastlantısal olarak dönenen, bu formlara göre tekrar eden, kesik ve birbirinden kopuk halkalardan ibaretti. Kısacası Grekler için tarih, rastlantısal olarak tekrar eden bir süreçti.
Sayfa 29
129 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.