Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

(Kemalist Türkiye, Faşist İtalya, Sosyalist Rusya)

Tarihe Emretmek

Stefan Plaggenborg

Tarihe Emretmek Gönderileri

Tarihe Emretmek kitaplarını, Tarihe Emretmek sözleri ve alıntılarını, Tarihe Emretmek yazarlarını, Tarihe Emretmek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Üç rejim ve kitlelerle bağlantıda üç farklı kademe söz konusudur: Mussolini kitlelere gitti, onlara meftundu. Stalin kitlelerin kendisine getirilmesini sağladı, fakat onlarla arasına mesafe koydu. Atatürk kitleleri aramadı, onlara ihtiyacı yoktu.''
Sayfa 255 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
1980'de müdahaleye gösterilen sebepler arasında dinle ilgili olanlar daha fazla ağırlık kazandı, çünkü darbeden bir yıl önce gerçekleşen İran devrimi nedeniyle darbecilerin İslami köktendincilik olarak tanımladıkları hareketler şehirlerde -kırsalda pek değil- gözlemlenmeye başlamıştı. Subaylar devletin tehdit altında gördükleri Kemalist temellerine tekrar koşulsuz geçerlilik kazandırmak istiyorlardı.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İslam oluşan yeni koşullarla Rusya'daki Ortodoksluk'tan çok daha başarılı bir şekilde başa çıkabilmiştir. Ostrorog şöyle sorar: “Türkiye'de İslam'dan arta kalan nedir?" Cevabı da kendisi verir: "Cevap Türkiye'de İslam'dan artakalanın İslâm olduğudur." Muhtemelen İslâm'ın kurumsal yapısı onun Kemalist inkılâbı Ortodoks kilisesinin Bolşevik devrimden aldığı darbeden daha azıyla atlatmasına katkıda bulunmuştur. İslâm'ın bir kilise yapısının olmaması ve Ortodokslukla karşılaştırılabilecek hiyerarşik bir örgütlenmeye de sahip bulunmaması sekülerleşme tedbirlerini Ortodoksluğa nazaran daha iyi kaldırabilmesine yardım etti.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal aşağı yukarı üç ay için kendi muhalefet partisini, Serbest Fırka'yı (Serbest Cumhuriyet Partisi olarak da adlandırılıyordu) yaratmıştı. Yeni partide bir araya gelenler ve başkanları Ali Fethi (Okyar), devlet başkanının bizzat seçtiği Kemalistlerdi. Fakat kurnaz strateji dehası Mustafa Kemal bu defa ciddi biçimde yanılmıştı. Serbest Fırka seçmenlerin büyük sempatisine mazhar oldu, özellikle de Batı Anadolu'nun en Batılılaşmış ve en zengin yörelerinde. Parti, artık CHP'nin gözdesi olmuş ekonomide devletçiliğe açık açık karşı çıkıyordu. Ayrıca partililer "majestelerinin sadık muhalefetine" yakışmayacak derecede başlarına buyruk hareket ediyorlardı. Bu gelişmelerin ışığında Mustafa Kemal muhalefet partisi deneyini kesmenin yapılacak en akıllı iş olduğuna kanaat getirdi.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Pek de gözlerden saklanmaya çalışılmayan bir darbeyle diktatörlük kurulmuştu. Bu diktatörlükte -1930'da kendi elleriyle bir muhalefet kurmak için giriştikleri tuhaf deneme göz ardı edilirse- Kemalist parti dışında bir siyasi partiye, basın özgürlüğüne ve resmi-kurumsal bir muhalefete yer yoktu, olmasına izin de verilmiyordu.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ulus-devletler karışık ahalileriyle aslında ulus-devlet değildiler ama öyleymiş gibi yapıyorlardı. Miras aldıkları sorunlardan hiçbirine çözüm getiremediler, ama milliyetçiler sorun olarak gördükleri kanlı canlı insanları ortadan kaldırdılar. Zorla göç ettirmeler devam etti, değişen sadece bunların nasıl haklı gösterildiğiydi. Barbarlığın bu biçimi daha uzun bir süre ilerleme olarak algılanacaktı.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ulus kavramının, Avrupalı entelektüellerin geç bir dönemde yaptıkları ve ölümcül sonuçlar doğuran bir buluş olduğu da zaman zaman hatırlatılmalıdır.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal böylece ulusun kurtuluşu için çok önemli bir rol oynamış olmanın getireceği meşruiyeti İslâm'ın elinden alıyor ve askerleri hâlâ İslâm için ölmeye devam ederken Kurtuluş mücadelesini sekülerleştiriyordu.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Feridov'a göre, burjuvazinin güçlendiği evre için karakteristik olan sivil özgürlükler dönemini geride bırakıp "inanılmaz bir hızla" "açık bir diktatörlüğe" dönüşmüş olan Kemalizmin siyasi yapısı da bu alaşıma uygundu. Değişmezliği kanunla belirlenmiş bir devlet başkanı (Mustafa Kemal) ve bütünüyle iktidar partisinin üyelerinden oluşan ve sadece, yine ömür boyu kaydıyla seçilmiş parti başkanını (Mustafa Kemal) desteklemeye yarayan bir meclis bu durumun kanıtlarıydı.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Kemalist devrim bir üst tabaka devrimidir. Ecnebi emperyalistlere karşı sürdürülen mücadele sırasında oluşan bir milli ticaret burjuvazisi devrimidir ve gelişiminin devamında aslında köylülere, işçilere ve muhakkak ki bir tarım devrimi olasılığına karşı tutum almıştır." Kemalist devrimin bütün bu nedenlerle de "acınacak durumda" olduğunu söyler Stalin Sun-Yat-Sen üniversitesi öğrencilerine. Başka bir fırsatta Stalin görüşünü bir kere daha şöyle vurgulayacaktı: "Kemalist hükümet işçiler ve köylülere karşıdır, komünistlerin bu hükümette ne şimdi ne de gelecekte yeri olabilir."
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa... Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰 Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
1984
1984
5️⃣
“Eger Allah Kur’an’da Hz. Muhammed’in son peygamberin olduğunu söylüyor olmasaydı Gazi’nin bir peygamber oldugunu söylerdim” diyordu Balıkesir belediye başkanı 1925 Ekim’inde. ... Tepeden tırnağa laik bir kişilik olan ve yukarıdaki satırlarda alıntılanan gülsuyuna bulanmış sözlerin Balıkesir belediye başkanının agzından dökülmesinden sadece bir yıl evvel halifeliği kaldırıp halifeyi de yurt dışına süren Türkiye devlet başkanının nasıl olup da İslâm’ın dinî gelenekleri ve peygamberiyle ilintilenebildiği, o belediye başkanının sırrı olarak kalacaktır. Bilimsel araştırmalar bugüne kadar bu soruya bir cevap bulamamıştır.
Atatürk “teklifsiz davranılabilen” bir lider degildi. Gerçi halkın karşısına çıkmaktan çekinmezdi ama kalabalıkların içine karışmazdı. Fotograflarında kitle içerisinde hiç görünmez, daha; ziyade küçük grupların ortasında görüntülenmiştir.49 Sîvil kıyafetle resimler çektirmişti, askıya kaldırdığı askerî üniformasını sadece belirli bazı vesilelerle giydi. Elinde sigarasıyla yazlık birtakım elbiseyle, karısıyla -erkeklerin eşleriyle fotograf çektirmeleri Türkiye’de tamamen yeni bir hadiseydi- , modaya uygun yürüyüş asasıyla frak giymiş olarak, golf pantolonu ve kasketiyle, fikirdaşlarıyla sigara içip tartışırken bir dizi resmi vardı, fakat ikonografik bir tarzda halkla samimiyet aramanın her türü ona yabancıydı. Bir Avrupalı gibi davranıyordu. Deve güden köylülerle otururken, Avrupai kıyafetleriyle, geleneksel giysileri içindeki bu adamlardan farkını hemen belli ediyordu. Bu tavır heykellerinde de görünür. Ilk heykeli 1926 yılında eski başkent Istanbul’da; tarihin her devrinde çok milletliligin cisimleşmiş hali kabul edilen, 1453’ten beri, yani 400 senedir sultanların oturdugu ve Mustafa Kemal’in başkenti Ankara’ya taşıyarak sırtını çevirdiği bu şehirde dikildi.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.