Tarihin Cinsiyeti

Fatmagül Berktay

En Beğenilen Tarihin Cinsiyeti Gönderileri

En Beğenilen Tarihin Cinsiyeti kitaplarını, en beğenilen Tarihin Cinsiyeti sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Tarihin Cinsiyeti yazarlarını, en beğenilen Tarihin Cinsiyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ataerkil sistem ve sistemin temelini oluşturan aile ve mülkiyet yapısının merkezinde ise kadın bedenine ve davranışına ilişkin denetim kaygısı yer alıyor. Üstelik bu kaygı, dinsel ve dindışı söylemlerin de ortak noktası. Her halükârda kadının görünümünün ve tavrının cemaatin/topluluğun "gerçek" kimliğiyle uyum içinde olması, onu “doğru” biçimde yansıtması bekleniyor.
Sayfa 129 - Metis Yayınları
Cemaat yükümlülüklerinden kurtulmuş bir varoluş imkânı, özgürleşme peşinde koşan bütün bireyler, hele bireyleşme sürecine "geç kalmış" kadınlar açısından paha biçilemez bir değere sahip.
Sayfa 122 - Metis Yayınları
Reklam
Din, ulusal egemenlik, ya da ulusçu ideolojiler, kadınların haklarının inkarı için gerekçe olarak kullanılabiliyor. Oysa, bir kez daha belirtmek gerekir ki, kadınların insan hakları koşulsuzdur ve din, kültür ya da geleneksel pratikleri aşar.
Sayfa 64 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Uganda da değişen bir şey yok.
Cemaatçi ideolojinin ve eli her yere uzanan kapsayıcı bir devletin egemen olduğu bir toplumda, en fazla ezilenler kadınlar, etnik azınlıklar ya da siyasal muhalifler gibi geleneksel olarak güçsüz olan gruplardır; çünkü toplum onlar üzerindeki denetimi, kimi zaman "devletin çıkarı" kimi zaman da "toplumsal ahlakı koruma" adına meşru görür. Böylesi durumlarda en kolay ayaklar altına alınabilen, kadınların özerk varoluş ve bireylik haklarıdır.
Uluslararası insan haklarının evrensel niteliğini reddeden ve radikal farklılık konusunu vurgulayanlara karşı, kadınlara yönelik şiddet, ayrımcı aile gelenekleri, kadınların üreme haklarının kısıtlanması, cinsel tercih ve yönelim nedeniyle uygulanan baskı gibi kültürel baskıların evrensel olduğunu ve bunların ataerkil baskı ve tahakkümün sürekli ve kapsayıcı niteliğini ortaya koyduğunu hatırlatmak gerekir.
Sayfa 67 - Metis Yayınları
Tarih boyunca, hem erkeklerin hem de kadınların, mensup oldukları sınıf, ırk, dinsel topluluk vb. nedeniyle tarihsel geleneğin dışına itilmeleri çok sık rastlanan bir olgu, ama hiçbir erkeğin salt cinsiyeti nedeniyle dışlandığı görülmüyor. Oysa kadınlar için durum böyle değil; onlar, aidiyetleri ne olursa olsun, sırf cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa tabi tutuluyorlar ve tarihin yazılması ve yorumlanması iş­leminden, daha genel olarak sembol yaratma işleminden dışlanıyorlar ve tarihin yapımına etkin olarak katılan özneler oldukları halde, kendi tarihlerini bilmekten alıkonuyorlar. Bu bakımdan Cicero'nun sözü, kadınlar için özel bir anlam taşıyor: Geçmişini bilmekten alıkonmak ile "sürekli çocuk bırakılmak" arasında gerçekten yakın bir bağ var; nitekim, ataerkil hukuk da bu durumu tescil edercesine çok uzun bir dönem boyunca kadınları, çocuklar ve delilerle aynı kefeye koyarak "kısıtlı" saymakta herhangi bir mahzur görmemiştir.
Sayfa 21 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
562 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.