Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tartışılan Modernlik: Descartes ve Spinoza

Tülin Bumin

Tartışılan Modernlik: Descartes ve Spinoza Sözleri ve Alıntıları

Tartışılan Modernlik: Descartes ve Spinoza sözleri ve alıntılarını, Tartışılan Modernlik: Descartes ve Spinoza kitap alıntılarını, Tartışılan Modernlik: Descartes ve Spinoza en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
filozof küçük görülme, yoksulluk ve iffet gibi bu dünyadan elini eteğini çekmiş olmanın çileci değerle­rini benimsiyor gibi görünmekle birlikte aslında bir anlamda "ha­yat dolu" yaşamının tadını çıkarmaktan başka bir şey düşünme­yen bencil bir bu dünyalıdır.
Sayfa 65 - nietzsche.Kitabı okudu
Spinoza, H. Boxel'e yazdığı bir mektupta, güzelliğin söz konusu nesneye ait bir nitelik olmadığını, onu ele alan üzerinde bıraktığı etkiden ibaret olduğunu belirtir..
Reklam
“kuşkunun düzeninde, delilikle, rüya ve yanılgı ara­sında bir dengesizlik vardır. onlar doğrulukla ve onun peşinde olanla ilişkisinde başka başka durum­dadır; doğruluğun yapısında, rüya ve yanılsama aşılmıştır; ama delilik kuşku duyan özne tarafından dıştalanmıştır."
Sayfa 58 - foucault.Kitabı okudu
her şeyden önce, der Spinoza, insan akıl ve tutkular, bilim ve imge arasında seçim yapmada, ileri sürüldüğü gibi, özgür değildir. birinin ya da diğerinin üstün gelmesi, güç ilişkilerine bağlı olarak de­ğişir ve özgürlük değil, zorunlulukla gerçekleşir.
İnsan rüzgarla, toprakla, yıldızla kardeştir.
Sayfa 15 - Yapı kredi yayınları 8.baskıKitabı okudu
İnsan kendi isteklerini ve iştahlarını bilmekte, ama belli bir şeyi istemesinin gerçek nedenlerini bilmemekte, bu yüzden de özgürce, nedensiz olarak istediğini sanmaktadır.
Sayfa 70 - Yapı kredi yayınları 8.baskıKitabı okudu
Reklam
Bütün bilgilerimiz, kaynağını ya duyumlarda ya da düşüncede bulur. Kesin, tartışılmaz, hiçbir septiğin artık karşı çıkamayacağı ilk kesin doğruluğa ulaşıncaya değgin bu her iki kaynaktan gelen bilgilerin yöntemin gerektirdiği kuşku işleminden geçirilmesi gerekir. Ama bu onların her birinin ele alınıp sorgulanmasını gerektirmez. Onların ilk ve eski temellerinin bu işlemden geçirilmesi yeterli olacak, çünkü böylece sarsılan temeller üzerinde eskiden kurulmuş olan bütün yapı çökecektir. Derrida
bilim gelişiyor, zihinler karşı karşıya çarpışı­yor, bunu yaşamak tam bir zevk!
Rönesans felsefesi başlangıçta Parmenides’in felsefesini her türlü aşkınlığa karşı bir silah olarak benimser: varolan, yalnızca kosmosdur ve onun dışında hiçbir şey yoktur. Ama buna hemen şu yorumu getirir: Bir ve Bütün, kendi içimizde taşıdığımız aynı bir hayatla doludur. Fırtına içimizdeki nefes olarak, ırmaklar atardamarlar olarak, kayalar kemikler olarak yaşamaktadır. Rönesans’da yaygın olarak karşılaştığımız ve Bruno’nun da zamanıyla paylaştığı bu görüşler Ben’in mevcut dünyayla iç içeliğini, bu dünyaya yerleşmişliğini dile getirir: insan rüzgârla, toprakla, yıldızlarla kardeştir.
Lenoble’a göre, her şeyden önce 17. yüzyıl metafiziğinin kurucularından olan Descartes’ın dine karşı beslediği duyguların içtenliğinden kuşkulanmak için hiçbir neden yoktur. Onun hayatı, yazışmaları, bu konudaki tutumunu apaçık olarak ortaya koymaktadır. İsveç kraliçesi gibi Protestanlar’la yazışmalarında dogmalar konusunda hiçbir taviz vermemesi; kraliçenin Katolikliği benimsediği zaman bu kararını Descartes’ın etkisiyle almış olduğunu belirtmesi bu konuda ikna edici kanıtlar arasında anılabilir. Ama daha da önemlisi 17. yüzyılda dinin, pek çok noktada bu fizik devrimi serüveninde bilimi desteklemiş olmasıdır. Bacon ve Descartes, insanın doğa üzerine egemenliğinde Tanrı’nın icazetini almış olduğunu düşünürler. Novum Organon Scientiarum’un sonuç bölümünde Bacon, Adem’in hayvanları adlandırmakla doğaya hükmetmenin ilk adımlarını atmış olduğunu ve düşüşten sonra, insanın yeniden çabalayarak şeylerin efendisi olmaya çalışması gerektiğini söyler. O halde Bacon’a göre bilim, inanca yardım etmektedir. Yine Descartes’a göre Tanrı, insanı özünde yayılım olan bu makina-dünyaya yerleştirmiştir. Ama onun özü bu dünyanınkinden bambaşka, ondan son derece üstün olan Düşünce olduğu için, insan, ereksellikten ve niyetten arınmış olan bu dünyayı ve yine bir mekanizma olan kendi bedenini, düşünen ruh olarak bir kaptanın gemisini yönetmesi gibi yönetecektir.
Reklam
“Uzak bir yıldızdan okunduğunda bizim bu dünyadaki varoluşumuz, yerkürenin çilekeş bir gökcismi olduğunun büyük harflerle yazılmış olduğu bir metin gibidir. Oradan bakıldığında kibirli, her şeyi küçümseyen, kendinden ve üzerinde yaşadığı küreden hoşnutsuz, ama bunun doğurduğu acıdan da keyif alan insanların toprağı olan bir yıldız gibi parıldarız.” Nietzsche
Spinoza’ya göre, onun döneminde varolan dünya görüşlerinin ortak olarak içinde yer aldıkları anlam ufkunun anahtar kavramı, özgürlüktür. O, dinsel, ahlaksal ya da politik tüm kuramların bir yanılsamayı, özgürlük yanılsamasını paylaştıklarını düşünür. Ama Spinoza, aynı zamanda felsefe tarihinin tanıdığı ilk sistemli demokrasi ve düşünce özgürlüğü savunucusu olarak da bilinir. Bunun nasıl olabildiğini anlamak için, önce onun bir yanılsama olarak özgürlük felsefelerine yönelttiği eleştirileri hatırlatmak yerinde olacak.
Sonsuz bir evrende ne sabit bir merkez ne de aralarında basamaklı bir ilişki olan gökküreleri vardır. Yerküre merkezde değildir ve aşağı, yukarı kavramları gözlemcinin, konumuna göre bir anlam taşır. Cusanus, ayda bulunan bir gözlemcinin, yerkürenin yukarıda olduğu izlenimini edineceğini söyler. Dünya tıpkı yıldızlar gibi hareketli durumdadır. Buna karşılık sonsuzluğa ait olmadığı için, bu hareket çember biçiminde, ama mükemmel olmayan bir harekettir. Geleneksel düşüncelerle geleceği önceden hazırlayan düşünceler, Cusanus’un tüm görüşlerine damgasını vurur: bir topacın, çok hızlı döndüğü an durağanmış gibi göründüğüne dikkat çeken Cusanus, sonsuzda hareket ve durağanlığın birdüştüğünü söyler.
Heidegger, varlığın özne ve onun tasarımı olan dünya olarak ayrışmasının, totoliter dünya görüşlerinin felsefi terimlerini oluşturduğunu söyleyerek Modernliğin akılsallığını eleştirir. Ama Heidegger'in şunu da söylediğini hatırlatalım: "Metafizik'ten, bir görüşten kurtulduğumuz gibi kurtulamayız."
Sayfa 64 - Yapı kredi yayınları 8.baskıKitabı okudu
.... Francis Bacon bunu şöyle ifade etmektedir: "Doğayı ona boğun eğerek yeneriz."
Sayfa 20 - Yapı kredi yayınları 8.baskıKitabı okudu
194 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.