İnsanların ve toplumların hem kemiyetleri, hem de keyfiyetleri vardır. Meseleyi kemiyet ve keyfiyet açısından değerlendireceğimiz zaman, insanların tercihlerini iki ayrı kutupta ele alabiliriz. Keyfiyete yani niteliğe önem veren üst kutup ve kemiyete yani niceliğe önem veren alt kutup. İnsanlar bu iki kutup arasında yer almaktadır. Materyalizmin etkisindeki büyük bir çoğunluk, kemiyetin önemsediği alt kutuba daha yakındır. Çünkü güç ve kuvvete önem veren materyalizme göre, güç ve kuvvet keyfiyette değil, kemiyettedir.
Kemiyete önem veren insanlar, toplumsallaşmayı önemseyen, kendilerini toplum içinde daha güçlü, daha güvenli hisseden insanlardır. Bunlar genel düzlemde kendilerini topluma, özel düzlemde toplumu kendilerine nisbet ederler. Kendilerini mensup oldukları topluma göre tanımlayan, toplumun gücünü kendilerine nisbet ederek, bu güç ile ayakta durabilen bu insanların bireysel keyfiyet endişeleri pek yoktur.
- sence akli olan varlık mıdır, yokluk mu?
- yaratıcı bir etkenin bulunmadığı her düzlemde akli olan gerçek, varlık değil yokluktur. Dış çevreden etkilenmeyen bir akıl, herhangi bir şeyin yokluğunu değil, varlığını hayretle karşılar. Mesela ikinci bir güneşin neden olmadığını hiç sorgulamayız. Çünkü yaşadığımız güneş sisteminde ikinci bir güneş sistemi yoktur. Varlık nedeni olmayan bir yokluk ise gayet aklidir. Hayretle karşılamamız ve sorgulamamız gereken şey, ikinci güneşin yokluğu veya yokluk nedeni değil, birinci güneşin varlığı ve varlık nedenidir.
İnsanlarla paylaştığın bir değer,insanlarla paylaştığın bir güzellik,bu paylaşmadan sonra bölünüyorsa,bu paylaşmadan sonra değer ve anlamı küçülüyorsa,bu paylaşmak değil parçalamaktır.
Paylaşmak parçalamak değildir.
İnsanlarla paylaştığın bir değer,insanlarla paylaştığın bir güzellik ,bu paylaşımdan sonra bölünüyorsa bu paylaşmadan sonra değer ve anlamı küçülüyorsa,bu paylaşmak değil parçalamaktır.