Bir pirinç tarlasının yanından geçerken birkaç küçük çocuk görürdün; dört-beş yaşlarında. Sen daha ne olduğunu bile anlamadan bir tanesi sana el bombası atardı. Lanet olsun. Ne biçim bir savaş bu ?
Belinda başını kaldırdı. “Kimsiniz?”
“Bu ilginç bir soru.” Kısa bir sessizlik çökerken uzaktan partinin sesi duyuldu. “Çelişkileri olan bir adam diyelim. Macerayı, kadınları ve votkayı seven biri. Sıralaması böyle olmak zorunda değil.”