Tasavvuf
Frithjof SchuonTasavvuf Gönderileri
Tasavvuf kitaplarını, Tasavvuf sözleri ve alıntılarını, Tasavvuf yazarlarını, Tasavvuf yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her şey yakin ile başlar.
Yakin İnsanın Öz'ünün ta kendisidir; insanın bütün varlığını, bütün amellerini kapsar.
Sayfa 159Kitabı okudu
Özgürce (nafile olarak) icra edilen ibadet Tanrı'nın hatırlanarak anılmasında (yani zikir'de) zirveye ulaşır ya da doğrudan onunla özdeşleşir. Diğer bir ifadeyle serbest ibadet zikirdir.
Sayfa 141Kitabı okudu
İlahi Gazap kin ve nefretten ayrı bir şeydir; tıpkı asil bir aşkın kör bir tutkudan ayrı olması gibi.
Sayfa 137Kitabı okudu
Allah ismindeki ilk hece kısa, büzülmüş, içe durulmuş ve mutlaktır. Buna karşın ikinci hece uzun, yayılmış ve sonsuzdur. Bu itibarla Yüce isim iki gizemi; Mutlaklık ve Sonsuzluğu ve bu suretle tamamlayıcılıklarının zahiri etkisini yani Tezahürü ihtiva eder. Kudsi hadiste işaret edildiği gibi, "Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim ve alemi yarattım."
Sayfa 134Kitabı okudu
"Rahmet ve mağfiret" dönüştüren, canlandıran ve "dikey" lütuflara işaret eder. "Peygamber" içkin evrensel Akıldır ve formülün amacı içimizdeki Kalbi Aklı hem algı, hem de aydınlanma bakımından uyandırmaktır.
Sayfa 133Kitabı okudu
Batıni ve hakiki olarak, îhsan'da iki vurgu fark edilecektir: Biri doktrinal akliyete işaret eden irfan, diğeri ise iradi ve hissi bütünlük gerektiren aşktır.
Sayfa 128Kitabı okudu
"Kendini bilen Rabbini bilir"; bu yüzden gayret insana, bilgi Tann'ya aittir yani Tanrı'nın bizi bildiğinin farkında olarak çabalamak bize kâfidir. Dahası, hem Tanrı'ya doğru hareketimiz ile hem de Kendi'mize doğru hareket ile serbest olduğumuzu bilmek bize kâfidir.
Sayfa 121Kitabı okudu
İbn Arabî
Her varlık dilediğini yapar çünkü her yaratılış esasında olmak istediği şeydir yani gerçekleştiği bir imkandan başka bir şey değildir. Serbestlik son tahlilde bir noktada imkan ile buluşur. Bu husus Kuran'da beşer ruhları ile Tanrı arasındaki ilk antlaşma (Kalû-belâ'daki ahid) kıssası ile açıkça beyan edilmiştir. O halde kader, yaratılmış olanın kendi tabiatı ile ve dolayısıyla kendi imkanı ile dilediği şeyin neticesidir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Tezahür "O'na bağlı-sonsuz"dur;
yani Öz'ün sonsuzluğu gibi sonsuz değildir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Tevazunun mucizesi tek başına mümkün olabildiği ölçüde akılsızlığı akla dönüştürebilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Ne yazık ki bazı insanlar nedense, aklı kendi kutsallıkları için kullandıkları kadar kendi teolojilerinde kullanmaktan imtina ediyorlar. Ancak hepsi bir yana, manevi değer düşünce ile meziyet, zihin ile güzellik arasındaki dengede yatıyor.
Sayfa 94Kitabı okudu
Duygusallık, kendisini iki kere ikinin üç ya da beş edeceğine inandırır çünkü sevilen şey abartılı olarak övülmeye değer görülür; çünkü benimsenen bir düşünceye ancak bu şekilde destek olunabileceği ya da hizmet edilebileceği zannedilir. Dolayısıyla Hakikatin gösterilen coşku ile değil, ancak bizzat kendisi ile güzel olduğunun; coşkunluğun ise yalnız hakikatten fışkırdığı zaman güzel olduğunun farkında değildir.
Sayfa 90Kitabı okudu
Kuran putperestliği reddettiğinde putlar, kelime anlamına ilave olarak boş yere aşırı bağlandığımız şeyleri ya da bu bağlılıkları kastediyor olabilir. Ancak daha derin olarak bunlar aynı zamanda biçimler; dinin yapısal unsurları hatta dinin kendisine dahil biçimler olabilir.
Sayfa 84Kitabı okudu
"Hikmet sahibi kişi kadın tarafından fethedilir oysa budala kişi kadını fetheder. Zira budala kişi tutkusuyla vahşileşmiştir; aşkın bereketini ve ince duyguları bilmez. Buna karşın hikmet sahibi kişi sevimli bir kadında Tann'dan bir ışık görür."
Rumi
Sayfa 70Kitabı okudu
İnsan kendisini Tanrı için dünyadan sildiği zaman Tanrı Kendisini o insan için dünyada gösterir.
Sayfa 59Kitabı okudu
Tanrı kibirden nefret eder yoksa mazur görülecek olan izzet-i nefsten değil; ikiyüzlülük, riyakarlıktan nefret eder yoksa kutsalın anlamında doğal olan vakardan değil; profan ve küstah meraktan nefret eder yoksa anlayışın bir parçası olan nedensellik arayışından değil. Ve Tanrı alçakgönüllülük ister yoksa kendini hakir görme ya da aşağılanma hevesini değil; içtenlik, samimiyet ister; yoksa -iyi niyetli olsa da- ahlakı hor görmeyi değil: itaat ister; yoksa ihsan ettiği şeyden soğutacak derecede kulluğu değil.
Sayfa 58Kitabı okudu