Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Kemal / 1881-1919

Tek Adam - Cilt 1

Şevket Süreyya Aydemir

En Eski Tek Adam - Cilt 1 Gönderileri

En Eski Tek Adam - Cilt 1 kitaplarını, en eski Tek Adam - Cilt 1 sözleri ve alıntılarını, en eski Tek Adam - Cilt 1 yazarlarını, en eski Tek Adam - Cilt 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
382 syf.
8/10 puan verdi
Tek Adam’ın birinci cildinde, Atatürk’ün doğuşudan, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışına kadar olan devir ayrıntılı olarak anlatılmıştır
Tek Adam - Cilt 1
Tek Adam - Cilt 1Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20192,485 okunma
382 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Mustafa adlı bir çocuğun Mustafa Kemal Paşa olduğu, Kurtuluş meşalesinin yakıldığı yıllara kadar olan dönemin detaylarıyla anlatıldığı, sanki Mustafa Kemal’in yanındaymış, yaşadıklarına o döneme tanık oluyormuş hissiyatı veren bir anlatımın olduğu kitaptır. Doğmadan önce ailesinin, Osmanlı İmparatorlu’ğunun içinde bulunduğu şartlara paralel yaşamına konuk olur, harbiye yıllarındaki ilk devrim tomurcuklarının filizlenmesine şahit olursunuz. Suriye’deki sürgün hayatında yaşadığı odasına göz atar, Enver Paşa ile husumetlerini, ihtilalleri analiz edersiniz. Çanakkale ve Balkan savaşlarını detaylarıyla olmasa da Tek Adam’ın gözünden yaşamaya çalışırsınız. Tabi anlatım Tek Adam’a tek yönlü olarak her zaman olumludur, zaman zaman mübalağaları fazlasıyla hissedersiniz, objektiflik doğal olarak zordur, aslında çok da rahatsız etmez. Olayların, sürecin anlatımında sık sık dip notlara başvurulur ve başka kaynaklara da yönlendirmeler yaparak ayrıntılarıyla anlaşılmasını kovalar. Özetle, önemli bir üçlemenin, Mustafa Kemal’in ‘arkadaşı’ olarak bulunduğumuz ilk kitabıdır.
Tek Adam - Cilt 1
Tek Adam - Cilt 1Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20192,485 okunma
Reklam
382 syf.
·
Puan vermedi
Tek Adam'ın birinci cildini okurken hayal kırıklığı yaşadığımı söyleyebilirim. Ben Atatürk üzerinden anlatılan bir tarih bekliyordum fakat tarih üzerinden anlatılan bir Atatürk ile karşılaştım. Gerçi 1. cilt balkan savaşları ile son buluyor. Yani Atatürk'ün tarih sahnesine henüz yeni çıktığı zamanlar.Kitapta doğumu, gençlik yılları ve Enver Paşa ile olan çekişmeleri anlatılmış. Daha doğrusu sanki M. Kemal Enver Paşa'yı kıskanıyormuş gibi bir izlenim uyandırdı kitap. Enver Paşa daha sonra çok aşağılanmış,Tabiri caizse yerden yere vurulmuş. Kısaca tarafsızlık korunamamış gibi hisssettim. Ama ne olursa olsun tarihe ışık tutan ve Atatürk!ü tanımak isteyenler için baş ucu niteliğinde bir kitap..
Tek Adam - Cilt 1
Tek Adam - Cilt 1Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20192,485 okunma
Nitekim bir gün gelecek Mustafa babasının bu resminden, baştaki fes kısmını kestirerek yüz kısmını büyüttürecek ve kendisiyle aradaki benzerliği karşılaştıracaktır.Şu farkla ki, Ali Rıza Efendi'de ancak kendi halinde memuru canlandıran bu hatlar ve gözler, bir gün gelecek, oğlu Mustafa'da bütün dünyayı büyüleyecek derin, iradeli manalar alacaktır.
Kendisine gene de, ruhunda dayanaklar arar. Gene Namık Kemal'e sarılır : " Hakîr olduysa millet, şânına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten... "
Ancak bu arada şunu önemle kaydetmeliyiz: Atatürk'ün Samsun'a çıkışı ile başlayıp bu savaşın, hatta Lozan antlaşması ile sonuçlanan devresi hakkında yabancı kaynaklar ve bilhassa İngiliz Dışişleri arşivleri, o kadar çok ve zengin belgelerle doludur ki bu belgelerin şimdiden yayınlanmış kısımları bile, baş döndürecek kadar çoktur. Mesela Türk Tarih Kurumu'nun sadece İngilizce olarak son yayınladığı 500 büyük sayfalık birinci cildi, henüz ve ancak "1919 Nisan - 1920 Mart" devresini içine alır. Halbuki bu konuda basılacak ikinci büyük cilt de ancak 1920 sonuna kadar olan belgeleri verecektir. Anlaşıldığına göre yalnız bu İngiliz belgeleri 7 büyük cilt tutacaktır.
Reklam
Ali Rıza Efendi, belki de eski bir memur olmanın zihniyetinden hareket ederek kendini kanunlarla korumak, eşkıyaya teslim olmamak istiyordu. Bir defasında, vilayette asayiş ilerine bakan Ali Paşa'ya başvurdu. Eşkıyanın temizlenmesini istedi. Paşanın cevabı şuydu: -En iyisi, sen bu kereste işini bırak! Ali Rıza Efendi biraz yalvarınca da, paşa, eşkıyayı kovalamaktansa, eşkıyanın barınmaması için Olimpos ormanlarını yaktırmaya karar verdi. Orman bitince hem kerestecilik hem de eşkıya ortadan kalkacağı için mesele kökünden halledilmiş olacaktı...
"Kurmay mektebinde, kendi benliğinde manevi huzursuzluk içindeydi. O kendisinde mana ve mahiyetini henüz algılayamadığı duyguların çarpıştığını hissediyor, fakat bunlara ne müspet ne menfi, bir türlü anlam veremiyordu. "O küskündür, kederlidir ve ruhundan gelen anlaşılmaz bir mana ile asidir. Fakat kime karşı ve niçin? Bunu kendi de bilmez." (...) Halini kendisi şöyle anlatır: "Kalkıyorum. Ama keyfim yerinde değildir. Kafam ve vücudum yorgundur. Tersanede buluştuğumuz arkadaşlar benden daha çok zinde, benden daha çok şendirler." (...) Bu buhranların normal belirtileri, kendini çevresindekilerden ayrı görmektir. Kendinde hususiyetler sezmektir. Fakat bu hususiyetleri şekilleştirememektir. (...) Ama bunlar onun canlılığını bütünüyle kösteklemez. Bir taraftan okur, ne bulursa okur, diğer taraftan derslerin, kurmay problemlerinin içinde yoğrulur.
...Zaten insan hamurunun soyluluğu buradadır. Bir gün gelip bir misyonu olacak insan, bu misyonun ne olabileceğini kesin olarak sezmese bile, kendi ham maddesini durmadan işleyen insandır. Bu ham madde, o insanın kendi kabiliyetleri ve ihtiraslarıdır. Kendini yapan, kendini aşabilen ve çevresinden sivrilebilecek olan insan, ancak bu soy insan'dır. O da kendini her tarafa çarpar. Derslerin dışında en ihtiraslı meşgalesi siyasi düşüncelerdir. Bu düşünceler gerçi dumanlıdır, belirsizdir. Ama mademki onu günlük sınırların dışına aşırmaktadır, o halde vardır ve gerçektir. Önemli olan da budur.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.