Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Kemal / 1919-1922

Tek Adam - Cilt 2

Şevket Süreyya Aydemir

En Eski Tek Adam - Cilt 2 Gönderileri

En Eski Tek Adam - Cilt 2 kitaplarını, en eski Tek Adam - Cilt 2 sözleri ve alıntılarını, en eski Tek Adam - Cilt 2 yazarlarını, en eski Tek Adam - Cilt 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
560 syf.
8/10 puan verdi
Tek Adam’ın ikinci cildinde, Atatürk 'ün 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayıp 1922 yılının sonuna kadarki dönemi kapsamaktadır
Tek Adam - Cilt 2
Tek Adam - Cilt 2Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20171,512 okunma
560 syf.
9/10 puan verdi
1919'de başlayıp 1922 tarihine kadar Atatürk liderliğinde,askerlerin,köylülerin,kadınların canla başla Anadolu'yu işgalcilerden kurtarmak adına gerçekleştirdikleri bir ölüm kalım savaşı, öncesindeki kongreler safhası, meclisin açılışı, meclisteki taraflar arasındaki çetin tartışmalar, resmi tarih çizgisiyle dile getirilmiştir. Milli Mücadele'nin safhalarını ayrıntılarıyla anlayabilmek, Mustafa Kemal'i bir komutan ve devlet adamı olarak tanıyabilmek adına yararlı bir eser.
Tek Adam - Cilt 2
Tek Adam - Cilt 2Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20171,512 okunma
Reklam
Bazı yazarlar (Sabahattin Selek: Anadolu İhtilali.), Mustafa Kemal'in Havza'da, Rusya'dan gelen General Budenni ve bir Rus Heyeti ile temaslarda bulunduğunu yazarlar. Fakat böyle bir temasa ait hiçbir belge yoktur. Kaldı ki böyle bir temasa ihtimal de verilemez. Evvela şunun için ki, o tarihte Samsun, İngiliz işgalindedir. Rusya ovaları, müttefiklerden destek gören ihtilal aleyhtarı generallerin, beyaz orduların işgali altındadır. Oralardan birinin, heyetin Samsun'a gelmesine ihtimal yoktur. Kaldı ki o günlerde Mustafa Kemal, göze çarpacak, dikkati çekecek bir durumda değildir. Daha sonra, General ve Mareşal olan Budenni de siyasi bir kişilik sayılmaz. O tarihte sadece Yoldaş Budenni olarak Ukrayna'da bir Süvari Kumandanıydı ve zaten alaylı bir askerdi. Hulasa böyle bir ziyarete ihtimal verilemez.
İhtilal, bir katastroftur (yıkım, felaket). Yani, sebepleri önceden birikmiş olmakla beraber, ani bir patlamadır. Bir sıçramadır. Toplumun yapısında birikmiş ve gelişmiş çatışmaların bir gün ve birden çözülüşü gibi bir şeydir. İhtilal, daha önce değindiğimiz gibi, inkılap demek değildir. İnkılap, uzun süreli, toplumun yapısını siyasi, ekonomik ve sosyal bütün iskeletiyle değiştiren, yeniden ve zaman içinde işleyen bir şeydir. Halbuki ihtilal biter. Zaten müdahalesini yaptıktan sonra onu yapanlar yerlerinde kalmak isterler ya da bir ihtilal nizamını boyuna devam ettirmek çabasına düşerlerse, hem kendilerini hem ihtilali yerler. Çünkü artık toplumun siyasal yapısı alacağı şekli almıştır. İhtilal uzun süreli bir yapı değişmesine, yani bir inkılaba yöneltilemiyorsa, ihtilalcinin varlığı artık toplum yapısı için lüzumsuzdur. Toplum, onu sırtından, bir kabuk değiştirir gibi atar.
Sayfa 262Kitabı okudu
Bu arada, kalabalıkların ilkel, geri ve tam bir bilince dayanmayan duygu ve eğilimlerinin sömürülmesi, iç isyanların her safhasında kendini göstermiştir. Kara kalabalıkların bilinçaltı içgüdüleri ve ihtirasları, halk düşmanları tarafından daima sömürülmüştür. Halbuki kara kalabalık demek, millet demektir. Millet, müşterek bir bilince sahip olan, milletçe müşterek ölçülere bağlı olan ve ona inanan bir sosyal toplum demektir. Başıboş ve cahil kalabalıklarda, adına sürü psikolojisi diyebileceğimiz ilkel enstenktler (içgüdüler) rol oynar. Halbuki milli psikoloji, yani müşterek bir millet bilinç ve anlayışına dayanan duygular ve değerler birliği, sürü psikolojisinin, tamamen zıddıdır.
Sayfa 318Kitabı okudu
Reklam
"...Fakat kültür demek, bazılarının sandığı gibi, yemekte balığı bıçakla kesmemek demek değildir. Bu dış alışkanlıklar çabuk benimsenir. Hakiki kültür, kazanılan ve benimsenen bilgilerin zenginliğidir. Geçmiş davaların kültürlü bir şekilde idraki ve tevarüs edilmesidir. Karşılaşılan durumların doğru olarak anlaşılması için de, bunların makul ve tenkidi bir surette açıklanabilmesidir..."
Sayfa 346 - ÇiçerinKitabı okudu
560 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Tam anlamıyla bir başucu kitabı; insanın sık sık eline alması gereken, kafası bir konuya takıldı mı hemen kısaca bir göz atılması lazım gelen, birincisinden çok daha iyi bir kitap; zira burada bütün Milli Mücadele'den söz ediyoruz. Ve ben hâlâ, lisede, bu kitabın gerekirse "zorla" okutulması taraftarıyım -tabii bu tartışılır, "zorla" kısmını çok dikkate almayın. Bir kere okunacak, "okudum" diyerek geçiştirilebilecek bir kitap değil bu; tekrar tekrar okumak, öğrenmek lazım. Burada kastettiğim, baştan sona tekrar tekrar öğütmek değil elbet ki bunun yararı konusunda da şüpheliyim. Fakat özümseyerek, sindire sindire bilmek lazım her bir kısmını. Kitabın üç yüz kırk altıncı sayfasında geçen bir alıntıyla tamamlamak istiyorum sözlerimi: "Hakiki kültür, kazanılan ve benimsenen bilgilerin zenginliğidir. Geçmiş davaların kültürlü bir şekilde idraki ve tevarüs edilmesidir. Karşılaşılan durumların doğru olarak anlaşılması için de, bunların makul ve tenkidi bir surette açıklanabilmesidir..." Sovyet bir diplomat olan Çiçerin'in sözleri bunlar, Aralof'u Ankara'da büyükelçi olmaya ikna ederken sarf ettiği sözler. Bu da bir ışık olsun bize, neden bu kitabı okumamız gerektiğine. "Kültürlü" okumalar.
Tek Adam - Cilt 2
Tek Adam - Cilt 2Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20171,512 okunma
Mustafa Kemal hiç şüphe yok ki, ne komünist, ne de sosyalistti. Sosyalizm ve onun es son ihtilalci şekli, yani toplum yapısının ihtilal yoluyla topyekün ve yeniden inşası demek olan komünizm, ona yabancıydı. Kaldı ki Mustafa Kemal, sınıf kavgası değil, Milli Kurtuluş Mücadelesi yapıyordu. Bu mücadele batı manasında sınıfların teşekkülüne karşı özlemler, yani gelecekte ki sınıf kavgalarını önleyici hedefler güder ve organlar getirebilirdi ama, aslında bir sınıf mücadelesi değildi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.