Mustafa Kemal / 1922-1938

Tek Adam - Cilt 3

Şevket Süreyya Aydemir

En Eski Tek Adam - Cilt 3 Gönderileri

En Eski Tek Adam - Cilt 3 kitaplarını, en eski Tek Adam - Cilt 3 sözleri ve alıntılarını, en eski Tek Adam - Cilt 3 yazarlarını, en eski Tek Adam - Cilt 3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk, bugün mezarından başını kaldırsa da kurduğu laik Türkiye'de din adına şimdi yapılan spekülasyonları ve yüz kızartıcı oyunları görse, kahrından, bir daha ölür...
Sayfa 426 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Mussolini'nin azgınlık zamanlarındaydı. Roma'daki faşist mitinglerinde Mussolini'nin, havaya kalkan elini azametli bir tehditle Doğuya doğru uzatıp: "- Mare nostrom!" diye haykırdığı günlerdi. Hedefi neresiydi pek belli değildi ama, ikide bir, Roma'nın doğudaki eski topraklarından bahsederdi. O günlerde Atatürk sinirliydi: "- Ben harpten korkarım. Çünkü harbi bilirim. Ama Mussolini korkmaz, çünkü harbi bilmez." derdi. Mussolini'den kuşkudaydı: "- Bu adam bana bir gün çizmelerimi giydirmezse?" diye de yakınırdı.
Sayfa 478 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Bu macera Çankaya köşkünün rahat, sıcak salonlarına dönülünce, gece onun şu hikâyesiyle tamamlandı: "- Biz Harbiye'de talebeyken, mektebin sobaları yanmazdı. Bütün kış titreşir dururduk. İdareye de derdimizi anlatamazdık. Nihayet bir gün arkadaşlar beni müdüre çıkmak için seçtiler. Müdür Zülüflü İsmail Paşa isminde bir saray uşağıydı. Müsaade aldık. Huzura çıktık. Önce padişaha, sonra müdüre dualarımızı arz ettik. Nihayet maksada geldik. İşi anlatmak istedik. Ama paşa daha ilk cümlelerde kükredi: "- Ne soğuğu be nankörler! Padişah nimeti gözünüze, dizinize dursun. Görmüyor musunuz sobalar nasıl gürül gürül yanıyor. Defolun buradan, yoksa... "Hakikaten de müdürün sobası gürül gürül yanıyordu. Müdür buram buram terliyordu. Sıcaktan göğsünü, bağrını açmıştı ve zannediyordu ki, bütün mektebin sobaları da öyle yanar... "Çocuklar, biz bu Çankaya köşkünde bazen, galiba bu Zülüflü İsmail Paşa gibi kendimizi aldatıyoruz..." Evet, gerekince Mustafa Kemal, hem realist, hem de açık kalpli bir realistti...
Sayfa 480 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Atatürkçülük, Atatürk'e dönüş demek değildir. Atatürkçülük, Atatürk'ün bıraktığı yerden, onu daha ileriye götürmektir. Bunun ölçüsü basittir: Etrafımıza baktığımız, toplumun sesini dinlediğimiz ve ruhumuzun dileklerine kulak verdiğimiz zaman kendimizi, eğer hâlâ Atatürk'ün fethedebildiği sınırlar içinde buluyorsak, ondan sonra ilerlememişiz, hatta gerilemişiz demektir. Eğer bulunduğumuz ve teneffüs ettiğimiz hava onun bize sağladığından da geri ise, ona ihanet ettiğimizi düşünebiliriz...
Sayfa 494 - Remzi KitabeviKitabı okudu
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Şevket Süreyya Aydemir'in "Tek Adam" serisinin son kitabı, 1922 yılından Atatürk'ün ölümüne kadar geçen olayları, geniş bir kaynak araştırması ve Aydemir'in yorumlamaları ile anlatılıyor. Diplomasiden siyasete, ayaklanmalardan inkılaplara... Daha birçok konuyu Aydemir'in bu titiz çalışmasında bulmak mümkün. Bu seriyi bitirdikten sonra İkinci Adam'ı da okumakta fayda var. Yaklaşık 80-90 yıllık bir dönemi bu iki seriyi okuyarak daha iyi anlayabilirsiniz.
Tek Adam - Cilt 3
Tek Adam - Cilt 3Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi Yayınları · 20201,217 okunma
Gazi, Halkın Ufkunu Genişletiyor
"Camiler, birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadetle beraber, din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani meşveret etmek (karşılıklı danışmak) için yapılmıştır. İşte biz de burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için, bilhassa hakimiyetimiz için düşündüğümüzü meydana koyalım. ...... Benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ediyorum." (Mustafa Kemal'in Balıkesir Paşa Camii 'nde minbere çıkıp halka yaptığı konuşmasını 7 Şubat 1923'te yurt gezileri sırasında yapıyor.)
Sayfa 74 - Remzi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.