Hıristiyanlıkta ve İslamiyette Kadının Statüsü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın

Fatmagül Berktay

En Beğenilen Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Gönderileri

En Beğenilen Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın kitaplarını, en beğenilen Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın yazarlarını, en beğenilen Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Erkekler, insanlar ile Tanrı arasındaki dolayımı kuran öznelerdir; kadınlar, Tanrı' ya erkekler dolayımıyla ulaşırlar. "
"Çoğulculuk ve onunla birlikte tolerans ya da hoşgörü, başkalarının farklı kurallara göre yaşayabileceklerini, 'hakikat' peşinde koşan kaç kişi varsa o kadar farklı 'hakikat' olabileceğini, benim için 'doğru' olanın başkası için 'doğru' olmayabileceğini vb. kabul etmeyi gerektirir. Kültürel ve tarihsel mirasları nedeniyle dünyaya farklı bir gözle bakan, bu farklı bakışı farklı dillerle ifade eden 'başkalarıyla' çevrili olabiliriz."
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
"Din kavramının kendisi, insanlar için değerli yönleri olsa da, ataerkil yapılar, kutuplaşmış değerler ve hiyerarşi ile öylesine lekelenmiş durumdadır ki, en titiz feminist arındırmanın bile bu lekeleri temizlemesi mümkün değildir" diyor, felsefeci Hilde Hein. Gerçekten de, amacımız barış olduğu zaman, savaşı anlamsız kılmanın tek yolu, karşı silahlar üretmek değil, tümüyle silahlardan arınmış bir dünya kurmaya cesaret etmektir!
Kadınlar adına konuşan Christine de Pisan (1364 1430), bu kadın düşmanı edebiyata karşı duyulan tepkiyi zarif ama sağlam bir şekilde dile getirir: Hiçbir günah kadınınki kadar büyük değildir diyorlar ama, kadınlar adam öldürmezler, kentleri yakıp yıkmazlar, halkı ezmezler, toprakları yağmalamazlar, kundakçılık yapmazlar ya da sahte sözleşmeler düzenlemezler. Kadınlar şefkatli, nazik, yardımsever, alçakgönüllü, basiretli varlıklardır. Evet, Havva günah işledi ama aldatılmıştı; Adem de ondan iyi sayılmazdı.
Örtünmenin görsel işlevinin "bakış'tan korunmak olması, "bakan" ile "bakılan" arasındaki egemenlik ilişkisini içeren önemli bir anlam yükü taşımaktadır. Neden, "mübah olmayan bakış"ın sahibi olan erkeğin değil de, bu bakışın nesnesi olan kadının örtünmeye zorlanarak kısıtlandığını anlamak kolay değildir. İslamcı yazar H. Hatemi'ye göre, bu konuda kadın ile erkek arasında "çok hafif bir farkın bulunması bu duruma yol açmaktadır. Örtünme, "sadece ve sadece, kadın ve erkek arasında 'görme yoluyla uyarılma' açısından fizyolojik farklılık dolayısıyla, yine kadını tacizlerden korumak, onun rahatça sokağa çıkmasını sağlamak içindir. Kadın ile erkek arasında böylesine mutlak ve değişmez bir farklılığın bilimsel olarak kanıtlanmış olup olmaması sorunu bir yana, bu tür bir "uyarılma"nın, tümüyle öznel (kişiye bağlı) ve sonu olmayan bir şey olduğu unutulmamalıdır.
Bir kültürün "ethos"u ya da dünya görüşü, kadın imgelerini de içerir ve bunlar kültürün bütünü açısından kadınlara ilişkin düşünceleri biçimlendirmede büyük rol oynarlar. Sözkonusu imgeler ise çoğunlukla dinsel kaynaklıdır ve gene çoğunlukla kadınların kendileri tarafından değil, erkek­ler tarafından oluşturulmuşlardır. Bu bağlamda, kadınların kendi kendilerini tanımlamaları, kendi kimliklerini özerk bir biçimde oluşturmaları, kısacası kendi adlarını kendilerinin koyması söz konusu değildir.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.