Uzak, yakın tarihini değil, hatta vaktiyle kendilerinin yaptığı şeyleri bile bilmezler, vurdukları kasabaların, yağma ettikleri şehirlerin isimlerini unuturlardı. Unutmadıkları şey istikbâle aitti: “Kızılelma”ya gidilecekti.
“Kızılelma”ya gidilecekti. Bu hücumlar, bu akınlar, bu muhasaralar hep oraya yol açmak içindi. Orası dünya üzerinde bir cennetti! Bütün dünyanın zaferi, şanı, saadeti, ganimeti orada idi.
Bilmiyorum ;önceden de okumuş olabilirim? Ömer Seyfettin'in yazım dili ve anlatımı fevkalade güzel. isterim ki tüm eserlerini okuyayım ve okuyalım. yiğenim sayesinde bir güzel eseri de bitirdim. teke tek insanlarla mücadele etmek zor. Eser de geçen teke tek hesaplaşma aslında zorluklar ne kadar büyük olsa da biz içimizdeki güçle hepsini aşarız mesajını veriyor.
kitapla kalın...
Ömer Seyfettin'nin bazı eserleri "Öykü" adı altında yayınlasa da araşarında Anı-Hatırat gibi gerçek olayların anlatıldığı eserlerde vardır.
Bu öyküde konu biraz basit gibi geldi ancak sanıyırum ki Osmanlı askerleri arasında yaşanmış trajik bir olayın anlatıla anlatıla asırlarca varlığını korumuş bir olay olabilir.
Adından da anlaşıldığı gibi düelloya tutuşan iki asker ve sonrasında olayın intikamı niteliğinde birinci olaydan bağımsın ikinci bir düellonun anltııldığı kısa bir öykü.