Telhisü’l-Miftah (Arapça)

Hatip el-Kazvînî

Telhisü’l-Miftah (Arapça) Hakkında

Telhisü’l-Miftah (Arapça) konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
3
Okunma
Beğeni
324
Görüntülenme

Hakkında

Sadece et-Telhîs adıyla da tanınan eser, EbûYa’kub es-Sekkâkî’ninMiftâhu’l-ulûm’unun belâgata dair üçüncü bölümünün ihtisarıdır. Telhîs bir mukaddime ile üç bölüm ve bir hâtimeden meydana gelir. Hatip Kazvînî eserin mukaddimesinde fesahat ve belâgat kavramlarının tanımını, kısım ve şartlarını incelemiş, birinci bölümde meânî, ikinci bölümde beyan ve üçüncü bölümde bedî ilmini ele almış, hâtime kısmında ise şiir çalıntıları (serikât) meselesiyle edebî bir parçanın giriş-gelişme-sonuç bölümlerini kapsayan kompozisyon tekniğine dair bazı temel bilgilere yer vermiştir. Üzerinde şerh, hâşiye, ta’lik, ihtisar, nazma çekme, tercüme şeklinde çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir. Muhatap alınacak ve bu konuda söz söyleyecek kimse zevki selime, düzgün bir tabiata, keskin zekâya ve temiz bir mizaca sahip olmalıdır. Bazı kimseler bir kısım ilimlerde başarı elde edebilirler, fakat bu ilim hakkında konuşmaya kalkıştıklarında gülünç duruma düşerler. Bu eser yukarıdaki muhtevayi içermekle siz değerli takipçilerimizin ihtiyacını karşılaması dileği ile …..
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 28 dk.Sayfa Sayısı: 440Basım Tarihi: Kasım 2017Yayınevi: Şifa Yayınevi
ISBN: 9786058406377Ülke: TürkiyeDil: ArapçaFormat: Ciltli
Reklam

Yazar Hakkında

Hatip el-Kazvînî
Hatip el-KazvînîYazar · 2 kitap
22 Şâban 666’da (7 Mayıs 1268) Musul’da doğdu. Uzun yıllar Şam Emeviyye Camii’nde hatiplik yaptığı için “Hatîb” ve “Hatîbü Dımaşk” unvanıyla tanınır; soyu Abbâsî vali ve kumandanlarından, şair ve edip Ebû Dülef el-İclî’ye dayanır. Güney Irak’ta Hîre civarında yerleşmiş Benî İcl kabilesine mensuptur. Ailesi muhtemelen, Moğollar’ın 656 (1258) yılında Bağdat’ı işgal edip Abbâsî hilâfetine son vermelerinden sonra Musul’a göç etti. Kazvînî burada kültürlü bir ortamda yetişti. Başkadı olan babasından temel dinî bilgileri öğrendi, fıkıh ve özellikle Şâfiî fıkhı okudu. Moğollar’ın Suriye ve Musul’u da işgal etmesi üzerine babası Anadolu’ya göç ederek Tokat yöresine yerleşince öğrenimine burada devam etti. Henüz yirmi yaşında iken Tokat’ın Niksar kazasına kadı olarak tayin edildi. Babasının vefatı üzerine ağabeyi İmâdüddin ile birlikte 689’da (1290) Memlük Sultanı el-Melikü’l-Eşref’in hâkimiyeti altında bulunan Şam’a göç etti. İmâdüddin, aynı yıl Şam’daki Ümmü’s-Sâlih Medresesi’ne müderris olarak tayin edildi. Kazvînî burada İzzeddin el-Fârûsî’den hadis, Başkadı Şehâbeddin el-Erbîlî’den fıkıh, hadis, Arap dili ve belâgatı, Başkadı Süleyman b. Hamza el-Makdisî’den fıkıh ve hadis, Alemüddin el-Birzâlî’den hadis, Şemseddin el-Eykî’den aklî ilimleri tahsil etti. 690’dan (1291) 706 (1307) yılına kadar çeşitli medreselerde müderrisliğin yanında kadı nâibliği de yapan Kazvînî 706’da Şam Emeviyye Camii hatipliğine tayin edildi. 724 (1324) yılında Memlük Sultanı el-Melikü’n-Nâsır Muhammed b. Kalavun, onu Mısır’a davet ederek Şam başkadılığı görevine dair tayin yazısını bizzat kendisine teslim etti. Daha sonraki yıllarda Sultan Muhammed b. Kalavun’un yakın dostları arasına girdi. Sultanın, Kazvînî’nin oğlu Cemâleddin Abdullah’ın yolsuzluk ve suçlarını babasının hatırı için bağışladığı kaydedilmektedir. Başkadılığın yanında hatiplik, kazaskerlik, Âdiliyye ve Gazzâliyye medreselerinde müderrislik görevlerini de sürdüren Kazvînî’ye 727’de (1327) Mısır başkadılığı verildi. Mısır’da Nâsıriyye, Sâlihiyye ve Kâmiliyye medreselerinde müderris olarak görev yaptı. Çocuklarının davranışları yüzünden Muhammed b. Kalavun’a defalarca şikâyet edilen Kazvînî, 738 (1337-38) yılında Mısır başkadılığından alınıp Şam’a kadı olarak gönderildi. 230.000 dirhem tutarındaki borcunu ödemek için bütün mal varlığını satarak Şam’a döndü. Kısa bir süre sonra da felç oldu. 15 Cemâziyelevvel 739’da (29 Kasım 1338) vefat etti ve Emeviyye Camii’nin önündeki Mekābirü’s-sûfiyye’ye defnedildi.