Temellerin Duruşması 1

Ahmet Kabaklı

Temellerin Duruşması 1 Sözleri ve Alıntıları

Temellerin Duruşması 1 sözleri ve alıntılarını, Temellerin Duruşması 1 kitap alıntılarını, Temellerin Duruşması 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürkü kayırmak ve savunmak ne demek ? Onu tarihten veya milletten korumak, kurtarmak isteyenler kim oluyorlar ? Onu korumak, kayırmak hakkini kimden alıyorlar ? Yoksa onu kaydırmak bahanesi altında kendi cikarlarinizi, imtiyazlarinizi mi korumak derdindesiniz ? Atatürk'e gerçek dışı bir çehre ve karakter vermek, bize, ona ve millete büyük hakarettir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Tek bir Türk milleti olduğu gibi tek bir Türk devleti vardır. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet bu tek ve ebed-müddet devletin, çağlar içindeki görünüşleridir. Sadece hanedan veya rejim değişmeleriyle devam eden bu tek ve sürekli devleti bölük pörçük ve hatta sonrakini bir öncekine düşman gibi göstermek, tarih bölücülüğüdür.
Reklam
Cumhuriyet devrinde makbul ve beğenilir görüş İnkılâp'tir. İnkılâp ise geçmişimize ve kendimize ait kurumları değiştirmek, onlardan kaçmak hatta nefret etmek gibi anlatılmıştır.
Son iki asırda, Avrupa bizi silahları ile bastırınca hazırlıksız ve temelsiz birtakım aydınlar, tıpkı tüfek ateşiyle ilk karşılaşan Afrika yerlileri gibi, büyük paniğe kapılmışlardır. Dört- beş yüzyıl boyunca Türk'ü yenilmez gören Batı'yı, asla yenilmez görmeye başlamışlardır. "Donanma ordu yürürken muzafferen ileri Üzengi öpmeye hazırdı garbın elçileri" gerçeğine karşılık Batı'nın yetiştirdiği taklitçi Türk aydınları (!) " Biz ancak maddi ve manevi her varlığımızdan sıyrılıp Batılılara benzediğimiz takdirde adam oluruz" kafasıyla fetva vermişlerdir. İki asırdan beri aydınları, okumuşları çoğunlukla böyle konuşan bir toplum, içine düştüğü hataları tekrar etmekten başka ne yapabilir?
"Antalya mebusu Hoca Rasih, Hilâfet'in ilgası zamanında, Hilâl-ı Ahmer'e para toplamak için bir heyetle Hindistan'daydı. İlga'dan 15 gün sonra geldi. Konuşuyordu. Bana dert yandı: - Bize Hindistan'da çok hürmet ediyorlardı. Mühim para toplanıyordu." Hilâfet'in ilgası" telgrafı gelince Hindistanlılar perişan oldular. Çok keder ettiler. Bize de hakaret ettiler. Çaremiz kalmadı kaçıp geldik, dedi. Bu iş, bütün âlem-i İslâma derin tesir yapmıştır, halbuki padişahlığın ilgasına âlem-i İslâm hiçbir şey dememiştir. Ne vahim bir hatadır, zaman gösterecek. Mustafa Kemal'e göre, "Hilâfet'ten hiçbir faide yokmuş." Delili de Hintlilerin 1. Cihan Harbi'nde aleyhimize savaşmaları imiş. Bu adamlar esirdir, ne yapabilirler? Hadi sen ol da yap! Hem de aldatılarak Çanakkale'ye getirilmişlerdir. Yine de lehimize çok yardım yaptılar. İngiltere'yi lehimize çevirmeye çok çalıştılar. Bunların (Lozan'da) bizim iyi sulh yapmamıza muhakkak tesiri olmuştur. Bize birçok para yolladılar. Biz Eskişehir'den İngilizleri tardederken Hintli taburlar kurşunlarını havaya sıktılar. Daha ne istiyorsun? Hele hür olsunlar da gör.. Bilhassa Hilâfet sayesinde umum Müslümanlar bizi büyük muhabbetle seviyordu. Bu da mühim manevî fayda idi. Hem bütün İslâmlara ait bir başı ne vicdanla, ne hakla kesersin! Zavallı âlem-i İslâm başsız kaldı. Ama bu kadar yenileşmiş olan Avrupa, Papa'yı kaldırmıyor. Mussolini bilâkis onu kuvvetlendirdi."
Sayfa 162Kitabı okudu
Abdülhamid Han
"Edward Grey, siyasi hayatım boyunca hasım olduğum Abdülhamid'in ölümünden sonra; Ne büyük kayıp! Hasmımdı ama onun ölümü ile diplomasi mesleği artık zevkini kaybetti" diye yazan ünlü diplomattır. ( Edward Grey İngiltere dışişleri bakanı)
Sayfa 136
Reklam
201 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.