Dokunulmaz görünen kişilerin yara alabildiğini görmek, insanı rahatlatıyor çünkü; uğradığı haksızlığı başkalarıyla paylaşmış ve bu sayede üzerine düşen yükü hafifletmiş gibi hissetmesini sağlıyor.
Kitabın yazarı aynı zamanda bir tıp doktoru, psikiyatri uzmanı. Çocukluktan gelen travmalarımızın nasıl yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini; sosyal, ikili ve iş ilişkilerimizi nasıl etkileyebileceğini ve bu etkinin ne kadar farklı boyutlara gidebileceğini gösteren güzel bir kitap.
Ruhsal tedavi gören genç kız kendince çıkar yol bulur ve karı koca terapist bir çifte farklı kimliklerle randevu alarak gider.Her ikisiyle de görüştüklerinde ailesiyle ilgili çektiği sancılar yüzeye çıkar.Kendine seçtiği bu yol onun felaketi olur.
Hayatın üzerinde süzülen bir kuş gibiydim. Herhangi bir noktaya doğru yaklaşıyor, sonra birkaç kanat darbesiyle uzaklaşıp, gökyüzündeki yerimi alıyordum.
İçimde giderek şişmekte olan bir balon vardı sanki. Basınç artıyor, tehlike sınırına doğru yükseliyordu. Patlasa, beni ver etrafta ne varsa paramparça etse bir itirazım olmazdı. Ama yalnızca sinir bozucu biçimde şişiyordu. Asla patlamayacağını, bu olasılığı korkunç boyutlara kadar yükseltip bir dehşet hali yaratacağını biliyordum. Herkese ve kendine de saldırmak üzere eşinen bir boğaydım sanki. Önüme ne gelirse parçalayıp dağıtmak, kırıp dökmek istiyordum. Ancak güçlü ve büyük bir hayvan tutup durdurabilir, bağlayıp yere yıkabilirdi beni.