Terör, savaşın soğuk yüzü, acı, barış, kardeşlik, birlik beraberlik ve sevgiyi konu alan, aynı zamanda birçok yazarın görüşlerini samimiyetle dile getirdiği, şiirlerinin de yer aldığı derleme bir kitap (Teröre Hayır! Savaşa Hayır!)
Terör; şiddet, baskı, korkutma, yıldırma politikası ile, bunların neticesinde kaos yaratarak, güzelim ülkemizi yaşanmaz hale getirmek, Türkiye Cumhuriyetin'in niteliklerini, siyasi, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, ele geçirmek için kişiler, ya da örgütler tarafından gerçekleştirilen insafsız, acımasız eylemlerdir.
Terörün dili ve dini olamaz!
Pir Sultan Abdal‘ın dediği gibi, “Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu."
Sanırım bu söz kısa ve öz tanımlıyor terörün ve savaşın izlerini.
Uzun yıllar doğuda ve sınırda bitmek bilmez terörün içinde yaşamış ve derin izler almış biri olarak, yaşadığım zorlu saatlerimi, günlerimi, gecelerimi ve yıllarımı bir kez daha yaşadım okurken. İçim ve yaram yeniden sızladı kabuk bağlamışken.
Gerçek hayatı ve zorlukları, yaşadığım birçok sınır bölgesinin haricinde, en çok Tunceli Pülümür kırsalında gördüm ve hissettim derinden. Genç kızken her şeyden bi haber pembe bir hayat yaşarken birden savaşın ve acının içinde bulmuştum kendimi. Sayısız zırhlı araç görmek ve bombardıman içinde hayata tutunabilmek hiç ama hiç kolay değildi. Kızımı bile güvenlik gerekçesiyle o yıllarda bulunduğum şehir Şırnak'ta dünyaya getirdim ben.
Doğuyu ve doğunun gerçek yerlisini, insaniyetini de göz ardı edemem. Ne yazık ki insanı, doğası, tarihi, medeniyetleriyle tarihe kazınmış ve yaşanası birçok kendine has özel ve güzel doğu şehrimiz varken zihinlerde bu şekilde yer ediyor terör illeti yüzünden.
Elbetteki terör her yerde. Ne batısı ne doğusu kaldı acının ve acı izlerin.
Unutamadığım acılarımın içinde, en çok o kınalı kuzuların şehit cenazelerinde yer almak ve onları memleketlerine göndermek tarif edilir gibi değildi. Kaç şehit cenazesine katıldığımı kaç şehit evine taziyeye gittiğimi hatırlamıyorum bile.
Yeter artık yeter! Son bulsun çektiğimiz acılar ve kayıplar.
Çocuklar, güzelim masum çocuklarımız ve onların korkusuzca, sevgiyle, kardeşçe yaşayabileceği aydınlık ve güzel günleri olsun. Hiçbir ana yaşamasın evladının acısını. Birlik ve beraberlik olmalı, birbirimize kenetlenmeliyiz ırk ayrımı yapmadan.
Gözleri çalınmış bir savaş çocuğuyum ben
Hayallerine kaç kurşun sıkıldı sayamadım
Sahi kim çaldı benim gözlerimi?
Neden çaldılar hiç bilemedim ki
Rengi nasıldır gökteki bulutların?
Pembe bulutlar var mı gerçekten?
Hayallerimize gül tohumları eken
Bulutlar hep kirliymiş ülkemde
Hep barut kokarmış mesela
Kirli yağmurlar taşırlarmış avuçlarımıza
Ah o berrak yağmur damlaları
Hangi aralık kirlendi bu kadar?
(Teröre Hayır! Savaşa Hayır)