Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep Sayın'ın Sunuşuyla

Tersten Perspektif

Pavel Florenski

En Eski Tersten Perspektif Gönderileri

En Eski Tersten Perspektif kitaplarını, en eski Tersten Perspektif sözleri ve alıntılarını, en eski Tersten Perspektif yazarlarını, en eski Tersten Perspektif yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ya aslında derinlik estetik gelişmişlik için gerekli değilse? Ya tek boyutlu sanatın kendi içinde bir anlamı varsa? Ya bugün sanatta ilerleme olarak modern okuması yapılan sanat tarihi içindeki perspektif vurgusu aslında sadece "perspektiften" ibaretse, değiştirilebilecek bir perspektif. İslâm sanatının varlıkla konumlandırılması gibi konularla birlikte okunduğunda tadından yenemeyen bir eser. Derste okutulan kitaplardan biri olması hasebiyle de Emre Şan hocama saygılarımı iletiyorum.
Tersten Perspektif
Tersten PerspektifPavel Florenski · Metis Yayıncılık · 200177 okunma
İnsan, yalnızca bir kereliğine kendine perspektifin biçim­sel beklentilerini unutma iznini verse, tarafsız bir sanat sezgi­siyle, perspektif yasalarının bozulmuş olduğu ikonların üstün­lüğünü kabul etmeye sürüklenecektir.
Reklam
Perspektifin asıl kökeni tiyatrodadır. Bunun nedeni, teknik ve tarihsel bir olgu olarak perspektifi ilk kullananın tiyatro olması değildir yalnızca; temelinde çok da­ha derinlikli bir nedenin gücü yatar: Dünyanın perspektifle yapılan temsili teatraldir.
Kendi özüne uygun olarak perspektife ne kadar büyük bir değer biçmemiz, ne denli bü­yük bir saygı duymamız gerekse de, onu basit, doğal ve insan gözününkine doğrudan benzeyen bir görme biçimi olarak dü­şünmeye kesinlikle hakkımız yoktur. Perspektif öğretisinin, birinci sınıf matematikçilerin de katılımıyla birkaç yüzyıl bo­yunca birçok büyük tin ve deneyimli ressam tarafından düzen­lenip işlenmek zorunda kalmış olması -buna ek olarak da an­cak dünyanın perspektifsel projeksiyonunun temel nitelikleri kabul edildikten sonra bilinç düzeyine çıkabilmiş olması- bi­zi, perspektifin tarih içinde düzenlenme sürecinin, insan psiko­fizyolojisinin içinde zaten var olan bir dünya anlayışının basit bir biçimde dizgeselleştirilmesiyle ilgili olmadığını, aksine bu psikofizyolojinin yeni bir dünya anlayışının, üstelik de özünde sanatsal olmayan, sanatı, özellikle de temsili sanatı dışlayan bir dünya anlayışının soyut istemleri uyarınca katı bir biçimde yeniden düzenlendiğini düşünmeye zorunlu kılıyor.
... gerçek bir perspektivistten söz edeceksek, bu kişi kesinlikle Leonardo olmalıdır; onun "Son Akşam Ye­meği" Hıristiyanlığın öte dünyasıyla içinde yaşadığımız bu dünya arasındaki uzamsal sınırı ortadan kaldırma ve İsa'nın farklı bir gerçekliğe değil, sadece farklı bir anlama sahip oldu­ğunu gösterme görevini üstlenmiştir. Gerçi bu freskte nere­deyse teatral bir sahneleme söz konusudur, ama bu, özel ya da sözgelimi bizim uzamımızla karşılaştırılabilecek bir sahne de­ğildir. Bu sahne, odanın bir uzantısıdır. Bakışımız ve bakışı­mızla birlikte tüm varlığımız merkezdeki kişinin sağ gözünde toplanan perspektifin içine sürüklenir. Biz gerçekliğin kendisini değil, sadece görsel bir fenomeni görürüz. Sanki bir ara­lıktan gizlice bakıyor gibiyizdir. Bırakın kendi yabancılaşma­mızı yaşantılamayı, soğuk ve meraklı bir tavır takınır, ne say­gı duyar ne de duygudaşlık kurarız.
Dünyanın perspektifle oluşturulmuş im­gesi bir algı durumu değil, olabildiğince güçlü ve fazlasıyla soyut düşüncelerin taleplerinin bir sonucudur. Ruhsal-fizyolojik nedenleri düşünecek olursak, sanatçı­nın, dünyayı perspektif şeması içinde temsil etmek için hem hiçbir nedeni yoktur, hem de, eğer doğal algısına sadık kal­mak istiyorsa bunu yapmaması gerekir.
Reklam
Bir uzamı diğerinin üzerine yer­leştirmek imkansızdır; sadece birinin biçimini bozmak gerek­se bile, bu türden bir taşıma işlemi dış yüzeylerden birinde kı­rılma ve kıvrılmalara neden olacaktır. Bir yumurtanın sadece bir parçasını bile bir mermer masanın yüzeyine tam olarak yerleştirmek mümkün değildir - bunun için deforme edilmesi ve en küçük parçasına kadar ayrılması gerekir. Yine aynı nedenden dolayı yumurtayı bir kağıt ya da tuval üzerinde gerçek anlamda temsil etmek de mümkün değildir.
Gerçek dünyadaki şu veya bu uzamın düzenlenişindeki karmaşıklığı ve çokbiçimliliği göz önünde bulundurduğumuzda, bu alanları temsil yoluyla yeniden oluşturma konusundaki bu kadar sonsuz olasılık kar­şısında kolaylıkla kavrama yetimizi yitiririz. Kavrama yetimi­zi kendi özgürlüğümüzün sonsuz uçurumunda kaybederiz.
... resim, gerçekliği kendi dolgusu içinde ikiye katlayamaz, aynı zamanda nesnelerin dış yüzey­lerinin geometrik bir yanıltıcı imgesini de oluşturamaz. Eğer nesnelerin yüzeyleri de onların simgelerinden sadece biriyse, o zaman suret de bir simgenin simgesidir.
'Dünyanın imge olması, varoluş içinde insanın özne olmasıyla aynı eylemdir." Martin Heidegger
Sayfa 15 - MetisKitabı okudu
91 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.