“Başınıza gelen herhangi bir musibet ,kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir. Bununla beraber Allah çoğunu affeder.”
Şura 42/30
Herkes kalbinin ekmeğini yer der gibi.
Günah insanın hayat damarlarını kurutur. Önce maddi manevi hastalıklara işaret verir, tevbe edilerek vazgeçilmezse süründürür yine dönülmezse öldürür.
İyilikler ise kurumuş damarları ve ölmüş kalpleri dirilterek insana hayat verir.
Teknolojinin gelişmesiyle işi kolaylaşan şeytanın insanları tuzaga düşürmesi de kolaylaştı.
Öne çıkan görselliği daha da öne çıkardı. Görsellik hayali düşünmeyi ve akletmeyi yok edecek kadar gölgede bıraktı. İnsanlar her şeyi görüntüsü ile değerlendirir oldu. Akıllar gözlere indi. İnsanlar ve eşyaların nasıl olduğuna değil nasıl göründüğüne bakılır olundu. Okunacak kitaplar bile içeriğinden çok ismi ve kapak şekline bakılarak alınır oldu. Bu duruma işaret eden Allah Resûlü (sas):
“Bir zaman gelecek ki, kişi tevazu ve aciz görünmek ile yanlışlarla da olsa öne çıkmak arasında tercihe zorlanacaktır. Kim o zamana kavuşursa aczi, günahlarla öne çıkmaya tercih etsin.” buyurdu.
Farkına varılsın veya varılmasın en fazla işlenen suç, kişiye en fazla zarar veren davranış tembelliktir. Basiretle bakıldığında her gün tembellik nedeni ile ne kadar çok şey kaybedildiği görülecektir.