Merhaba! Bugün, Temmuz ayı için seçmiş olduğum ilk kitap olan, İthaki'nin en yeni kitaplarından biri 'Kızların Suskunluğu'nu bitirdim ve sizlerle de paylaşmak istedim.
Gördüğüm kadarıyla çok fazla kişi daha önce İthaki yayınlarından çıkan 'Ben, Kirke' ve 'Akhilleus'un Şarkısı' kitaplarını çok sevdi, ve eğer siz de bu iki kitabı benim gibi bayılarak okuduysanız, 'Kızların Suskunluğu'nu da benim gibi elinizden bırakamadan büyük bir keyifle okuyacaksınız.
'Akhilleus'un Şarkısı'nda da okuduğumuz gibi, bu kitapta da Homer'ın İlyadasında, yani Truva savaşında yaşanan olayların bir 'retelling'ini okuyoruz, ancak bu sefer her zaman olduğu gibi savaştaki erkeklerden ve onların 'kahramanlıklarını' değil, olayları köle edilen kadınlar ve özellikle Briseis'in, tüm ailesini ve sahip olduğu her şeyi kaybedip, her şeyini elinden alan adam, Akhilleus'un kölesi olmak zorunda kalan bir kadının gözünden takip ediyoruz.
Kitabı okurken, çok net bir şekilde savaşın dehşetini de görüyoruz bir yandan. Özellikle Briseis'in Akhilleus tarafından bir gün içinde öldürdüğü Truvalı genç askerlerin isimlerini tek tek saydığı, ve annelerinin evlatlarının küçüklükleriyle ilgili anlattıkları anıların yer aldığı kısım beni çok etkiledi.
Ve en önemlisi de savaşın ön saflarında savaşan erkekler için değil de, her şeyini kaybedip korkunç bir yaşama, düşman saflarında devam etmek zorunda bırakılan kadınların kaderini de görüyoruz.
Bu sene en çok keyif alarak okuduğum kitaplardan biriydi diyebilirim bu kitap için ve hepinize de kesinlikle tavsiye ediyorum. Lütfen okuyun ve okutun bu güzel kitabı.