Bir güz akşamı kadar acıklı şekilde sakin hiçbir şey yoktur. Işıklar, ürpertili havada donuklaşır, yaşlanmış ağaçlar yapraklarını dökerler, yazın ateşli aydınlıklarıyla kavrulan kırlar, ilk soğuk rüzgârlarla birlikte ölümün geldiğini hissederler. Göklerde, umutsuzluklarla sızlanan soluklar vardır. Gece, loşluğunun içinde kefinler getirerek, ta yükseklerden iner.