“Eylemlerimiz,duygularımıza kıyasla,ne kadar da çabuk unutulur”
.
Etsuko eşini kaybetti,tifodan. Zorlu bir süreçti, belki hastalık değildi onu yoran, başka bir şey vardı yitirdiğini hissettiği.. Eşinin ailesinin evine yerleştiğinde bunu anladı. Etsuko aşık oldu ve bir girdabın içinde buldu kendini.. Kaybedeceği bir şey kalmayınca neler yapmaz ki insan?
Zalimleşir, aptallaşır, kendisiyle süregiden savaşının zaferini duyumsar kanında. Etsuko korkmuyor.
Onun hayatı, hayatının bittiğini düşündükleri anda başlıyor.. Kelebek kozasından çıkıyor.
.
Mişima benim için çok özel. Anlattığı, büyük olaylar değil, aksine küçücük bir olayı, sade bir kişiyi göz kamaştırıcı hale getirmesinde onun alametifarikası. Her eserinde daha da vurulduğum nokta örneğin: erkek bedenini betimlerken kalemindeki akışı/heyecanı.. Bunu hissedebiliyorsunuz.. (bilhassa Bereket Denizi serisinde)
.
Aşka Susamış’ta kadın karakterlerin işlenişi, bana Tanizaki’yi anımsattı. Aile içindeki hassas dengeler, yasak tutkular ve gözü karalık detaylarında..
.
Ali Volkan Erdemir çevirisini okumak,her eserde olduğu gibi, çok keyifli. Yabani durmayan, ilk okuyuşta dahi sahiplenebileceğiniz bir dil..
.
Kapak fotoğrafı ise zihnimdeki Etsuko’ya çok yakın.. Tsukioka Yoshitoshi’ye ait~