Tıbbın İfsadı
Dr. Bekir TokTıbbın İfsadı Gönderileri
Tıbbın İfsadı kitaplarını, Tıbbın İfsadı sözleri ve alıntılarını, Tıbbın İfsadı yazarlarını, Tıbbın İfsadı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Otorite psikolojisi!
Pilot sadece bir düğmeye basar ve tonlarca ağırlıktaki bombalar uçaktan bırakılır...
Pilot bölgeden ayrıldığında ise arkasında sadece acılar ve feryatlar bırakır. Oysa o sadece görevini yapmıştır. Otorite ona böyle emretmiştir ve bu durumda her zaman 'kendi günahı otoritenin boynundadır'. Bu savaşı birileri başlattı, uçağı ve bombaları başkaları üretti, ona komutanı sadece o bölgeye bomba atmasını emretti, o ise sadece düğmeye bastı, yaptığı bu kadardı sadece...
Yağmuru bulutlardan indiren ve yeryüzüne hayat bahşeden Allah'a rağmen, bulutların nasıl gökte toplandığı ve yağmurun nasıl yağdığı anlatılırken Allah (azze ve celle) gündem olmuyor. Dinin bilimden ayrı tutulması gerektiğine inanan laik ideoloji, bilimin sahibinin de dinin sahibinin de Allah olduğunu göz ardı ederek, dinin birkaç ibadet ve kısır bir inançtan ibaret kalmasını istiyor. Allah (azze ve celle) bizi bizden daha iyi tanıyor: "O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür."11
11 İbrahim Suresi,34.AyetKitabı okudu
İlim, dinden soyutlanarak ifsad edildi.
"Deneyle ortaya konmayan hiçbir şey bilime göre geçerli değildir." kaidesini Allah inancına, meleklerin varlığına ya da İslam'ın bize öğrettiği diğer gayba dayalı bilgilere karşılık gündeme getiren bilim sihirbazları; insanları yönetirken uydurdukları birçok dogmatik fikirleri anlatırken bu kaideyi akıllarına getirmiyorlar. Dinleştirilen materyalizm, gözle görmediğine inanmazken, laikliği, demokrasiyi, evrimi, sosyalizmi, vicdanı, evrensel insan haklarını, etiği, felsefi bilgileri, tarihi konuşurken gözle görülmeyen kaideleri sorgulamadan kabul ediyor. Gözle görülmemesine ve sağlam rivayet zincirleri olmamasına rağmen, taraflı bakış açısıyla kaleme alınan birçok tarihsel bilgi "sosyal bilim" olarak kabul edilirken, tarihin gördüğü en sağlam tarihçilik metodu olan "Hadis İlmi" bilimden sayılmıyor.
Musa (a.s) değneğini yere attığında, Allah'ın vahyi işte oydu, Firavun'un sihirbazlarının oyunları ise işte o zamanın bilimiydi. Oysaki her dönemde Allah'ın ilmi, onların topladıklarını bir çırpıda yer tüketirdi ancak Kur'an'ı okuyup da bunu fehmeden var mıydı?
Eğer ålemlerin Rabbi olan Allah'ın sözlerine kulak vermişşek, yaşadıklarımızın şaşılacak şeyler olmadığını da bilmemiz gerekir.
Siz reklamı sadece dizi aralarında oynatılan kısa videolardan ibaret sanıyorsanız yanılıyorsunuz. En güzel reklam, o alanda- ki otorite makamlarını satın alarak, insanlarda güven duygusu oluşturmaktır. Otoriteye olan bu sonsuz güven, koskoca bir fesad düzeninin birkaç cılız sesin dışında itirazsız bir şekilde işlemesi- ne yardımcı olur.
Konumuza dönecek olursak... Ekin ve nesil "şeytan"ın emri ile ifsad ediliyor. Arz ve sema hiç olmadığı kadar bugün ifsad ediliyor. Yeryüzü plastik çöplerinden geçilmiyor. Gökyüzü zehirli gazlarla dolu ve yağan yağmurlar bile asitli yağıyor. Yaratıkların genleri ile oynanıyor. Kırk beş günde olgunlaşan tavuklar, böceklerin yemediği "akrep" geni kodlanmış bitkiler, kısır çekirdekli meyveler... Evet, şeytan emrediyor:
Aslında en büyük zulüm Allah'ın hakkına yapılan zulüm olan "şirktir". Milyarlarca insan nasıl olur da dünyadaki en mantıksız düşünce olan "şirk" düşüncesini bu kadar kolay kabul edebilir sorusunun cevabını herhangi bir vatandaşı "öğretmen" rolüne, bilim adamı rolüne de "dini yozlaştıran kurumları" ya da "atalardan gelen kültürü koyun, daha iyi anlamaya başlayacaksınız
"Onlara Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın' dendiği za man: "Biz sadece islah edicileriz' derler"
Bakara Suresi, 11. AyetKitabı okudu
Gayret bizden ,başarı Allah (azze ve celle)'dendir
Ama unutmayalım ki yeryüzünün ve gökyüzünün sahibi olan Allah
(azze ve celle)'den habersiz bir yaprak bile kıpırdamaz
Vücudumuz Allah (azze ve celle) tarafından bize verilen bir emanet. Emanete sahip çıkmak ise, dinimizin bize emrettiği en önemli düsturlardan birisi. Emanete sahip çıkmamak demek, o emaneti "kullanım kılavuzuna uygun olarak kullanmamak de- mektir. Yediğine ve içtiğine dikkat etmemek, buna sınır koyma gibi bir derdi olmamak, haz odaklı yaşamak Kur'ân'da kâfirlerin özellikleri olarak belirtilmiş ve Allah (azze ve celle) onları "hay- vanlar gibi yemek"le tasvir etmiştir.³
3. Muhammed Suresi,12.AyetKitabı okudu
Allah inancını gökyüzüne hapseden, tek işinin yaratmak olduğunu sonra da makamına çekildiğini zanneden günümüz "Sezar zihniyeti'nin geleceği noktanın bu olduğunu anlamamak saflık olur. Düzen bozukken ne hastanelerin ne de başka kurumların münferit düzeleceğine de inandığımız yok.
Biliyoruz ki; modern yönetim sistemleri bozuk temelle inşa edildiği için, herkes aynı anda suçlu ama aynı zamanda da herkes kendince haklı oluyor. Kökünden zehirlenmiş ağacın, dallarının çürümesine kızmakla sorunlar çözülmüyor.