Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Toplumu Yeniden Kurmak

Murray Bookchin

Toplumu Yeniden Kurmak Gönderileri

Toplumu Yeniden Kurmak kitaplarını, Toplumu Yeniden Kurmak sözleri ve alıntılarını, Toplumu Yeniden Kurmak yazarlarını, Toplumu Yeniden Kurmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İngiltere'de sanayi devrimi sırasında acı çeken proleter sınıfın durumu, Amerika ovalarında toplu kıyıma uğrayan bizon sürülerinin durumundan farksızdı.
Kapitalizm, bakunin'in terimiyle, toplumsal kötülüğün tam olarak mutlak vücut bulması halini almamış olabilir; yani insanlar arasında, yaşamın her düzeyindeki amansız bir toplumsal rekabet sistemi ve rekabetle biriktirmeye dayalı bir ekonomi olarak tamamıyla gerçekleşmemiş olabilir. Ancak şu açıktır: ozon tabakasındaki deliklerin büyümesinin, sera etkisinin artmasının da gösterdiği gibi kapitalizm toplumu doğayla bir arada tutan bağları parçalayana kadar sürekli genişlemesi gereken bir sistemdir. Bu biçimiyle de, toplumsal yaşamın kanseridir.
Reklam
Kapitalizm, "toplumsal olarak gerekli" olmak gibi bir vasfının olmaması bir yana, Bakunin'in "kötülük kavramının kanlı canlı bir örneğidir. Kapitalist sistemin ötesinde başka bir" tarihsel dönüm noktası" yoktur. Kapitalizm iyinin içinde kötünün, akılcı olanın içinde akıldışının sızdığı uzun bir toplumsal gelişmenin vardığı yolun son noktasıdır. Kapitalizm toplum ve doğal yaşam için mutlak olumsuzluktur. Kişi bu toplumsal düzeni ıslah edemez, reform yapamaz, ya da "eko-kapitalizm" gibi bir etiketle sistemi kendi terimleriyle yeniden yaratamaz. Önümüzdeki tek seçenek "medeniyet" in başına bela olan ve onun bütün büyük ilerlemelerini lekeleyen her toplumsal hastalığı - ataerkil değerler, sınıfsal sömürü ve devletçilikten, para hırsı militarizm ve şimdi büyüme için büyümeye kadar-barındıran bu sistemi yıkmaktır.
Dolayısıyla, bugün geçmişi yeniden bulmaya, tarih bilgimizi derinleştirmeye, sorunlarımızın kaynakları üzerindeki esrar perdesini kaldırmaya, insanlığı batıl inançlardan, akıldışılıklardan, hepsinden öte insanlığın potansiyellerine duyulan inancın yitiminden kurtarmak için yapılan atılımları ve özgürlük biçimlerini yeniden anımsamaya duyduğumuz ihtiyaç her zamankinden fazla. Eğer doğal evrimin sürekliliğine yeniden katılıp onun içinde yaratıcı bir rol oynayacaksak, toplumsal evrime de yeniden katılmalı ve orada da yaratıcı bir rol oymamalıyız.
Birbirleriyle çelişen yolların kesiştikleri noktada duruyoruz: ya toplumsal evrimi mitler, tanrılar, cins kimliği ya da gizli seçkinler adına savunulan- toplumsal evrimi amaçsız kılarak insani ve insandışı yaşam için kötü sonuçlar doğuran-kaba bir özelcilik yoluyla bir esrar perdesinin ardına atan düşüncesiz bir akıldışılığa teslim olacağız; ya da bugün kötülenen eylemciliği tekrar kurarak dünyayı giderek genişleyen bir özgürlük ve akıl alanına dönüştüreceğiz. Bu dönüştürme eylemi yeni bir akılcılık, yeni bir teknoloji, yeni bir duyarlılık ve kendilik, her şeyin ötesinde de gerçek bir liberter toplum gerektirir.
Eğer biz imkansızı yapmazsak, olanaksız ile karşı karşıya kalacağız.
Reklam
Hiç kimse, - ahlaki,toplumsal yada ekolojik olarak-, başka insanların hayatlarının bağlı olduğu mülkiyete sahip olma hakkını elinde bulunduramaz. Keza, hiç kimse insan sağlığına ve gezegenin sağlığına zarar verecek, özel mülkiyete ait teknolojileri tasarlama, kullanma, dayatma hakkına sahip değildir.
Sayfa 209Kitabı okudu
Ekmek,takdir edersiniz ki, bir papazın hayır duasından daha “mukaddes” tir; gündelik giysiler, ruhbanların giyimlerinden daha “mübarektir”ler; kişisel meskenler, ruhsal olarak kliseler ve tapınaklardan daha anlamlıdırlar; Yeryüzünde kurulacak iyi bir yaşam, cennette kurulucak vaadedilmiş bir yaşamdan daha kutsayıcıdır.
Sayfa 209Kitabı okudu
Doğa bir resim çerçevesinden ya da bir dağın zirvesinden izlediğimiz donmuş bir görüntü değil. Doğa kendi evrimsel farklılaşmanın tarihidir.
eşitlik kavramı kişilere eşitsiz muamele yapmak yolunda incelikli bir biçimde kullanılabilir: son derece farklı yetenekleri olan ayrı bireylere aynı yükler yüklenir. kişilerin edindiği haklar ne denli "eşit ve tam" olursa olsun, bu haklar fiziksel ya da maddi engeller nedeniyle onları kullanamayanlar için anlamsızdırlar. böylece yalnızca biçimde kurulan adalet özde eşitsiz hale gelir. yargıda herkese eşit davranan, yani fiziksel ve zihinsel koşulları gözardı eden bir toplumda ortaya eşitlerin eşitsizliği çıkar.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Sonuna erdirilmeyen düşünce, yerleşik bir dogma kadar tehlikelidir.
Mülkiyetin kamulaştırılması, planlı ekonomi gibi modası geçmiş formüller ancak Devletin ve ekonominin giderek artan merkezileşmesini ve akılcılaşmasını güçlendirmeye yarıyor.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.