Türk Basınında Kalem Kavgaları

Emin Karaca

En Beğenilen Türk Basınında Kalem Kavgaları Gönderileri

En Beğenilen Türk Basınında Kalem Kavgaları kitaplarını, en beğenilen Türk Basınında Kalem Kavgaları sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Türk Basınında Kalem Kavgaları yazarlarını, en beğenilen Türk Basınında Kalem Kavgaları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çakma Gazetecileri İyi Özetlemiş
''Önce solcu gazetede devrimcilik yapacaksın. Devrimciliğin o kadar ileri gidecek ki ünlü solcular ile birlikte 'Vietnam Halkı ile Dayanışma Derneği' de kuracaksın, sonra, televizyonculuğa merak sarıp ekranda boy göstereceksin. Devir değişecek, solculuktan çark edip liberal olacaksın. 'Liberal' olmakla kalmayacaksın, kendin de şirket kurup kapitalistler arasına katılacaksın. Bu arada bir basımevi kuracaksın, çalıştığın gazetede iş adamları ile röportaj yapıp, röportaj yaptığın bu iş adamlarının basım işlerini de üstleneceksin. Şirketin 'ödeme güçlüğü' içine düşünce şirket paylarının bir kısmını bir ünlü şirketin sahibine devredeceksin. Günlerini ve gecelerini iş adamlarının sofralarında geçireceksin gerekince, patronunun ihalelerini takip için belediye başkanlarının kapılarını aşındıracaksın. Askerî dönemde 'askerci', sivil dönemde 'iktidarcı' olacaksın. Hiçbir konuyu araştırmayacaksın, araştıranlara da 'sahiplerinin sesi' olarak saldırıp, 'aferin' alacaksın. Başbakanlar, bakanlar, valiler, generaller ve iş adamları ile bir masada yemek yemeyi 'ödül' sayacaksın. 'Memo gazeteciliği' budur.''
Uğur Mumcu'dan Mehmet Barlas'a, 23 Şubat 1988
''Yabancı propagandalar dünyanın her memleketinde az çok kök salabilirler, Türkiye'de salamazlar. Bütün Türk milleti bu yolda yabancı tesirlere karşı aşılıdır. Bize sirayet ettirilmek istenilen hastalığın en acı şekillerini çektik. Vücudumuzda bu nevi mikroplara karşı tam bir muafiyet hâsıl olmuştur...''
Sayfa 115 - Sabiha Sertel
Reklam
Peyâmi Safa'nın Nâzım Hikmet Hakkındaki Yazısı
''Sürü Adamı Bir adam vardır ki, hiçbir düşüncesinde, hiçbir hareketinde 'kendi kendisi' olamaz. Ne düşünse, ne yapsa, ne söylese kendini değil, mensup olduğu sosyeteyi, ırkı, muhiti ve dışarıdan aldığı telkinleri dile getirir. Kendiliğinden hiçbir şey bulmamıştır. Başka birinin sisteminden aldığı fikirleri ve akideleri o sistemin sahibinden daha softaca müdafaa eder. İradesi de böyle dışarıdan gelme, yanaşma, iğreti bir hareket mihrakıdır. Bilmez ki, asıl kendi kendisi, kendi içi, sonsuz imkânların, keşfedilmediği için körleşen ve tıkanan istidatların tükenmez hazinesidir. Örneğini kendinde değil, hep dışarıda aradığı için muayyen bir fikre, bir akideye, başkasının kurduğu sisteme bağlanır kalır. Artık, ölünceye kadar hiçbir realitenin mili, onun yabancı bir telkinle perdelenmiş gözünü açamayacaktır; hayatın her şeyi gün değiştiği hâlde, o; sakallı feylezofundan yahut iktisatçı şeyhinden bellediği hiç değişmeyen birkaç ayet içinde kalmaya mahkûm, ilerlediğini sanarak yerinde sayacaktır. İçinde hep sürü insiyakları teptiği için, şahsiyetten mahrum, insana en uzak insandır bu. Bir ferttir, fakat şahıs değildir, çünkü onu teşhis için kendisine bakmaya hiç lüzum kalmaksızın, çömezi olduğu ideolojinin, içinde uyuştuğu telkin âleminin firmasını bilmek, onu hipnotize eden sakallının adını öğrenmek yetişir. Bu sürü adamlarının yüz bin tanesi bir tek şahsa muâdil değildir. Nüfuzunu gerçekten artırmak isteyen bir memleket, bunların sayısını azaltmakla işe başlamalı ve fertlerden değil, şahıslardan mürekkep bir sosyete kurmanın yoluna bakmalıdır.''
Sayfa 89 - 23 Haziran 1935, Tan gazetesi, ''Düşündükçe''
İstiklâl Mahkemesi Heyeti
''Mahkememiz, yüz binlerce Türk'ün kanı pahasına elde edilen Cumhuriyetimizin varlığına ve esaslarına karşı hareket ve teşebbüslere cüret edenleri şiddetle cezalandıracak ve İstanbul halkına çok muhtaç olduğu sükûn ve refâhı sağlayacaktır. Kararlarımıza, yalnız vatanın selameti endişesi, ideallerimizin sarsılmaz aşkı ve vicdanlarımız hâkim olacaktır.''
Sayfa 43
Tercüman-ı ahval
"Takvim-i Vekayi'nin hasılatı ve kârı hükümete aittir. Ceride-i Havadis'in masraf ve kârı sahibine ait olduktan başka, hükümet tarafından maaş dahi verilir. Gayriresmi olan jurnallerin masârif ve menafii sahiplerine aittir."
Sayfa 16
''Bu ihtifalde Nâmık Kemâl yaşayacak ve nankörlüğün mezarı kazılacak.''
Sayfa 107 - Peyami Safa, 2 Aralık 1935, Hafta
Reklam
58 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.