Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Kültüründen Türkiye Kültürüne ve Evrenselliğe

Türk Kültür Tarihi

Şerafettin Turan

Öne Çıkan Türk Kültür Tarihi Gönderileri

Öne Çıkan Türk Kültür Tarihi kitaplarını, öne çıkan Türk Kültür Tarihi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Türk Kültür Tarihi yazarlarını, öne çıkan Türk Kültür Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tasavvuf düşüncesini benimsemiş olanlara, bu kökten türetilen bir deyimle mutasavvıf denilmektedir. İyi bir mutasavvıfın bazı niteliklere sahip olması da öngörülmüştür. Genelde peygamberlerden alınan bu nitelikler '8' maddede toplanmaktadır: İbrahim'in "kerem ve sehaveti" (cömertlik) - İshak'ın "kaza ve kadere rızası" (kadercilik) - Eyyub'un sabrı - Zekeriya'nın "münacatı" (dua ve yalvarma) - Yahya'nın garipliği - Musa'nın sof hırka giymesi - İsa'nın "tecerrüdü" (yalnız başına yaşaması) ve Muhammet'in kanaatkârlığı.
Sayfa 141Kitabı okudu
Topluma öncülük eden ya da savaşlarda üstün başarılar kazanan kimi din adamları ile yiğit kişiler birer evliya kabul edilirlerken, XIlI. yüzyıl tarihçilerinden Niğdeli Kadı Ahmet'in belirttiğine göre de bazı gruplar, kendi şeyhlerinin mezarlarını birer tapınağa dönüştürüp onları tanrılaştırmaya da yönelmişlerdir. Bu davranış, Mevlana örneğinde oldu gibi katı Sünni görüşte olan Arap bilginlerince hoş karşılanmak şöyle dursun, İslam kurallarına aykırı sayılarak eleştirilmiştir.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Türk Doğacılığı: Şamanizm
Türk Şamanizmi İslamiyetten sonra da özellikle Anadolu'da İslami bir görünüş altında etkisini sürdürmüştür. Öyle ki bugünkü Türk yaşayışında bile bu eski dini inanış, görüş ve geleneklerin izlerini bulmak mümkündür.
Türklerin VII . yüzyıl ortalarından başlayarak İslam kültür çevresine girmelerine koşut olarak Türkçenin '2' yabancı dilin etkisi altına girdiği görülür: Arapça ve Farsça. Üstelik bu etki giderek bir baskıya, "boyunduruğa" dönüşmüş ve Türkçe öz kimliğini yitirerek bir başkalaşıma uğramıştır.
Sayfa 62 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Türklerin Arap kökenli alfabeye geçtiği dönem
O dönemde "okur-yazar olmak" deyimi, yalnızca Arap alfabesiyle yazılmış metinleri okuyabilen değil, bilgi dağarcığına bir şeyler yüklemiş kişi anlamına da geliyordu.
Öte yandan Türkiye'de laikliğin tanımı, çoğu kez, "Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması" diye yapılmakta, böylece de bu kavramın yalnız din anlayışı ile ilgili olduğu izlenimi ya da kanısı doğmaktadır. Gerçekte ise laiklik, bir düşünce, bir yaşam biçimi olarak, yalnızca din anlayışından kaynaklanan vicdan özgürlüğünü değil, her türlü düşünce özgürlüğünü, bütün yönetim ve kültür alanlarını içerir. Bu nedenle yalnızca din ve devlet işlerinin ayrılması yeterli olmayıp, yönetimi belirleyen ve toplum yaşamını yönlendiren hukuk, bilim, eğitim, sağlık ve sanat kurallarının da, dinsel kalıplar dışında çağdaş gereksinimlere göre saptanması gerekir. 
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
N.Kemal'in bu düşüncelerine karşılık, Avrupa'da akıl ile kanun'un, Osmanlı İmparatorluğu'nda ise zulüm ve köleliğin geçerli olduğunu, köleliğin de cahillik ve bağnazlık gibi '2' kaynaktan beslendiğini söyleyen Ali Suavinin görüşleri şöyle özetlenebilir: Arapça ibarelerden hükümler çıkarmak, yönetim ve siyaset yöntemlerini Kuran'da ve hadis'te aramak anlamsızdır. İbadetler için böyle bir yöntem esas kabul edilebilir, fakat dünya işleri için olamaz. Çünkü siyaset ilminin kaynağı, coğrafya, iktisat ve ahlaktır... Bu nedenle fıkıhtaki ibadet konusunu dünyaya ilişkin hükümlerden ayırmalı, bunları ayrıca bağımsız bir bütün olarak düzenlemelidir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Türkiye'de basımevlerinin artmasına ve değişik türde kütüphanelerin açılmasına karşın, basılan kitap sayısının artmadığı gözlenmektedir. Müteferrika basımevinin kuruluşundan yeni Türk abecesinin kabul edildiği 1928'e kadar geçen 200 yıllık dönemde basılan kitapların gerçek sayısı bilinmemekle birlikte iyimser varsayımlara göre bu rakam '30.000'i aşmamıştı. Latin kökenli abece baskı işlerinde kolaylık sağladığı ve kültür devriminin öncülerince bilgi ve kültürü yaygınlaştırmaya büyük önem verildiği için daha Kurtuluş Savaşı yıllarından başlayarak bilim ve düşün dünyasının ünlü yapıtlarının Türkçeye kazandırılmasına çalışılmıştı. Bu çabaların sonucunda da 1938'e kadar geçen 10 yıl içinde '16.063' yapıt yayımlanmıştı.
Sayfa 105Kitabı okudu
Karamanoğlu Mehmet Bey'in 1277'de giriştiği isyan Anadolu Türkmen halkının Konya yönetimine karşı duyduğu bir kırgınlığın sonucu idi. Mehmet Bey vaktiyle kendisini hapsetmiş olan Selçuklu saltanatına karşı ayaklanırken, Moğol egemenliğinden kurtulabilmek için Mısır Kölemen Hükümdarı Baybars'ı Anadolu'ya çağırmaktan bile çekinmemişti.
Sayfa 66 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Türk tarihi, belirli bir coğrafya parçası ile sınırlandırılmasına olanak bulunmayan bir nitelik taşımakta ve Türklerin göçüp yerleştikleri ve devlet kurup egemen oldukları ülkelerin tümünü kapsamaktadır. Öte yandan bugün Türkiye denilen topraklar da Türklerin tarihlerinin başlangıcından bu yana oturdukları yer, yani Türklerin öz yurdu anlamına gelmemektedir. Kısacası Türk Tarihi alan olarak yalnızca Türkiye denen coğrafya parçası ile sınırlı bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak da Türk Kültürü ile Türkiye Kültürü deyimleri arasında boyut ve süreç yönlerinden küçümsenmeyecek bir ayrılık vardır.
89 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.