Türk Kültüründen Türkiye Kültürüne ve Evrenselliğe

Türk Kültür Tarihi

Şerafettin Turan

Türk Kültür Tarihi Gönderileri

Türk Kültür Tarihi kitaplarını, Türk Kültür Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türk Kültür Tarihi yazarlarını, Türk Kültür Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eskiçağlardan beri geçerli olan bir kurala göre, kabile, boy, aşiret gibi topluluklar başkanlarının ya da hükümdarlarının kabul ettiği dine girmiş sayılıyordu.
Sayfa 129Kitabı okudu
Cadıcılık ve büyücülüğün XIX. yüzyıl Türkiyesinde de etkinliğini sürdürmesi ruhlara bağlı inanışların kolay kolay ortadan kalkmadığının çarpıcı bir göstergesidir. II. Mahmut döneminde başgösteren ve devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de de yer alan bir olay, bu bakımdan anılmaya değer. Tırnova Naibinin bildirdiğine göre, kasabayı cadı denen kötü ruhlar basmıştır, bu yüzden halk, evlerini terk etmiştir. Bunun üzerine bir cadıcı bulunmuştur. O, kötü ruhların mezarlıktan geldiğini saptamış, 2 yeniçerinin gömüldüğü söz konusu mezarlar açıldığında cesetlerin ters döndüğü, tırnaklarının uzadığı, gözlerinin de ateş gibi parladığı görülmüştür. Cadıcı, kötü ruhlardan kurtulmak için cesetlerin yüreklerine ağaç kazık çakılmasını ve kaynar su ile haşlanmalarını önermiş. Böyle yapıldığı halde umulan sonuç alınamayınca cesetlerin yakılmasına karar verilmiş, alınan fetva ile yakma işi bitirilince de kasaba cadıların etkisinden kurtulmuş!
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'ni kullanan kimi Türkler, totemciliğin kalıntısı olabilecek bir geleneği sürdürmüşlerdir. Kazaklar'da herhangi bir kişi, kendisinin doğduğu yıla adını veren hayvana özen göstermek zorundadır, onu öldüremez, boğazlayamaz. XIII. yüzyıl Anadolusunda bile Taptuklu taifesinin çam ağacına taptıklarından söz edilmektedir. (O.Turan, STD, 547 vd.)
Sayfa 125Kitabı okudu
Paganizmin egemen olduğu Roma İmparatorluğu döneminde çıkan Hıristiyanlık, insan sevgisini ön plana aldığı, inananları din kardeşi olarak eşit saydığı için özellikle yoksul halk arasında yandaş bulmuştu. Gene de karşılaştığı engeller yüzünden başlangıçta çok güçlükle yayılabilmişti. Yeni dinin yaygınlaştırılmasında İsa'dan sonra çevreye dağılan havariler'in çok büyük rolü olmuştu. Bu dağılma sırasında Meryem'in Anadolu'ya gelip son günlerini Efes yakınındaki Aladağ'da geçirdiği kabul edilmektedir. Aslen Tarsuslu olan havarilerden Paulus'un (St. Paul) ise Kilikya bölgesinde bu yeni dini yaymaya çalıştığı, buradan sonra Roma'ya gittiği bilinmektedir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Yahudilikte önemli bir yeri olan 10 Buyruk ise, Yahova'dan başka tanrı tanınmaması dışında, adam öldürmeme, anaya babaya saygılı olma, zina yapmama, çalmama, komşuya karşı yalan tanıklık etmeme, komşu malına göz dikmeme gibi ahlak kuralları sayılacak ilkeleri ve cumartesi gününün kutlanmasını içermektedir.
Filistin'de bir krallık kuran İsrailoğulları, ME. 586 yılında Asurluların istilasına uğramışlardır. Yalnızca siyasal egemenliklerini yitirmekle kalmamışlar, Kudüs'teki tapınakları yıkılmış, on binlercesi de Babil'e sürülmüşlerdi. Babilonya esareti denen sürgün yarım yüzyıl devam etmiş, Babil'i zapteden Pers Kralı Keyhusrev onların yurtlarına dönmelerine izin vermişti. Fakat Yahudi Krallığı'nın eski parlak dönemi bir daha yaşanamamış, 70 yılında da Romalıların istilasına uğramışlardı. Filistin'den çıkan Yahudiler dünyanın çok çeşitli ülkelerine dağılmışlardı. Buna Diaspora denilmektedir. Yeniden Filistin'e dönmek için uzun ve yoğun bir mücadeleye giren Yahudiler bu amaçlarına İkinci Dünya Savaşı sonunda ulaşmışlardı. Birleşmiş Milletler örgütü Kasım 1947'de Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması yolunda karar almış ve böylece, 14 Mayıs 1948'de bugünkü İsrail Devleti kurulmuştur.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Tanrıların çokluğu, onlar arasında görev ya da önem yönünden bir sıralamayı gerekli kılınca, içlerinden biri ana/baş tanrı durumuna geçirilmişti. Bu gelişmenin de ilk kez Anadolu'da olduğu bilinmektedir. Hititlerin bereket tanrıçası olan Kybela (Kubaba), "ana tanrıça" sayılmıştı. "Grek panteonu" nda (tanrılar topluluğu) Hera ana tanrıça kabul edilirken, Anadolu'nun aksine tanrıların başına bir erkek, Zeus geçirilmişti. Roma'da ise bu ad Jupiter'e dönüşmüştü.
Sayfa 115Kitabı okudu
“İlk başlarda her toplumun ayrı ayrı tanrısı ya da tanrıları vardı ve bunlar birbirinden farklıydı. İnsanlar, tanrılar uğrunda değil, tanrılar insanlar için çarpışıyorlardı. Ancak yenilenler yenenlerin dinini, tanrısını tanıyorlardı. Romalılar imparatorluklarını kurarken kendi dinlerini, tanrılarını da yaymaya başlayınca Avrupa'da ve Akdeniz havzasında paganlık tek ve yaygın din haline geldi." J. J. Rousseau
Sayfa 115Kitabı okudu
Yayın Kongresi'nde alınan karara uyularak Milli Eğitim Bakanlığınca bir ulusal ansiklopedinin yayımlanmasına başlanmıştı. Bunun için 6 ciltlik Larousse du XX siecle örnek alınmıştı. Adına da dönemin Cumhurbaşkanından esinlenerek İnönü Ansiklopedisi denilmişti. İlk fasikülü 1941'de yayımlanan ansiklopedinin adı 1950'deki siyasal iktidar değişikliğinden sonra Türk Ansiklopedisi olarak değiştirilmişti. Tamamlanması ise yaklaşık yarım yüzyılı bulmuştu.
Sayfa 106Kitabı okudu
Türkiye'de basımevlerinin artmasına ve değişik türde kütüphanelerin açılmasına karşın, basılan kitap sayısının artmadığı gözlenmektedir. Müteferrika basımevinin kuruluşundan yeni Türk abecesinin kabul edildiği 1928'e kadar geçen 200 yıllık dönemde basılan kitapların gerçek sayısı bilinmemekle birlikte iyimser varsayımlara göre bu rakam '30.000'i aşmamıştı. Latin kökenli abece baskı işlerinde kolaylık sağladığı ve kültür devriminin öncülerince bilgi ve kültürü yaygınlaştırmaya büyük önem verildiği için daha Kurtuluş Savaşı yıllarından başlayarak bilim ve düşün dünyasının ünlü yapıtlarının Türkçeye kazandırılmasına çalışılmıştı. Bu çabaların sonucunda da 1938'e kadar geçen 10 yıl içinde '16.063' yapıt yayımlanmıştı.
Sayfa 105Kitabı okudu
89 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.