Türkistan Rusya ile Çin Arasında

Baymirza Hayit

En Eski Türkistan Rusya ile Çin Arasında Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türkistan Rusya ile Çin Arasında sözleri ve alıntılarını, en eski Türkistan Rusya ile Çin Arasında kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkistan, Doğusu ve Batısıyla, bizim anayurdumuzdur. Türk milleti olarak cesaretimizin, kahramanlığımızın, tevazumuzun, hasbiliğimizin, inancımızın ve kültürümüzün beşiğidir. Anadolu'yu, blzlere, oradan bu aziz vatana otağ kuranlar hediye etmişlerdir.
Bu konuda ne kadar derinleştiysem o kadar çok, tarihin «balta girmemiş ormanı»na daldığımı hissettim. Bana doğru yolu göstermesi gereken 《pusula》dahi, daima kusursuz değildi. Bununla, yazılı kaynakları kastediyorum. Türkistan Tarihi'nin bazı meseleleri hakkında yazılan pek çok eser ve makâlelerin ekseriyeti, birbirini tutmuyordu. Bu ise, hakikati aramayı güçleştiriyordu. Bunun için, mümkün olduğu kadar, cereyan etmiş tarihi hadiselere dair düşünceleri, ahenkli bir surette birleştirmeye gayret ettim. Çin dilini bilmediğim için, Doğu Türkistan Tarihi meselelerinin araştırılmasında eksikliklerim vardır. Bu yüzden, Avrupa'da mevcut bulunan Doğu Türkistan meselelerine ait kaynaklardan bile istifade edemedim. Buna rağmen, bu eserde, başka kaynaklardan faydalanarak, Doğu Türkistan'ı nazarı itibare almaktan sarfınazar edemedim. Çünkü, Türkistan'ın bu kısmı, Yeniçağ Tarihi araştırmalarında, şimdiye kadar çok az ilgi görmüştür.
Reklam
Birçok sebeplerden ötürü, kanaatimce objektiflik asası dahilinde kalmak için, «Türkistan» terimini muhafaza ettim. Bu terimden, hepsi Orta Asya'da bulunan, fakat hiç bir surette tek başına Orta Asya sayılmayan, bugünkü Sovyetler Birliği'ndeki Kazakistan, Kırğızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri denilen bölgeler ile Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki Sinkiang - Uygur Muhtar Vilâyeti anlaşılmaktadır. Rusya ve Çin'in resmî makamları, Türkistan adının kullanılmasını yasak ettiler. Çünkü, bu meselede, onların siyasi menfaatleri vardır. Son zamanlarda Avrupa ve Birleşik Amerika Devletleri'ndeki literatürde de, «Türkistan» terimi yerine Sovyet literatüründen alınan «Orta Asya ve Kazakistan», «Doğu Türkistan» yerine Çinlilerden geçen «Sinkiang» kavramının kullanıldığı göze çarpmaktadır. Wilhelm Barthold'un bildirdiğine göre, İngiliz âlimleri XIX. yüzyılda, «Türkistan» terimini Avrupa literatürüne getirmişlerdi. Bunun için Türkistan yerine Turkestan yazılmaktaydı. Bugünlerde ise bazı İngiliz âlimleri bu gelenekten vazgeçme yolundadır.
{Timur} kendini «Bey» (veya Emîr) ünvanıyle takdim ederdi. Hayatının sonuna doğru «Sultan-ı Turan» adıyla anıldı. Türkistan'a, dünyada itibar ve mevki temin etmiş olan Timur; bugün dahi milli şuurun bir sembolü olarak kabul edilmektedir.
Uluğ Bey'in sarayında yaşayan Çağatay Türk şairi Sakakî şöyle yazar: «Falak yıllar kerek ayıtsa ve keltirse alkınaka menin tek şairi Türik ve senin tek Şahi danâni» (Senin gibi bilge bir hükümdarı ve benim gibi bir Türk şairini dünyaya getirmesi ve sırlarını ifşa etmesi için, feleğe yıllar gerek).
Küçüm Han'ın Sibir Hanlığı'nın Ruslarca işgalinde Tevke faktörü
Şiğay Han'ın halefi Tevekkel (1583-99), dıştan gelen baskılara karşı defalarca kendini savunmak zorunda kaldı. Kazakların arasında meydana gelen yeni parçalanmaları önleyemedi. Onun iktidarı zamanında, Ruslar Sibirya'ya girdiler. Tevekkel'in yeğeni Oras Muhammed, Güney Sibirya'da Ruslar tarafından esir alındı. Tevekkel, yeğeninin serbest bırakılmasını talep etti. Fakat Ruslar, Tevekkel'in ancak Ruslarla birlikte, Güney Sibirya Han'ı Küçüm'e karşı savaşmayı kabul ettiği takdirde yeğenini serbest bırakacaklarını söylediler. Tevekkel, Rusların isteğine boyun eğerek Küçüm Han'a saldırdı. Bununla beraber, yeğenini Rusların elinden kurtarmaya muvaffak olamadı. Kazak Üç-Cüz'ünün (Ulu-Cüz, Orta-Cüz, Küçük-Cüz), Tevekkel'in zamanında teşekkül ettiği tahmin edilmektedir. Tevekkel, Özbek İmparatorluğu'na karşı da savaşmıştır. Buhara etrafındaki savaşta yaralanmış ve bunun sonucu olarak 1599'da ölmüştür. Bundan sonra, Kazakların birliğini hiç kimse koruyamadı. Onlar da Kalmukların istilâsı ile, hürriyetlerini kaybettiler.
Reklam
Değişmez Moğol Belası (Kalmuk Cungar Oyrat Buryat)
İşim Han, Kalmukların saldırılarına karşı koymaya çalıştı. Bununla beraber, Kalmukların lehine; önlenmesi imkânsız toprak kayıpları oldu. Çünkü, Kalmuklar, Batır Huntaycı idaresinde XVII. yüzyılın ortalarında Zaysan - Balhaş Gölleri ve Çu - İli - Ayağuz Irmaklarını fethetmişlerdi. İşim Han'ın halefi Cihangir Han da, babası gibi, Kalmuklara karşı savaşı sürdürmek zorunda kaldı. Aynı surette Tauke Han (1680-1717) da, Kalmuklara karşı aralıksız savaşmaya mecbur oldu. Kalmukların saldırısını önlemiş olmasına rağmen, Kazakların toprak bütünlüğünü emniyet altına alamadı. Kalmukları ihtilâfa düşürmek suretiyle, Kazaklara karşı birlikte saldırmalarını önlemeğe muvaffak olmuştu. Tauke Han iktidarı döneminin belirgin özelliklerinden biri, âdet ve kanunların sistematik bir şekilde tesbit edilmesidir. Tauke Han, Kazakların bütün âdet ve hukuk normlarını biraraya toplamak için altı ilim adamını vazifelendirmişti. Tauke Han'ın da bizzat dahil olduğu altı kişilik bu ilim heyetine, Tûli Ali Bey riyaset ediyordu. Kanun Külliyatı, Ahangaren Irmağı'nın sağ kıyısında, Kul Tübe'de hazırlandı. Bu kanuna, hazırlanmasında çalışan yedi âlimin adına izafeten «yedilerin vasiyeti» (Ceti Carğa) adı verildi.
Jeti Jargy (Yedi Yargı)
Tevke (Tauke) Han (1680- 1717) da, Kalmuklara karşı aralıksız savaşmaya mecbur oldu. Kalmukların saldırısını önlemiş olmasına rağmen, Kazakların toprak bü­tünlüğünü emniyet altına alamadı. Kalmukları ihtilâfa düşürmek su­retiyle, Kazaklara karşı birlikte saldırmalarını önlemeğe muvaffak ol­muştu. Tauke Han iktidarı döneminin belirgin
Elim-Ay ezgisinin doğmasına sebep olan olaylar silsilesi
Kalmukların eline geçen herkes, insafsızca yok ediliyordu. Gerçekten de XVI. yüzyılın sonlarından 1730'a kadar devam eden Kalmuk Kazak savaşında Kazaklar, yok olma tehlikesi geçirdiler. Bununla beraber devlet birliğini kuramadılar. Kazakların Kalmuklara karşı yenilgisi, o korkunç devrin bir hatırası olarak, «Elim-Ah» halk türküsünde bugüne kadar muhafaza edildi...
Sultan-ı Turan Sahipkıran Emir Timur
Timur, askerî bir lider ve bir devlet adamı olarak 32 yıl içerisinde (1370 - 1404), doğuda Altay Dağları’na, batıda Karadeniz ve Akdeniz'e, güneyde de İndus'a kadar uzanan bir imparatorluk kurmaya muvaffak oldu. Tarihçiler, Timur’un kurmuş olduğu devletin ve onun harp san'atınıın özellikleri ile, günümüze kadar meşgul oldular. Timur
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.