Türkiye'nin 1970'li Yılları

Mete K. Kaynar

Sayfa Sayısına Göre Türkiye'nin 1970'li Yılları Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Türkiye'nin 1970'li Yılları sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Türkiye'nin 1970'li Yılları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Siyasi tarihimize " Kanlı 1 Mayıs" olarak geçen 1977'deki 1 Mayıs kutlamaları, ister sosyalist hareketin ve toplumsal hak arayışlarının geldiği nokta, ister bu toplumsal hak arayışlarının kontrgerilla tarafından bastırılışı, isterse de Alparslan Türkeş'in arkasında olduğu iddia edilen bir darbe girişiminin gerekçesi olarak kurgulanan bir plan çerçevesinde okunsun - aslında her şekilde de - 1970'lerin en vahşi, en dramatik olaylarından biri olarak hafızalarımıza kaydedilmiştir.
27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971'deki darbelerin başında ve sonunda generallerin sırmalı subay şapkaları görünse bile aradaki onyılda görünen daha çok Türkiye emekçi sınıflarının yollarda yürüyen çıplak ayakları ve göğe kalkan talepkâr elleriydi.
Reklam
12 Mart öncesi işçi hareketleri için üç önemli zirve noktası
Geriye dönüp baktığımızda 12 Mart öncesi işçi hareketleri için üç önemli zirve noktasını saptayabiliriz. Birinci zirve noktası 13 Şubat 1961'de Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) kurulmasıdır. TİP, Türkiye tarihinde doğrudan doğruya işçiler tarafından kurulan ilk siyasal partidir. TİP'in kuruluşu, sosyolojik olarak Türkiye işçi
Sayfa 57 - Gökhan AtılganKitabı okudu
Türkiye kapitalizmi emekçi sınıflara kısmi refah sağlayabilecek bir potansiyelden bile yoksundu. İbrahim Osmanoğlu'nun Ant dergisinin 156. sayısında yer alan Küçük Bürokrasi Başkaldırdı başlıklı makalesinde de belirttiği üzere 1969 yılında CENTO ülkelerinde yapılan bir hesaplamaya göre, bir atın aylık gideri 363 ve bir öküzün aylık gideri 429 lira iken Türkiye'de bir öğretmenin maaşı 350 liraydı. Öğretmenine bir atın ya da bir öküzün aylık gideri kadar maaş bağlayamayan bir ülkede hâkim sınıfların toplumsal bir onay sağlama kabiliyeti hayli düşüktü. Bu durumda Türkiye'nin hakim sınıfları onayını alamadıkları halkı baskıyla susturma yoluna sapmıştı.
Sayfa 59 - Gökhan AtılganKitabı okudu
Darbeler ancak yürürlükteki hukuk sistemi çiğnenerek yapılır. Zira hiçbir düzen kendi hukukunda darbeye cevaz vermez. Buna karşılık darbeler başarıyla icra edildikleri andan itibaren kendi hukuklarını yaratırlar. Bu yaratım süreci baştan aşağı yeni bir hukuk düzeni kurmak şeklinde de olabilir, mevcut hukukî çerçevede gerekli tadilatları yapmak şeklinde de.
Sayfa 69 - Gökhan AtılganKitabı okudu
1961 Anayasası gerek hakim sınıflar gerekse de sözcüleri tarafından Türkiye kapitalizmiyle uyumlu bir anayasa olarak görülmüyor, onun Türkiye toplumunun bedenine bol geldiği iddia ediliyor, kimi zaman da özgürlükçü bir anayasanın Türkiye için bir lüks olduğu iddia ediliyordu. Büyük sermayenin buyük sözcülerinden İstanbul Sanayi Odası Başkanı Ertuğrul Soysal, darbenin hemen ardından "Ekonomik açıdan geri kalmış bir ülkeyiz. Fakat 1961 Anayasamız, Batı Avrupa'nın birçok ülkelerine model olacak ilerilikte kaleme alınmıştır," diyordu (Milliyet, 21 Mart 1971: 7).
Sayfa 70 - Gökhan AtılganKitabı okudu
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.