Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Turna Fırtınası

Hulusi Üstün

Turna Fırtınası Gönderileri

Turna Fırtınası kitaplarını, Turna Fırtınası sözleri ve alıntılarını, Turna Fırtınası yazarlarını, Turna Fırtınası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
356 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Ülkenin son çeyreğinde yaşananlara farklı bir bakış açısı
Bir röportajda yazara sorarlar: “Turna Fırtınası” okuyup bitirdikten sonra içimde büyük bir boşluk hissi bıraktı sanki. Sanki yürekte bir oyuntu bu. Eser okuyucunun içine işleyen bir konuya sahip…" Yazarın cevabı ise: "Evet… Bu etkiyi bırakan, kahramanların ağzından anlatılan pişmanlık itirafları… hepimizin yaşadığı, ama itiraf edemediği pişmanlıkları vardır ya… onlar… içerdiği trajedi… hepimizin zaman zaman içine düştüğü ümitsizlik… sizin ‘yürekte oyuntu’ olarak nitelendirdiğiniz budur belki." “Turna Fırtınası” Türkiye’nin son çeyrek yüzyılında yaşanılan sosyal ve siyasi meselelerin şiirsel bir romanı diyebiliriz. Aynı kasabada büyüyen, farklı düşünce yapısına sahip Esat ve Ayla'nın yaşadıkları temel alınarak yazılmış bir roman. Sade ve akıcı bir dili var. Tavsiye ederim.
Turna Fırtınası
Turna FırtınasıHulusi Üstün · Çınaraltı Yayıncılık · 201731 okunma
Ömür bir musikidir.Çığlıkla başlayan bu melodi,mırıltılarla ve ninnilerle sürer.Sonra cıvıltılar karışır,alkışlar karışır,derken müzik coşar,parça baş döndürücü bir ritme dönüşür.Ardından fark ettirmeden düşer müziğin temposu.Ritim ağırlaşır,sonunda bir yaz semaisi olur.İniltilerle sayıklamalarla yavaşlar…yavaşlar…ve susar. En son bir sela sesi ile musikinin bittiği ilan olunur. Yaşamak ise dans etmeye benzer o müzik eşliğinde…
Sayfa 270Kitabı okudu
Reklam
Kulli zamanun ila ricalün, kulli ricalun ila zamanun - Her adamın zamanı, her zamanın adamı vardır.
Sayfa 271Kitabı okudu
Dünyayı yaşadığı su birikintisinden ibaret sanan larvalardı onlar. Yahut kozasının içine kıvrılmış ipek böcekleri... Büyümek su birikintisinin dışına çıkmaktı yahut kozayı parçalamak... Büyüdüler... Su birikintisinin ya da kozanın dışındaki hayatın renkleri karşısında önce merak, sonra hayret, sonra korkuya kapıldılar... Hiçbiri güvenli bir yerde değildi artık. Uyum sağlamak zorunda olduklarını fark ettiler. Kimi kendi isteğiyle, kimisi zorla, kimisi farkında olmadan değişti. Gölü unutmuş, kuyruğunu yitirmiş, gözleri ya korkudan, ya hayretten, ya da arzudan ötürü patlamış kurbağalara dönüştü kimisi. Kimisi rengarenk kelebeklere... Vakti geçmiş, lodosa kalmış rengarenk kelebeklere...
Sayfa 216Kitabı okudu
Ömür bir şarkıya benzer, yaşamak da o şarkının ritmiyle dans etmeye...
Bir evden çıkar gibi çıkıyoruz çocukluktan. Önümüzdeki kar yığınını kürüyoruz. Bir yol açıyoruz kendimize kendi ellerimizle. O yol bizi nereye götürürse oraya gidiyoruz.
Reklam
Nasıl öldüğünü görmediğiniz hiç kimse için iyi yaşadı demeyin.
Sayfa 43 - Son Lidya Kralı'nın Perslere söylediği...Kitabı okudu
Belki de dünyanın değiştiği yok. Değişen biziz. Çocukluğumuzu arıyoruz zaman geçtikçe. Olamaz mı?
Hakikati hakiki vasıtalarla arayacaksın... Batı buna pozitif ilim der. Allah bize görünen alemi reel ve matematiksel verilerle değerlendirip anlamlandırmak vazifesi vermiş, aklını kullanacaksın hayalini değil. Aklını kullanmanın sınırı da 'haddini bilmektir'. Ben hakaret etmiyorum, eleştiriyorum. Bu ümmetin eleştiri mantığı yok. Bütün dava o.
Sayfa 273Kitabı okudu
Birisi kalkmış Allah’ın iktidarı namına insanlardan oy istiyor. Benim iktidarım için oy verin dese kimse tınmayacak… Tabii Tanrı iktidarı diye isteyecek… Peygamber mi bu adam ? Birisi de kalkıp demiyor yahu tanrı dediğin ol! Deyince oldurur, sana mı kaldı onun iktidarını sağlamak ? Sen adam ol önce. Evreni kurtarıp bütün evrensel sorunları hal yoluna koymak, insanın kendisini kurtarmasından, kendisini düzeltmesinden, kendisini iyi bir insan haline getirmesinden daha kolaydır.
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
Mağlup olduk… Dünyaya sulh ve selamet getirmek üzere yola çıkmışken kalabalığın içinde kaybolduk. Yüzümüz ışıklıydı karardı, sesimiz şiirdi böğürtüye döndü. Nereden geldiğimiz de unuttuk. Bir kayıp kuşağız. Bizim dramımız ne bir maceraperestin emriyle Birinci Dünya Savaşına girip adını bilmediği diyarlarda kumlara karışan gençlerin dramına benziyor, ne de altmış sekiz kuşağına… Biz kendi içimizde kaybolduk.. Kendi elimizle söndürdük kandilimizi. Ne mutlu gafil olana… Biliyor musun dostum, gaflet bu devirde bir insanın sahip olabileceği en büyük servet…
Sayfa 253Kitabı okudu
Kalabalığın içinde ona benzeyen yüzler arıyordu.
Sayfa 133Kitabı okudu
Politikanın zavallı kobaylarıyız aslında. Üzerinde her türlü deneyin yapılmasına razı olmuş küçük sevimli ve zavallı kobaylarız. Kobaylar siyah ya da beyaz... Biz Türk ya da Kürt... Alevi ya da Sünni. Dinli ya da dinsiz... Binlerce yıllık tecrübeye rağmen başına geleceklerden habersiz, kullanılan, birbirine kırdırılan, dönüştürülen, başka bir şey olmaya zorlanan zavallılarız.
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.