Dumas; uzun diyalogları, eşya-doğa-mekan tasvirini çok iyi kullanan bir yazar. Monte Cristo Kontu’da olduğu gibi Üç Silahşor’de de bunu başarılı olarak kullanmış. Dumas’ın kitaplarında bir okur olarak gördüğüm okuyucuda bir sabırsızlık uyandırması. Diğer bölümde ne olacak acaba dedirtmesi.. Sıkılmadan okunacak bir kitap ama benim için macera kitabından öte geçemedi. Arada güzel pasajlar vardı ruha dokunan, sistem eleştirisi minvalinde bir ince, karakter analizi tavrında cümleler hoşuma gitti.
Meşhur ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ Üç Silahşor kitabından geliyor.
Üç Silahşor kitabı Fransız İhtilali ile Paris Komünü günleri arasında tamamlanmış bir kitap. Hal böyleyken kitapta tarihsel metinler var ama bir tarih kitabı niteliğinde değil. Yepyeni bir çağa geçerken Dumas, bir nevi kaçış edebiyatı yaratmış. Derin psikolojik analizler yok, piyasa kuralları işlememiş.. Macera, entrika, aşk, arkadaşlık gibi konuları 750 sayfada kurgulamış.
Klasik okumakta zorlanan, gözü korkanlar için klasik okumaya Dumas’tan başlamalarını tavsiye ederim.