Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özgürlük, Ahlak, Kültür Kavramları

Uludağ Konuşmaları

İoanna Kuçuradi

Uludağ Konuşmaları Sözleri ve Alıntıları

Uludağ Konuşmaları sözleri ve alıntılarını, Uludağ Konuşmaları kitap alıntılarını, Uludağ Konuşmaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tutsak edilmiş öğretmenlik ve şekil verilmiş kişilikler
"Özgür kişilerin yetişmesini sağlayan, en başta, başka özgür kişilerdir. En başta, eğitimci olan bizler etik olarak özgür kişi değilsek, eğittiğimiz insanlara nasıl gösterebiliriz özgürlüğü?"
İnsan ve Değerler felsefesi
Yaşamda bazı kişilerin gerçekleştirdiği özgürlük olanağı, insanın onu diğer varlıklardan ayıran ana özelliklerden birini oluşturur. Böylece özgürlük, ilk önce, insanın bir değeri olarak, yani diğer eylem olanakları arasında değerli eylemde bulunma olanağı olarak görünür.
Reklam
Özgürlük, insanın gönlünde var olmuş bir var olmayandır. Ve bu var olmayan, insanı kendi kendini oluşturmaya, kendi kendini meydana getirmeye zorlar. Böylece kişi kendi kendini seçer; o, seçtiği insan olur.
duyduğum en iyi öğretmenlik tanımı sanırım
İnsanlaşmış kişilerin, başka kişilerin insanlaşmasına yardımcı olma mesleği gibi görünüyor öğretmenliğin kendisi: öğretmen olma bilinci, fizik okuturken, felsefe okuturken, hukuk okuturken, makine dersi verirken, bunu yapmış olmanın bilinci gibi görünüyor.
Sayfa 42 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Bir ülkede bütün yurttaşların, ahlaksal, ekonomik ve diğer nedenlerden dolayı, kendi yeteneklerini sistematik bir şekilde geliştirmekte engellenmemeleri gerekir. Çünkü bu geliştirme, onurlu bir yaşam sürebilmenin önkoşullarından biridir.
Tür olarak insan özgür müdür? Ta İ.Ö. 4. yüzyıldan bugüne dek filozofların çoğu sormuştur bu soruyu. Kimi filozof "insan özgürdür" ya da "istemesi özgürdür" diye yanıtlamış, hatta "özgür olmaya mahkûmdur" diye yanıtlayanı da olmuş; kimi "özgür değildir" demiş, kimi de "insan özgürleşebilen bir varlıktır" demiştir. Hepsi de, bu birbirine ters düşen yanıtlarını az ya da çok haklı çıkarabilecek nedenler göstermiştir. Felsefe tarihinde özgürlük sorununu izleyen için durum, ilk bakışta, çıkmaza girmiş gibi görünüyor. Ancak bu yanıt- ları, kendi çerçeveleri içinde (filozofların görüşlerinin bütünlüğü içinde) ve ilgilerinde incelediğimizde, neyi öğrenebiliriz? Bundan öğrenebileceğimiz bir şey: bu sorunun, böyle sorulduğunda -yani "insan özgür müdür, değil midir?" şeklinde; ya da "özgürlük var mıdır, yok mudur?" şeklinde sorulduğunda- bilgisel bir yanıt alamıyacağıdır. Özgürlük'ten neyi anladığımıza bağlı olarak, insanın özgür olduğu da, özgür olmadığı da savunulabilir. Bu da, özgürlüğe ilişkin sorduğumuz soruyu değiştirmek gerektiği -yani "özgürlük var mıdır?", "insan özgür müdür?" yerine ilk önce "özgürlük nedir?" sorusunu sormak gerektiği- sonucuna götürür.
Sayfa 3 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Reklam
Jean- Paul Sartre, yine, Kant'tan önce olduğu gibi, insanın varlık yapısının bir özelliği olarak ele alacak ve insanın özgür olduğunu, hatta -ünlü deyişiyle özgür olmaya mahkûm" olduğunu söyleyecektir. Sartre'a göre: kişi eylemde bulunurken, yani olanı değiştirmek üzere bir şey yaparken; eylemlerini, kendisinin koyduğu (ya da dolaylı olarak benim- sediği) bir amacın (: bir varolmayanın, bir "hiç"in) belirlemesi; yani kişinin, istediği, tasarımladığı, ama henüz varolmayan bir şeyi gerçekleştirmek üzere eylemde bulunması, onun özgürlüğünü ifade eder.
Sayfa 6 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Ne var ki, gerek ülkemizde gerek dünya düzeyinde kültür konusunda yapılan bu tartışmalarda -bu arada da nutuklarda göze batan bir nokta, kültür kavramının bulanıklığıdır: 'kültür' sözcüğüne ilişkin anlam karışıklığı. Kavramsal olarak açık değildir 'kültür' kafalarda. Bu da kültür politikaları için amaç belirlemeyi olumsuz yönde etkiliyor, dünyada da bizde de..
Sayfa 49 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Sizce?
Son yıllarda ülkemizde de dünyada da 'ahlâk'tan daha sık söz edilir oldu. Bizde "ahlâkın bozulması"ndan, "ahlâka aykırı yayınlardan", "yüce ahlâk"tan, "millî ahlâk"tan söz edilir. İlk ve ortaöğretimin programlarında önce "Ahlâk" dersi, sonra da "Din Kültürü ve Ahlâk" dersi konmuştur. Dünyada ise "yeni bir ahlâk ihtiyacı"ndan, "meslek ahlâkı"ndan, "kalkınmada ahlâksal sorunlar"dan, "lâik ahlâk'tan v. b. söz edilmektedir. Ahlâka ilişkin bazı felsefe görüşlerinde "açık ve kapalı ahlak" (Bergson) ifadesiyle karşılaştığımız gibi, bazı üniversite Felsefe Bölümleri programında "Ahlâk Felsefesi" adlı bir dersle de karşılaşmaktayız. Acaba nedir "ahlâk"?
Sayfa 11 - Ahlâk ve Kavramları, Türkiye Felsefe Kurumu, Ankara, 2019.Kitabı okudu
...şu anda sahip oldukları, ama bilincinde pek olmadıkları insana bakışlarının ve değerlilik anlayışlarının farkına varmalarına yardımcı olacağımız yerde, onlara 'senin kültürün budur'deniyor; ama bu, onların o andaki değerlilik anlayışı olmadığı için, bu çocuklar bir bunalıma 'kimlik bunalımı'na giriyor. Biz böyle davranmazsak, çocuklarımızın girmeyebileceği bir bunalımdır bu.
Sayfa 60 - Türkiye Felsefe Kurumu Yayıncılık
Reklam
Simurg Kuşu Efsanesi
"'Gizli ya da ortada' … ne kadar kuş varsa, günün birinde, kendi hükümdarlarını seçmek üzere toplanır. Aralarından biri -bilge Kral Süleyman'ın yanından hiç ayırmadığı, 'nerede su varsa gören, gösteren' Hüthüt-, bir hükümdar seçmek gerekmediğini, zaten bir hükümdarları olduğunu söyler: adı Simurg'dur, oturduğu yer de Kaf Dağı'dır; Kaf Dağ'ına çıkabilirlerse, görebilirler onu. Kuşların birçoğu, Kaf Dağı'na götüren yolun çetin olduğunu, böyle bir uçuşa dayanamayacaklarını söyler, bağışlanmayı diler. Hüthüt diretir: isterlerse, böyle bir yolculuğu yapabileceklerini anlatır; örnekler vererek onları yüreklendirir. Böylece binlerce kuş yola koyulur. Bir süre sonra kuşlar yorgunluk duymaya başlar, yorgunlukla birlikte de kuşku duymaya: ya hükümdarı görmezlerse yolun sonunda... Hüthüt, soru soran her kuşun sorularını yanıtlar, kuşkularını gidermelerine yardımcı olmaya çalışır. Ne var ki, yol çetin olduğu kadar uzundur da: vadi üstüne vadi aşmayı gerektirir. Yorgunluğa dayanamayan, bir ağaca konuyor; açlığa dayanamayan yere iniyor. Sonunda binlerce kuştan kalan otuz kuş, karşılarında kocaman bir kapı görür. Kapıda duran çavuş, onları içeri almak istemez, geri dönmeleri gerektiğine onları inandırmaya çalışır; ama Hüthüt'ün diretmesi üzerine kapıyı açar, kuşları kocaman bir odaya alır. Kuşlardan her biri, o odadaki tahtlardan birine oturunca, önünde bulduğu kağıtlarda, ayrıntılarıyla kendi serüvenlerini okur. Şaşakalır. Kuşların bu şaşkınlığı sürerken, 'Simurg geliyor' diyen bir ses duyulur. Ve otuz kuş başlarını kaldırıp baktıklarında, her biri karşısındaki aynada kendi yüzünü görür.."
Sayfa 1 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
İnsanlaşmış kişilerin, başka kişilerin insanlaşmasına yardımcı olma mesleği gibi görünüyor öğretmenliğin kendisi: öğretmen olma bilinci, fizik okuturken, felsefe okuturken, hukuk okuturken, makine dersi verirken, bunu yapmış olmanın bilinci gibi görünüyor.
Özgür olmak, kişi olarak var olmakla aynı şeydir.
Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları
özgür kişilerin yetişmesini sağlayan, en başta, başka özgür kişilerdir.
Sayfa 11 - Türkiye Felsefe Kurumu YayınlarıKitabı okudu
"Özgür kişi nasıl olunur? Özgür bir kişi nasıl yetişir? Bu, eğitim için, eğitimciler için çok önemli bir sorudur.."
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.