Ulusal koşulların (objektif) bilincine varıp, bu bilinçten farklı (sübjektif) bir projeksiyon yapacaksın; sentezin ulusal koşullara yaslandığı, onların mahsulü olduğu içi ulusal (yani yerli); kişisel bir yorum özelliği taşıdığı için
farklı (yani sübjektif, yani orijinal) olacak! Tabii bu, çok şey gerektiriyor: Önce objektif koşulları bileceksin; neyi mi, tarihini, iktisadını, sosyolojini, arkasından sübjektif yorumlama gücün, aklı bireysel açıdan kullanma becerin, devreye girecek; farklılığını, yeniliğini sağlayacak olan
bu, keferenin falan ya da filan dergisini, mizanpaj özelliklerine varıncaya dek taklit etmek değil, nihayet projeksiyon yapabileceksin, demek ki muhayyelen olacak, olmakla kalmayıp, çeşitlemeyi başaracak! Yapamadığımız budur: Çoğumuz ya dışarıda okuduğumuzdan, ya içerde dışarısını yaşadığımızdan, 'yerliliği' -Yeşilçam gibi- 'bayağı olmak' sanıyor; bayağı olmamaksa, hangi ecnebi ülkenin kültürünü soluduysak, o ülkenin standartlarına uymak; bunun ne vahim yabancılaşmalara yol açabileceğini düşünemiyoruz; fakat, başarısızlıkların hatırlattığı gerçek, acaba bundan başka bir şey var mı?