Uzun zamandır böyle bir kitabın içine kapılıp gitme özgürlüğünü yaşamamıştım, ordan oraya savrulmamıştım. Kitap öyle çabuk bitti ki oysa daha üç gün öncesinde başlamıştım. Hâlâ kendime inanmakta güçlük çekiyorum desem yeridir.
İlk kitap için diyebileceğim tek şey; Muhteşemdi!
Kitabın içeriğine de bir göz atalım isterseniz;
Hükümet, kötülüğü insanlardan uzak tutmak adına çareyi toplumları ayrıştırmada bulmuş. Bu topluluklar; Bilgelik, Cesurluk, Fedakarlık, Dostluk ve Dürüstlük. Doğduğun anda hangi toplulukta bulunduğunun bir önemi yok. 16 yaşına bastığın anda bir seçim yapman gerekiyor, ait olduğunu hissettiğin topluluğa adını kazımalısın.
‘Tek Bir Seçim;
Arkadaşlarını belirler.
Tek Bir Seçim;
İnançlarını tanımlar.
Tek Bir Seçim;
Sadakatini Şekillendirir,
Hem de Sonsuza Kadar
TEK BİR SEÇİM
SENİ DÖNÜŞTÜREBİLİR.’
Beatrice Prior Fedakarlık Topluluğunda doğanlardan...Oraya ait hissetmemesi, seçim zamanı onun çelişkiye düşürecek en büyük unsur. Peki Beatrice 16 yaşına geldiğinde ailesinin yanında fakat ait hissetmediği bir topluluk ile mi, yoksa gözünü kapatıp kurallarından bile haberdar olmadığı farklı bir topluluğa mı adını kazıyacak?
Her Seçim aslında bir vazgeçiştir, belki de hiç vazgeçmeden yoluna devam etmektir...
Sıradışı kurgusuyla sonlara yaklaştığımda tek düşündüğüm bitmesin diye az az okuduğum.
Neyse ki bitti ama üzülmüyorum çünkü serimin birinci kitabı bitti ve ikincisinde beni neler bekliyor...Tahmin bile edemiyorum. Ve bu beni olağanüstü heyecanlandırmaya yetiyor.
Yazarın eline, emeğine sağlık.