Üzüm Adasında Sözümona Hikayeler kitaplarını, Üzüm Adasında Sözümona Hikayeler sözleri ve alıntılarını, Üzüm Adasında Sözümona Hikayeler yazarlarını, Üzüm Adasında Sözümona Hikayeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilinenin aksine öğrenci eylemlerine 'siyasi' nedenlerle değil, eğitim sistemimizdeki olumsuzluklara çözüm getirmek amacıyla başlamıştık. Fakat üzerimize geçirilen siyasi çuvalla, sonuçta hepimiz 'siyasi suçlu' sayıldık.
2018 yılı yaz ayında Bozcaada ziyaretimde küçük bir kitap fuarında denk gelmiştim kitaba. Şimdi kitaplığıma göz atarken gördüm ve 1K üzerinden incelemek istedim.
İstanbul'un o keşmekeş hayatından daha 70 li 80 li yıllarda bıkan bir avukat abimiz tarafından yazılmış. Abimiz diyorum çünkü anlattıklarında samimi bir tanıdığınız hissini alıyorsunuz.
Kuralsız düşünmek, kuralsız konuşmayı da beraberinde getirir. Kuralsız düşünüyor ve kuralsız konuşuyoruz. Tepkilerimizi dile getirirken de sözler yetersiz kalıyor ve küfür ile, argo kelimelerle, arayı kapatmaya çalışıyoruz. Bu nedenle argo ve küfür itibariyle en zengin dillerden biri de bizim güzel Türkçemiz.
Hiç kimseye sözüm yok
Anlatamam artık
Öperken, dudaklarıma değen
Deniz suyunun tadını, tuzunu
Unutamam
Sahilde tanelerini yıkayan
Üzüm salkımlarını
Söyleyemem artık
Kum zambaklarının nasıl koktuğunu..
Vakti zamanında Bozcaada’ya tatil için gittiğimde her ne kadar kalabalık olsa da denizine, kumuna, şarabına, balığına, kurabiyesine, havasına, eğlencesine, rakısına mest olmuştum. Butikleri gezinirken ise bu kitaba gözüm ilişti ki dükkanda satılan kıyafet dışı tek kitaptı. Bir fikrim olmadan alıverdim hatırası olması baabında.
Kitabı yazan ki herhangi bir yazarlık iddiası olmayan bir avukat; anılarını ve ada ile ilgili hissiyatlarını toplayarak yazıya dökmüş, aslında ‘Ada Aşkı’nı anlatmış. Ziyaret ettiğim zamanki hali ile beni etkilemiş olsa da ada; yazarın anlattığı zamanlardan çok farklı olduğunu ve her güzel şeye yaptığımız gibi tahribat etmekte ne kadar başarılı olduğumuzu anladım tekrar.
Yazar, sanki ulu çınarın altında damla sakızlı kahveyi yudumlarken karşınızda size anılarını anlatıyor gibi.. Tamam bazıları çok ilginç değil, hatta çok yavan kaldığı da olabilir ama yine de adanın eski ruhunu hissetirmede başarılı bir bakıma.
Heredot, "insanlari uzun ömürlü olsun" diye Bozcaada'nın yaratıldığını söylemiş ya şahidiyim doğru söylemiş. Bazen üç beş dakika süren bir müzik parçası, yaşanan bir anı, bir ömür kadar uzun derler ya işte öylesi bir hal.
Üzümden önce
Açık yeşil üzüm çiçeklerini
Kovalıyor bağ aralarında rüzgar
Yemyeşil bakla bahçelerinin üzerinde
Kulak arkası gelincik takmış
Kapkara kargalar
Bozcaada'da konakladığım otelde görüp okumaya başladığım bu kitabın, otelden ayrılırken henüz yarısındaydım. O kadar sevmiştim ki elimden bırakmak istemedim. Otel lobisini biraz da zorlayarak kitaba el koydum, yanımda getirdim. İyi ki getirmişim ve okumuşum :)
Gezdiğim yerler hakkında kitap okumayı severim. Bu kitapla hem adanın geçmişini ve günlük yaşayışını hem de adanın yerli halkına dair tatlı anıları öğrendim.
Tası tarağı toplayıp adaya yerleşen Nejat beyin hikayesi de yazım dili de çok keyifliydi.
Kitap kütüphanemde mi kalsa yoksa otele geri kargolasam mı emin değilim :)
Ada sözcüğünün coğrafi bir tanımı olduğu gibi, aynı zamanda bir duyguyu, bir kaçışı, saklanışı, belki de içe kapanışı, yalnızlığı, meydan okumayı veya bir yeniden doğuşu (ana rahmi gibi) ya da yaradılış gibi anlamları da içerdiği söylenebilir.
Bu kitabı ve 2021 yazında yaşadığım tatlı tesadüfü hiç unutmayacağım. Arkadaşlarımla kısa bir tatil yapmak için Bozcaada’ya gitmeye karar vermiştik. Normalde her yere bir kitap taşırım, bu tatile giderken yanıma almayı unutmuşum. İlk akşam meydandaki kitap fuarında ne alabilirim burada okuyacak diye bakınırken niyeyse içime hiçbir kitap sinmedi.
Bozcaada ya ilk gidişimdi neden bu kadar geç kalmışım düşünceleri ve huzur ,hayranlık duygularıyla sokaklarını dolaşırkenbiraz antika biraz da elişi satan bir dükkannın içinde buldum kendimi. Dükkan sahibesiyle sohbete başladık sonra kitabımızın yazarı beyefendi geldi. Meğerse eşi imiş. Sohbetimiz daha da güzelleşti derinleşti... İmzalı kitabı ve yeniden görüşme temennileriyle ayrıldım dükkanlarından.. Üç sene geçmiş üzerinden ; bence Bozcaada ya bir kez gelen birinin neden ayrılamadığı, ayrılmak zorunda olsa bile hasretinin neden içine düştüğünü çok güzel anlatmış Nejat Bey...Tabi geçen otuz yılda hüzünlü değişimlere , sembol isimlerin yitirişlerine de tanıklık etmiş. Adanın tarihçesine güzel bir not düşmüş kendince. Tavsiye derim : )