İnsanları sadece harika mühendisler, parlak bilim adamları, kapasiteli yöneticiler ve becerikli işçiler olmak üzere eğitmek, zalimlerle zulüm görenleri asla bir araya getirmeyecektir ve insanlar arasında düşmanlık ve nefreti besleyen birçok neden barındıran mevcut eğitim sistemimizin, bir ülke ya da Tanrı adına cinayet işlemeyi önlediğini göremeyeceğiz..
Bir çocuğu bütünleşmiş ve özgür olmak üzere eğiten bir metot yok. Prensipler, idealler ve metotlarla ilgilendiğimiz sürece bireyin korku ve çelişkiler içeren kendi benmerkezci faaliyetinden kurtulmasına yardımcı olamayız. İdealler ve mükemmel ütopya ile ilgili yayınlar asla radikal ve bir kalpten değişim getirmeyecektir. Eğer savaşa ve evrensel yıkıma bir son vermek isteniyorsa bu çok önemlidir. İdealler mevcut değerlerimizi değiştiremez: Bunlar ancak doğru eğitimle değişebilir ve bu, olanı anlamaya teşvik etmektir.
Bize bir öğretmenin, kitabın veya partinin otoritesine uyum sağlamamız öğretildi, çünkü bunun faydaları vardır. Rahiplerden bürokratlara kadar hayatın her bölümünden uzmanlar otorite kullanarak bize hükmediyorlar; ancak zor kullanan herhangi bir hükümet ya da öğretmen, asla toplumun refahı için çok önemli olan, ilişkilerde işbirliğini gerçekleştiremez.
Atatürk , eğitimle ilgili bir konusmasında ;Eğitim bir ulusu ya özgür ,bağımsız,şanlı ,yüce bir toplum halinde yaşatır ya da esirliğe ve sefalete terk eder." demiştir .
Gelecek için bir ideal üzerinde çalışırken, bireyleri kendimize ait bir gelecek kavramına göre şekillendiririz; kesinlikle insan olmalarıyla değil, bizim fikrimize göre ne olmaları gerektiğiyle ilgileniriz. Ne olması gerektiği bizim için, ne olduğundan, örneğin bireyin kendi karmaşıklığından çok daha önemli hale gelir. Bireye, olması gerektiğini düşündüğümüz ekrandan bakmak yerine, anlamaya çalışırsak, ancak o zaman olma ile ilgilenebiliriz. Böylece artık bireyi başka bir şeye dönüştürmek istemeyiz; tek tasamız onun kendisini anlamasına yardım etmek olur ve bu, herhangi bir kişisel dürtü veya kazanç barındırmaz.