Uzun Zaman Önce
Zekeriya ÇetinUzun Zaman Önce Sözleri ve Alıntıları
Uzun Zaman Önce sözleri ve alıntılarını, Uzun Zaman Önce kitap alıntılarını, Uzun Zaman Önce en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hayatınızın bazı anlarında o kadar mutlu olursunuz ki bulutların üzerinde hissedersiniz kendinizi. O bulutların üzerinden tepetaklak, düşmek üzere olduğunuzu fark etmezsiniz bile. Mutluluktan gözünüz hiçbir şeyi görmez. Oysa küçükken anneniz uyarmıştır mutlaka, çok güldün bak ağlayacaksın, diye."
Sayfa 45 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Hayatınızın bazı anlarında o kadar mutlu olursunuz ki bulutların üzerinde hissedersiniz kendinizi. O bulutların üzerinden tepetaklak düşmek üzere olduğunuzu fark etmezsiniz bile. Mutluluktan gözünüz hiçbir şeyi görmez. Oysa küçükken anneniz uyarmıştır mutlaka, çok güldün bak ağlayacaksın, diye.
Sayfa 45Kitabı okudu
Hayır, her şeyi sen yaptın!" diye bir ses yankılandı içinde. Bu, babasının sesiydi... Küçücük bir çocuk oldu o an. Ağlamasını durduramıyordu. Yatakta büzüşmüş, yumruğunu ağzına götürmüş; küçük bir çocuk gibi burnunu çeke çeke ağlıyordu. Zamanı geri almak mümkün olsa yine yapar mıydı bunları? Bu soruya yanıt aradı sabaha kadar. "Yapmazdım," diyemedi.
Tespite ne diyorsunuz?
“Ailesinden sevgi görmeyen çocuk büyüdüğünde sevgilisinden talep eder bu sevgiyi. Sevgilisi ona sadece kendi sevgisi kadarını verebilecekken o, ailesinden göremediği sevgiyi de ister. Hep daha fazlasını arar. Bu, hem karşısındaki kişiyi hem de kendini yorar, çünkü insanın her sevgiyi muhatabının alması gerekir, aksi taktirde sevgiye doyamaz kişi. Hele bir de Gizem ve Selim gibi, ikisi de aile sevgisine muhtaç, sevmeyi ve sevilmeyi öğrenmemiş kişiler bir araya gelmişse sevgi ile donatılmış bir masaya otursalar dahi o masadan tok kalkan olmayacaktır.”
Sayfa 85 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
"Cehennem eğer senin içindeyse ondan kaçamazsın. Ne kadar güzel şey yaşarsan yaşa, hapsolursun cehennemine. Çok mutlu olduğun anlarda kurtuldum sanırsın cehennemden. Maalesef böyle bir şey mümkün değildir. Kenarda, köşede, kendini hatırlatacağı anı bekler sadece, pusuya yatmıştır anlayacağın. Cehennemi yüreklerinde taşıyanlar, hiçbir zaman tam anlamıyla mutlu olamazlar. Hep tetikte beklerler, o cehennem ateşini yakmak için. "
Sayfa 139 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Bu hikayede sağ kalan yoktu. Herkes, bir şekilde ölmüştü. Ruhen yada bedenen.
Dönülecek ve gidilecek yer olmayınca yolların da anlamı kalmıyordu.
Sayfa 61 - İnkılâp KitapeviKitabı okudu
"Neyiniz var? Ne oldu size?
-Yok bir şeyim, bir şeyim yok...
Sadece kaderimin dışına çıktım...
Artık nereye döneceğimi, ne yana koşacağımı bilmiyorum."
E.M. Cioran- Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne
Sayfa 48Kitabı okudu
Hayatınızın bazı anlarında o kadar mutlu olursunuz ki bulutların üzerinde hissedersiniz kendinizi. O bulutların üzerinden tepetaklak düşmek üzere olduğunuzu fark etmezsiniz bile. Mutluluktan gözünüz hiçbir şeyi görmez. Oysa küçükken anneniz uyarmıştır mutlaka, çok güldün bak ağlayacaksın diye.
Sayfa 45Kitabı okudu
"Hayatınızın bazı anlarında o kadar mutlu olursunuz ki bulutların üzerinde hissedersiniz kendinizi. O bulutların üzerinden tepetaklak düşmek üzere olduğunuzu fark etmezsiniz bile. Mutluluktan gözünüz hiçbir şeyi görmez. Oysa küçükken anneniz uyarmıştır mutlaka, çok güldün bak ağlayacaksın, diye. "
Sayfa 45 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
"İnsan, içine doğduğu aileyi seçemez ama büyüdüğünde nasıl yaşayacağına, nasıl bir hayat istediğine karar verebilir, derler. Peki ya geçmişi, her kalktığında onunla kalkıyor, her gece yanıbaşında bekliyor, her anında bir ayna gibi karşısına geçip, “ Ben, buradayım!” diye bağırıyorsa, yine de kendi hayatını kendi mi belirler insan? "
Sayfa 10 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Evliliğe dair tespitler!
“ Zor, kötü ya da sevgisiz geçen çocukluk günlerinizde vücudunuza batan dikenleri, kıymıkları öpe okşaya çıkaracak bir kadın düşlüyorsunuz, sevgiden anladığınız bu!” Barış Bıçakçı - Seyrek Yağmur
Sayfa 27 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
İşkence gibiydi zamanın ağırlığı.
Sayfa 35Kitabı okudu
Dönülecek ve gidilecek yer olmayınca yolların da anlamı kalmıyordu.
"İnsanın kalbindeki dikenleri ancak kendisinin yumuşatabileceğini bilmiyordu."
Sayfa 101 - İnkılap KitabeviKitabı okudu