Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Yüksek Puanlı Vadideki Zambak Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Vadideki Zambak sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Vadideki Zambak kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.610 üzerinden
Hani bazen bazı kitaplara denk gelirsiniz iyiki okumuşum dediğiniz ve size okumayı daha da çok sevdiren bu kitabımda o kitaplarımdandır. Hani dersiniz ya altını çizmediğim tek satırı dahi kalmadı, okurken bitmesin diye sindire sindire okuduğunuz, bitince de büyük bir boşlukta kalacak olduğunuzu bildiğiniz bu kitabımda onlardan bir tanesi, ve ileriki yıllarımda muhakkak okuyacağım dediğiniz.
Geçmiş yıllarımda klâsik kitapları okurken çok kopardım olay örgüsünden bir türlü kitabın kahramanıyla bütünleşemezdim ama şimdi öyle değil insan yaş aldıkça hareketli taşlar yerini buluyor ve oraya cuk diye oturuyor yerini hiç yadırgamadan. Demek ki her kitabın sizi çağırdığı ve sizin buna kendinizi hazır hissettiginiz zaman olur.
Ve aynı zamanda her kitap her insana uymaz çünkü öncelikle ne tür kitapları ne zaman okumalısınız bunun ayırdına varabilmelisiniz eğer bir kitabın kahramanıyla bütünleşemiyorsanız o kitap size göre ya eksiktir ya da fazladır.
Size çok şey katan değerli kitaplara denk gelesiniz. Keyifli okumalar.
Eğer duygusal bir yapıya sahipseniz bu kitabın sizde de ayrı bir yeri olacak diye düşünüyorum.
Tavsiyemdir!
384 syf.
10/10 puan verdi
Romanda, kocasıyla mutlu olmayan ama buna karşın ona ve anneligine ihanet etmeyi asla düşünmeyen bir kadının, duygulari ile değerleri arasindaki savasina sahit oluruz.
Kitap yoğun betimlemeler dışında genel olarak iyiydi. 3 bölümde ele almıştı
1-İki çocukluk
2-Ilk aşk
3-Iki kadin
Yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum ve bu kitabı da bence herkes okumali.
'Vadideki Zambak' romanındaki tasvir yoğunluğundan muzdarip okuyuculara şunu söyleyeceğim ki; romandaki bütün yaşananlarla birlikte bu tasvirlerin, okuyucuyu sürüklediği bir netice vardır. Aslolan da bu akıntıya kapılıp sürüklenebilmek ve vurgulanmak istenen neticeye varabilmektir. Romanın, ben nacizane okuyucunun sürüklediği yeri ise bir kelimeyle açıklayacaksam buna; bunalım diyebilirim buhran da diyebilirim. Hikâyenin beni sürüklediği noktadan pek memnun kalamasam da, üzerimde bıraktığı yüksek tesirden ziyadesiyle memnunum. Bir romandan, bir kitaptan aldığı yüksek tesirden (olumlu veya olumsuz olsun) nasıl memnun kalmasın ki bir okuyucu?
Roman karekterimiz Felix, hikayenin sonlarındaki gelişmelerle artık yaşamaya devam edememe raddesine geliyor, neler olduğunu buraya yazamıyorum fakat gelinen noktada Felix için en mantıklı çözüm intihar gibi görünüyor, ne var ki sonra sonra hikayedeki olay orgüsüyle buna da bir açıklama getiriliyor. Ama yine de orada ben olsaydım eğer, o duygusal koşullarda ben daha fazla yaşayamazdım. Kendimi Indre Irmağının serin sularına bırakıp sözkonusu vadinin bir parçası olurdum. Elimden başka bir şey gelmezdi...
Tesiri yüksek bir kitaptır...
İyi okumalar...
Selçuk Şakır
Eseri bitirmemin üzerinden nereden bakılsa bir yıl geçmesine rağmen hala masamdan alıp raflara kaldırabilmiş değilim. Onunla göz göze olmak, ara ara elime almak ve rastgele bir sayfasını alıp kurcalamaktan büyük keyif alıyorum. Yazarın tasvirleri beni kitap boyunca büyüledi. Hikaye zaten ilk sayfalarda sımsıkı kucaklıyor insanı. Bir daha kurtulmak istemiyor insan. Felix kitabın başında saygı duyduğum bir karakter olmasına rağmen finale doğru nefret ettiğim bir karaktere dönüşüverdi. Henriette'nin yaşadıklarını ben kabul edemiyor, kaldıramıyordum. Bunun nedeni galiba kıskançlıktı. Ben en az Henriette'nin Felix'e olan aşkı kadar aşıktım Henriette'ye.
Yazar hakkında söyleyebileceğim ve söylemeye cesaret edebileceğim tek bir husus var. O büyük üstat ve ben, bir pencerenin önüne oturup, sadece ne gördüğümüzü kelimelere döksek, Balzac o pencereden bir roman çıkarır, ben doğru bile telaffuz edemediğim bir kaç cümlemle ortada kalırdım.
Vadideki Zambak | Kitap Yorumu
Merhabalar
Bir aylık yokluğumu güzel bir kitabın yorumuyla telafi etmek istedim. Kitabı okurken bana eşlik eden arkadaşıma teşekkür ederim Bu kitabın bana hediye edildiği zamanı hatırlıyorum da, okumaya çalışıp rafa geri bırakmıştım. Ağır gelmişti çünkü. Ne yalan söyleyeyim şimdi okurken de başlarda ağır geldi
384 syf.
8/10 puan verdi
Kitap ana kahramanımız Felix de Vandenesse'nin, Kontes Natalie de Manerville'e yazdığı bir mektupla başlıyor. İki sayfalık mektuptan sonra, aslında mektup olarak devam ediyor ama okurda bu hissi uyandırmıyor. Felix'in ağzından onun hayat hikayesini okuyoruz. Arada da Natalie'nin adı geçince ancak mektuba devam ettiğini anlıyoruz ama genel anlamda
Yazarın en güçlü eserlerinden biri olan, hatta şaheseri sayılan Vadideki Zambak,
gelenek incelemelerinde, taşra hayatından sahneler arasında yer alırsa da; kahramanları birer köylü olmaktan çok uzaktır. Romanın olayları 1809-1836 yılları arasında geçer. Yapıtın kahramanı Felix de Vandenesse büyük ölçüde Balzac'tır. Romancının okul hayatıyla Felix'in okul hayatını karşılaştırdığımızda arada şaşmaz paralellikler görürüz; aynı sıkıntılar, aynı aile sevgisinden ve ana ilgisinden uzak bir büyüme dönemi.
Yapıtın kadın kahramanı Henriette de Mertsauf ise, Balzac'ın yaşam öyküsünden adı geçen Madame de Benny'den başkası değildir. Bu kadın tam on beş yıl boyunca yazara hem dostluk, hem analık, hem de danışmanlık yapmıştır.
Balzac da, çocukluğunda çektiği ruhsal acılarını, yıkıntıların bütün burukluğunu bu yapıtta vermiştir. Kocasında mutluluğu tadamayan , ama ona ihaneti de saygı açısından kendine yediremeyen genç bir kadının tüm acılarını, bir ana sevgisiyle karşılık, platonik aşkın en güzel örneğini yine bu ölmez şaheserde, Vadideki Zambak'ta buluruz.
✿ ✿ ✿
İLK İNCELEME DENEMESİ:)
Herkese merhaba.
Şu anda ilk incelememi okumaktasınız:)
Öncelikle hazırlıklı olun! Fransız edebiyatının en önemli yönelimi olan romantizm akımını buram buram hissedeceğiniz uzun betimlemeler sizleri bekliyor olacak.
Ayrıca konumuz aşk olduğu için mektuplaşmaların da eksik olmadığını söylemek gerek. İçinde bulunulan ulaşılmaz aşk durumu, karakterlerin gizli mektuplaşmalarını okurken insanda merak ve heyecan duygularını uyandırıyor. Dikkatimi çeken bir nokta olarak yazarın İngilizlere çokça eleştirilerde bulunduğu durumlar bir yana Fransızları da çokça yücelttiği anlatımlar bulunmakta.
İlgimi en çok çeken kısımlar ise kafamda kişilerin psikolojik tahlillerini yapmak oldu. Kitaba öyle daldım ki kendimi karakterlerin yerine koyup ben olsam şöyle yapardım vesaire gibi empatik düşünceler yaratmaya başladım.
Aşk konusuyla gram alakası olmayan benim dahi sevgimi kazanan kitap aşka bakış açımı değiştirdi diyebilirim:) Yazarımız yaşanılanları o kadar naif cümlelerle yansıtmış ki “Vay be böyle aşklar gerçekten de yaşanmış mıdır?” sorusunu aklıma çokça getirdi.
Her kitabın bir zamanı vardır durumuna çok inananlardanım. Eğer doğru zaman geldiyse bu kitabı okuyup hiç beğenmedim diyecek insanlar olacağını düşünmüyorum.Özellikle de aşk temalı kitapları tercih etmeyenlere önerimdir:)
"Dünyada en güzel şey, birinin sizi seviyor ve anlıyor olmasıdır."
"Büyük bir aşk, insanın gönlündeki diğer sevgileri zayıflatır."
"Seni yüreğimde yeniden yaşatmak için, sana içimi açamadığım için nice nice acılar çektim!"
Vadideki Zambak beni okurken çok yoran (bu durumu okuduğum zaman dilimine veriyorum.) bir
Bu kitabı okuyupta, sinir olmayan kadınlara ve konusunun aşk hikayesi diye yansıtılmasına şaşırdım gerçekten.Bana göre konusu kişiliği oturmamış, ne istediğini bilmeyen , anne ilgisi ve şefkati görmemiş bir adamın , hayatlarında sıkıntıları olan ,zavallı kadınlarla yaşamış olduğu, tatmin duygusu. Kadınların önemsenmediği bir dönemde geçmesi , soylu kadınların bile ne hayatlar yaşadığının anlatılması ile “kadının gelişimi “daha uygun bir konu olur bence! Zira şu günlerde hiçbir kadın “metresin olayım sev beni “ “ Dost, kardeş olalım, sen diğer kadını sev!” gibi cümleler kurmaz. (İstisnalar varsa da kaide bozmaz.) Kitabın sonunda yazdığı mektupla 3. Kadın Natalie bence gereken cevabı vermiş, hatta az bile söylemiştir. (Azıcık sinirlenmiş olabilirim:))
Klasiklerden olarak yazı dili günümüz kitaplarına göre daha ağır ,ancak çok da bunaltıcı değil.