Yanımda cılız fenerim de vardı. İçimde bir yerlere gitmek, karanlıkta yola çıkmak arzusu uyanmıştı. Sabahın erken saatlerinde uyan- mak, herkes uykudayken, elde fener, ormana doğru yol almak... Sonra ne olacaktı? Bunu düşünmemiştim. Belki her yolculuk özlemi böyleydi; yol bu özlemi tüketinceye dek yürümek, sonra, tükendiği yerde tutup geri dönmek. Hepsi buydu.