Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ve.. Tanrı Türk'ü Yarattı

Tuncer Gülensoy

Ve.. Tanrı Türk'ü Yarattı Gönderileri

Ve.. Tanrı Türk'ü Yarattı kitaplarını, Ve.. Tanrı Türk'ü Yarattı sözleri ve alıntılarını, Ve.. Tanrı Türk'ü Yarattı yazarlarını, Ve.. Tanrı Türk'ü Yarattı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Altay Kamlarının Giyim ve Kuşamı
Kam annemin giyim kuşamı çok ilgi çekici idi. Üzeri küçük zillerle, demirciler tarafından örs üzerinde dövülerek yapılan metal levhalar ve terziler tarafından biçilmiş kurddaleler ile dolu "manyak" adı verilen renkli bir kaftan giyer, sol elinde, üzerinde "hayat ağacı" "geyik" çeşitli "tamga"lar, "im"ler çizilmiş "kayın ağacı" dalından bir kasnağa gerili yayın balığı derisiyle kaplı bir "def" taşırdı. Sag elinde tuttuğu kemikten ya da kayın ağacından yapılmış takmak ile bu defin derisinin üzerine vururdu.
“Türkler kurt adlı güzel, evine ve eşine bağlı, sürü halinde yaşamasını seven, tek eşli o güçlü hayvanı kendilerine kutsal hayvan saymışlardır.”
Sayfa 66 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Reklam
“Kök Türk atalarımız zamanında ölen kişinin cesedi yakılır, külleri toprağa gömülürmüş. Başka Türk kavimlerinde de ölen kişinin cesedini dört sırık üzerine kurulan bir askıya koyarak bırakırlarmış. Sanırım o ceset akbaba, kartal, sungur ve kuzgun gibi kuşlar tarafından yenmekte idi.”
Sayfa 27 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
“Bizim obada ve bütün Türk obalarında “adam öldürenler, evli bir kadına tecavüz edenler, atların koşum takımlarını çalanlar” ölümle cezalandırılırdı. Bu gelenek çok eski atalarımızın koyduğu yasalara dayanıyordu.”
Sayfa 18 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
“Altaylar’da hayat bulan ve yaşayan Türk inancına göre ilk olarak kadın kamlar (şamanlar) vardı.”
Sayfa 14 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
“Bütün Türk boylarında olduğu gibi bizim obada da kadın kutsaldı, saygı duyulur, bütün kengeşlerde ve kurultaylarda en ön safta yer alırlardı.”
Sayfa 13 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Reklam
Türkler de kurt adlı o güzel, evine ve eşine bağlı sürü halinde yaşamasını seven, tek eşli o güçlü hayvanı kendilerinin kutsal hayvanı saymışlar, ona saygı duymuşlar, sevgi göstermişler. Bazı Türk boyları bu hayvana börü/böri/büri; bazıları da karışkır/kaskır demişler. Aynı coğrafyada yaşadığımız ve tarihi bir birlikteliğimiz olan Mogollar kurta "Börteçinoa" adını vermişler. Börte sözü Türkçedeki bozun karşılığıymş Çinoa da kurt demekmiş. Yani Bozkurt...
Çadırın (otağın) ortasında yer alan ocak, biz Türkler için kutsaldır. Ocakta yanan ateş hem kutsal hem de aile birliğimizin, varlığımızın bir simgesidir. Bizde ocak hiç sönmez. Bu gelenek ta İskit ve Hun atalarımıza kadar uzanırmış. Savaşa giderken bile obadaki ocak söndürülmezmiş.
Türkler millet olarak "ülke"lerine ve "halk"larına çok önem vermişlerdir. Bu önemi belirtmek için de il ve kün kelimelerini kullanmışlardır. İl [=El) (=halk). kün (=ulus, millet) demektir. Ülkenin düzeni, refahı, adaleti, kut'u, bayındırlığı hep o ülkede yaşayan halk içindir. O halk ülkesinin kut'u için yaşar, üretir, türetir, ülkesi için savaşır ve gerektiğinde ülkesi için ölür.
"Söğüt gibi, içi çürüyen, kovuklaşan her ağaca" küwij, "dallarından yay, kamçı, değnek yaptığımız ağaca" kürt deriz.
Reklam
Günümüzde "1. Devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki bakımından sahip olunan üstün güç, 2 Mutluluk; 3. İlahi bir kaynaktan gelen rahmet, bereket" anlamlarını ile ifade edilen kut, ata Türklerimizin değer verdiği bir kelime idi ve "kut, uğur, devlet baht, talih, saadet" anlamlarına gelirdi.
Eski Türkler Güneş, ay ve yıldızları "kutsal" saymışlar. Gök gürültüsü, şimşek ve yıldırım için adaklar adamışlar, kurbanlar kesmişler. Kök Tengri adında bulunan "kök" sözcüğü "yüceliği ve ululuğu" ifade ediyormuş. Orta Asya'da yaşayan Türk kavimlerinin inancına göre Tengri (Tanrı; Arapçada Allah) "tek" ve "yaratıcı"dır. Onun için kendisine kurban sunulan en kutsal varlık, "tam bir iktidar sahibi" olan Kök Tengri'dir.
İnsanın ruhi ve fiziki yapısının mükemmelliği, evrende var olan düzenin yansımasıdır.
Anlatılan rivayetlere göre Türkler'in ilk atasının adı Apa Eçe imiş. Apa Eçe, yada taşı ile yağmur ve kar yağdırabiliyor, rüzgâr estirebiliyormuş. Biri Yaz Tanrısı'nın, biri Kış Tanrısı'nın kızı olan iki kadınla evli imiş. Bunlardan birisi dört çocuk doğurmuş. Bu çocuklardan birisi Ak Kuğu olmuş. Diğer çocuklardan birisinin adı Türk (/T'u-kü-e) imiş. Türk, "Ateş"i icat etmiş ve kardeş çocuklarının soğuktan korunmalarını sağlamış. Türkler'in Apa Eçe dediği kişiye Çinliler A-Pang-pu (l-çi-ni-şi-tu), İslâm kaynakları da Abulça (Abulca, Amulca, Olcay [=Yafes]) derlermiş.
Kök Türk atalarımız zamanında ölen kişinin cesedi yakılır, külleri toprağa gömülürmüş. Başka Türk kavimlerinde de ölen kişinin cesedini dört sırık üzerine kurulan bir askıya koyarak bırakırlarmış. Sanırım o ceset akbaba, kartal, sungur ve kuzgun gibi kuşlar tarafından yenmekte idi!
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.