Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Veba Geceleri

Orhan Pamuk

Veba Geceleri Gönderileri

Veba Geceleri kitaplarını, Veba Geceleri sözleri ve alıntılarını, Veba Geceleri yazarlarını, Veba Geceleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendisini harekete geçiren güç bu saflık ve hakikilik duygusuydu.
Sayfa 322Kitabı okudu
"Paşam biliyorsunuz, pek çok mikrobun aşısı bulunurken, hatta bunların bir kısmı süratle Osmanlı laboratuvarlarında üretilebi­lirken, bugün, hala vebanın aşısına sahip değiliz" diye en önemli sorunu dikkatle açıkladı. "Çinliler de Fransızlar da henüz bula­ madı aşıyı. Biz İzmir'de vebayı eski tarz kardanlarla, tecritlerle, fare kapanlarıyla yendik. Vebanın karantinadan, tecritten başka ilacı yoktur! Hastanelerde doktorların çabalamaları çoğu zaman can kurtarmaz, ölecek olan kişinin acısını biraz azaltır. Ondan bile emin değiliz. Paşam bu ada halkı karantina tedbirlerine uymaya hazır mıdır? Bu hem Mingerliler için hem de Osmanlı Devleti için hayat memat meselesidir." "Eğer sizi sever inanırsa, Minger ahalisi Rumuyla, Müslümanıyla dünyanın en uysal, en uyumlu halkı haline gelir! " dedi Vali Sami Paşa.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Pasteur Enstİtüsü'nün sürekli yeni buluşlar yapan yaratıcı dok­torlarından bir başkası, Emile Rouvier difteri ve kolera uzmanlığı sayesinde iki yıl önce Abdülhamit tarafından İstanbul'a davet edil­mişti. İstanbul'da Padişah'a Paris'ten yanında getirdiği difteri seru­mundan bir kutu takdim eden ve mikroplar ve bulaşıcı hastalıklar hakkındaki kısa ve tatlı söyleviyle Abdülhamit ile Mabeyn'dekileri hayrete düşüren bakteriyolog, Nişantaşı'ndaki laboratuvarda, dif­teri serumunu daha ucuza ve bol miktarda üretecek bir dizi icat da yapmıştı. Bu bilgilerin de Vali Paşa' yı korkuttuğunu görünce Başkimyager çok ciddi bir havaya girdi.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Vali'ye tıp ilminin veba salgını ve mikrobu konusunda vardığı en son noktayı anlattılar: Sıçanları öldü­ ren mikrobun, insanları öldüren veba mikrobunun aynısı olduğunu 1894'teki bu veba salgını sırasında Alexandre Yersin keşfetmişti. Louis Pasteur'ün mikroplar hakkındaki buluşlarından yola çıkarak Fransız sömürgelerindeki hastanelerde, Batı dışındaki büyük ve yoksul şehirlerde salgın hastalıklara karşı çok büyük işler başaran bir dizi doktor ve bakteriyologdan biriydi Yersin. Aynı konularda araştırmalar yapan Alman doktor Robert Koch'un da çabalarıyla Avrupa'da kısa sürede tifo, difteri, cüzzam, kuduz, belsoğukluğu, frengi, tetanoz gibi pek çok hastalığın mikrobu ve aşısı bulunacaktı.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Sağda solda ölü fareler gördüm. İzmir'de onlarla savaştık." "Bizim fareler İzmir'inkilere benzemez! " dedi Vali belli belirsiz bir milliyetçi gururla. 'Adanın dağ fareleri çok daha vahşidir. İki hafta önce açlıktan şehirlere, köylere inip evlere, mutfaklara saldır­ dılar. Yiyecek bulamadıkları yerde yatak, sabun, hasır, yün, keten, kilim, ne buldularsa, hatta ahşabı yediler. Bütün ada ahalisi korktu onlardan. Sonra Allah cezalarını verdi ve kırıldılar. Ama salgın de­diğiniz şeyi onlar getirmedi." "Kim getirdi Paşam?" "Salgın şu anda resmen yok! " dedi Vali Paşa. "Paşam, İzmir'de de önce fare ölüleri çıktı. Bildiğiniz gibi, veba­nın farelerle ve pirelerle yayıldığı fenni ve tıbbi olarak artık ispatlan­mıştır. İstanbul'dan fare kapanları getirttik. On fare ölüsü getirene bir Mecidiye mükafat verdik. İzmir Avcılar Kulübü'nü yardıma çağırdık. Halk sokaklarda fare avladı. Biz de Doktor İlias ile birlikte halka katıldık, öyle yendik salgını."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Acaba bize ne yazıldı ?
Ölenleri İstanbul'a kolera diye yazarsan 'salgın' olur, konsoloslar elçiler karışır; 'yaz ishali' diye yazarsan unutulur, kimse bir şey fark etmez.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Şimdiye kadar kaç ölü var?" "Kimine göre on beş, kimine göre daha da fazla. Bazısı ka­rantinacılar gelir, evi, dükkanı kapatır, eşyaları yakar diye ölüyü saklıyor. Bazısı da her ölüye vebadandır diyor.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kimse bir salgın olduğunu işitmek istemiyor. Herkes karantinanın dükkanların kapatılması, doktorların, askerlerin evlere girmesi, ticaretin dur­ması anlamına geleceğini biliyor.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Burası küçük yerdir, ne kadar saklasanız da doktor gibi hasta ziyaretine gidiyorsunuz, geldiğinizin dedikodusu yapılır" dedi Vali. "O da herkesin şevkini kırar, maneviyatı bozar. Kimse bir salgın olduğunu işitmek istemiyor. Herkes karantinanın dükkanların kapatılması, doktorların, askerlerin evlere girmesi, ticaretin dur­ ması anlamına geleceğini biliyor. Siz benden daha iyi bilirsiniz, Müslüman mahallesinde asker desteğiyle evlere girmeye çalışan Hıristiyan doktorun talihi yaver gitmez. Veba var diye ısrar eder­ seniz işi bozulan esnaf sizi müfteri ilan eder, yarın vebayı sizin getirdiğinizi de söylerler. Çok kalabalık değildir aslında adamız. Ama burada her kafadan bir ses çıkar." "Nüfusu tam ne oldu?" " Adanın nüfusu 1897 nüfus yazımında 80 bin, Arkaz'ın 25 bin­dir. Burada Müslüman-gayrimüslim oranı tahmini yarı yarıyadır. Hatta Girit'ten son üç yılda gelenlerin sayesinde Müslümanların çoğunluk olduğunu söylemek mümkün ama hemen İtiraz edecek­leri için rakamda ısrar edemem." "Şimdiye kadar kaç ölü var?" "Kimine göre on beş, kimine göre daha da fazla. Bazısı ka­rantinacılar gelir, evi, dükkanı kapatır, eşyaları yakar diye ölüyü saklıyor. Bazısı da her ölüye vebadandır diyor. Her yaz burada bir de ishal salgını olur.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Üstelik Minger gazetelerinde kimin ne yazacağına sermüfettiş olarak sizin değil, vali olarak benim karar vermem daha münasip­tir!" dedi Sami Paşa cesaretlenerek.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Kamil Paşa hazretleri İzmir'de salgın haberlerini serbest bıraktı ve iyi etti" dedi Bonkowski Paşa. " Acaba Minger gazetelerinde de salgın haberi çıksa daha iyi olmaz mı? Ahali telaşlanmalı, dükkan sahipleri ölüm korkusuna kapılmalı ki, karantina yasakları başla­ yınca istekle uysunlar." "Beş yıldır burada valiyim, müsterih olun. Minger ahalisi, Orto­doksu, Katoliği ve hatta Müslümanıyla en azından İzmir'in ahalisi kadar medenidir. Devlet ne isterse dinler, uyarlar. Ama daha ve­ba-salgın resmen yokken ilan etmek lüzumsuz telaşa sebep olur." "O halde gazetelerde veba, salgın, karantina, ölenler mevzu­larında neşriyat yaptırınız. O zaman daha da çok dinlerler" dedi Bonkowski Paşa sabırla. "Gazetelerin yardımı olmadan Osmanlı memleketini yönetmek zaten çok zordur Vali Paşam, bilirsiniz." "Minger İzmir değildir!" dedi Vali. "Burada hastalık yok. Padi­ şahımız hazretleri buraya gelişinizi bu yüzden gizli tuttular. Ama salgın varsa, İzmir'deki gibi karantina kararı alıp salgını durdur­ manıza da irade buyurdular. Salgın haberlerini çıkaran Karantina Heyeti üyesi Rum doktorların Yunanistan yanlısı olması ve kötü niyetli konsoloslar Zat-ı Şahane'yi şüphelendirmiş ve sizin Minger Karantina Heyeti ile görüşmenizi yasaklamıştır."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"İzmir salgınında kimse Rum'du, Ortodoks'tu, Müslüman'dı, Hıristiyan'dı demedi Paşam! " dedi Bonkowski Paşa kendisinden altı yaş küçük Vali'ye. "Rum gazetesi Amaltheia da, Osmanlı gaze­tesi Ahenk de hatta Yunanistan'a ticaret yapan esnaf bile tedbirleri ciddiye aldı, karantinayı uyguladı. Böyle iyi niyetlerle başardık."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bonkowski Paşa yan odada bir tepside zeytin, nar, ceviz, keçi peyniri ve askeriye ekmeği görüp Vali 'ye güıümsedi. Fesli bir uşak ocaktan indirdiği kahveyi masadaki fincanlara koyarken "Burada Müslümanı, Rumu, ahali dedikodu etmeye çok meraklıdır" dedi Vali Sami Paşa. "Her türlü yalan haberi yayar, yokken 'hastalık var' der, varken 'yok' der, sonra da 'Bonkowski Paşa söyledi' diye gazetelerinde neşrederler ve sizi İzmir'de yaptıkları gibi müşkül durumda bırakmak isterler. Maksat tabii Müslüman-Hıristiyan kavgası çıkarıp, bu huzurlu adayı karıştırıp, burayı da Girit gibi Osmanlı'nın elinden koparıp almaktır."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
" Şehrimizde asla salgın yoktur!" diye söze başlamıştı Vali Sami Paşa. "Veba, Allah korusun hiç yoktur, ama biz yine de sizin için bu kahvaltıyı, askeri gamizondan getirttik. Onlar dezenfekte etmeden fmndan yeni çıkmış ekmeği bile yemezler."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
...sanki rüyada konuşur gibi Fransızca "Bir uğursuzluk kokusu alı­yorum! " demişti.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.