Yalan Dünyayı Adımlarken
İhsan Süreyya SırmaYalan Dünyayı Adımlarken Gönderileri
Yalan Dünyayı Adımlarken kitaplarını, Yalan Dünyayı Adımlarken sözleri ve alıntılarını, Yalan Dünyayı Adımlarken yazarlarını, Yalan Dünyayı Adımlarken yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
yazık.
Yine yine ve yine.. Şii seviciliğine devam...
Malesef ki 
İslam Öncesi Mekke Dönemi ve Hz. Muhammed kitabına kanıp toplu olarak bir sürü kitabını almıştım İhsan Süreyya Sırma'nın.
Sırf bu İslam hakkındaki cahilce tutumlarından dolayı tarih bilgisinden bile şüphe etmeye başladım.
Yazık gerçekten...
Ali Şeriati, Humeyni, ve diğer ismini saymak bile istemediğim Şii ve vahhabi hocalarını övüp övüp duruyor bu kitabında da. Bu mu ya! Tasavvufa karşı olup bunları desteklemek sana ne kazandırıyor ve ne kaybettirir farkında olsan bu haline üzülüp tövbe edersin. Allah hepimize hidayet versin.
Malesef bir iki kitabı daha var onları da okuyup çöpe atacağım büyük ihtimalle bu kitapları.
Güncelleme: Kitap bitti siyasi olarak anlattığı durumlar ve Müslümanların kendi yurtlarında düştüğü haller malesef anlattığı gibi... Bu konularda kesinlikle katılıyorum. Gerisi için yukarıdaki düşüncelerim hâlâ değişmedi.
Korku ve telaşın düşmeleri mutlaka mukadder olan zalimlere hiçbir faydası yoktur. Nitekim Allah şöyle buyuruyor Kuran'da:
"Zulmedenler, pek yakın bir gelecekte nasıl bir inkılapla devrileceklerini mutlaka göreceklerdir!"
O halde özgürlük, rejimlerde değil, rejimlerin uygulanmasında, insanların anlayışlarındadır.
Sayfa 128
Kurtuba Camii
Ya iki rekat namaz kılınmasına müsaade edilmemesi, daha bir garip geliyor insana... Bundan on sene kadar önce, hemen hemen hiç bir müslümanın uğramadığı bu camide, “turistlerin” namaz kılmalarına müsâad edilirken; 1980'den itibaren Endülüs insanının İslâm'a teveccüh etmesi ve teveccühten de öte, bazılanının müslüman olması, "Kilise"yi endişelendirmiş ve maalesef "camide namaz kılma yasağı" getirilmiştir.
Endülüs
Müslüman müderrisler, sadece müslüman öğrencilere değil, müslüman olmayan herkese de açıyorlardı medresenin kapılarını... Bizim yobaz laiklerin 20. yüzyılın en büyük ayıplarından birisi olarak başörtülü insanlara hayat hakkı tanımadıkları gibi davranmıyor; başı örtülü müslümanlara, yahudi takkesi takan gençlere, karalara bürünmüş katoliklere, ardına kadar açıyorlardi ilim yuvalarının kapılarını ve dersanelerini... Ve bütün bunlar, Batı dünyasının, Orta Çağ karanlıkları içerisinde boğulduğu bir sırada cereyan ediyordu...