Psikolojiye dair bilgiler, distopik ve masalsı öğeler içeren Yansıma serisinin ilk kitabı Lande, barındırdığı gizem unsurları,ana karakterin gerçekliğe, hayal dünyasına ilişkin sorgulamaları, ürpertici, karanlık atmosferi ve duru anlatımı ile sayfaları merak içinde çevirdiğim çok akıcı bir hikaye resmediyor.
Halüsinasyon ve sanrılar gibi psikotik belirtileri sebebiyle psikiyatrik tedavi gören Hande Nüvit, hastalığını kontrol altına aldığını düşünür. Çevresine bu durumu kanıtlamak için sergilediği yoğun çaba ve kontrol, başına gelen olayları sürekli sorgulamasına ve duyumlarına güvenmemesine sebep olur. Okul başarısı ve varlıklı ailesinin bağlantıları sayesinde tanınmış bir yayınevinde işe başlayan Hande, çok satan Yansıma kitabının editörlüğüne getirilir. Kitabı okuma sürecinde kendisini hikayenin geçtiği Lande şehrinde ve olayların merkezinde bulması sonucu, yaşantılarının zihninin bir oyunu mu, yoksa fantastik bir yolculuk mu sorgulamaları ile heyecan verici hikaye başlar.
Çoğu insan için sıradan olan , rutin olayların bile gerçek mi halüsinasyon mu soruları ile sürekli irdelenmesi yaşanılan çaresizliği direk okuyucuya geçiriyor. Kestirilemeyen gizemli öğeler, kasvetli, karanlık Lande şehrinin betimlemeleri, korkutucu varlıklar ve kişiler arası ilişkilerdeki dinamiklere yapılan göndermeler ile çok beğenerek ve soluksuz okuduğum bir kitap oldu. Kitap öyle bir yerde bitti ki, kısa bir ara vererek heyecanla ikinci kitaba başlayacağım.Psikolojiye dair bilgilerin distopik bir kurgu içinde verildiği bu seri herkese önerimdir.