Bugün bizde aydın deyince, işte okur yazar, üniversite mezunu, kafası çalışan biri geliyor akla. Ama aydın olmak çok farklı bir şey, aydınlanmaya yatkın olmak ve bunun için çalışmak, uğraşmak anlamına geliyor. Bulunduğu ortamı, çevresini biçimlendirmek, haksızlıklara karşı çıkmak, koşulları değiştirmek, kısaca yapıcı olmak. Düşünen, gören, duyarlı olan ve sorumluluğu taşıyan eğitimci kişi diye tanımlayabiliriz belki aydını.
Unutmadığım bir şey var, belediyede üst düzeyde çalışan bir mühendis kız bir gün bizleri, ne kadar iyi yapıyorsunuz, şuydu buydu diye övüyordu. Ben de “Niye öyle söylüyorsun, bizi öveceğine sen de bir şeyler yapsana” dediğimde, durdu durdu bence dedi ki “Biz sıradan insanlarız. Bizler ne yapabiliriz ki?” Bu söz beni çok üzdü. Okumuş, üniversiteyi bitirmiş, belli bir birikimi var, gene de kendisini sıradan insan olarak görüyor. Bizim yaptıklarımızı beğeniyor, ama kendisi bir şey yapabileceğine inanmıyor. Yani kendi kendisini yok ediyor ya da yok sayıyor. Öylesine kendine güvensiz.