Eagleman ve Brandt var olanın ötesine geçme arzusu duyan insanın, bu yenilik isteğini ele alıyor kitabında. Yeniliğin sonu yoktur️ Çünkü onlara göre yenilik; kusursuz ya da doğru olan şeyle değil, her zaman bir sonrakiyle ilişkilidir. İnsan beyni bir yandan tanıdık olanlarla ilgilenip olacakları öngörmek isterken, bir yandan da şaşırtılmak ister. Bu ikisi arasındaki dengeyi kurarken de yaratıcılık sürecinden geçer.
Yaratıcı Tür’de bugüne kadar kullandığımız, ya da gördüğümüz ürünlerin ve eserlerin hangi süreçlerden geçerek son haline ulaştığını görüyoruz.
iPhone’un bir elektronik mağaza reklamının afişindeki tüm ürünlerin bir araya getirilmesiyle ortaya çıktığı, iPod’un 1970’lerde ilk prototipinin yapıldığı, Picasso’nun resimlerinde kendinden önce yapılmış bir çok resimden izler olduğunu ve aslında tüm bu ürünlere son olarak bakılamayacağını görüyoruz. Bükme, parçalama ve harmanlama ilkeleriyle, herhangi bir şeyden neler üretebileceğini bize gösteriyorlar.
Yeniliğe önem veren şirketlerin yaratıcılığı destekleyerek nelere imza attığına tanık oluyoruz.Tabi yaratıcılığa giden her adım bir risk de taşıyor. Bu riskin ne kadarını göze alacakları ise tam bir muamma.
Tüm bunlar sonucunda ortaya çıkan tek gerçeklik, yaratıcılığın hayatımızda büyük bir rol oynadığı ve desteklenmesi gerektiği. Siz de gözlüklerinizi çıkarıp içinizdeki yaratıcılığı ortaya çıkarmaya hazırsanız, mutlaka okuyun