Sayın Yargıçlar, kitaplıklar her eve girebildiğinde ne olabileceğini bir an için hayal edin. Mesela soylu bir beyefendinin hayatını gözünüzün önüne getirin: Her aylak kaldığında kendisini öylesine büyük bir tutku ve zevkle okumaya verecektir ki, (..) soylu beyefendi aklını yitirecek ve kitapların içeriğini anlayabilmek için geceleri uykusuz kalacaktır.
(..) Özetle, insanoğlu okuma uğraşında o kadar çok çuvallayacak, gecelerini okuyarak, gündüzleriniyse kafa bulanık dolaşarak geçirecek ki, en sonunda, az uyumak ve çok okumaktan ötürü beyni kuruyacak ve aklını yitirme noktasına gelecektir. Kitaplarda okuduğu bütün o şeylerin fantezisine, büyülere, kavgalara, savaşlara, meydan okumalara, acılara, komplimanlara, aşklara, çalkantılara ve imkansız saçmalıklara kendisini o kadar kaptıracak ki, okuduğu bütün bu uydurma şeyleri gerçek zannedecek ve bir noktadan sonra onun için bu dünyada kitaplardakinden daha gerçek başka bir hikaye olmayacaktır. Birçok kez eline tüy kalem alıp başkaları tarafından yazılmış kitaplara kendisi bir son koyma arzusu hissedecektir. Bununla sizlere söylemek istediğim, okumayla kafayı bozan bir adam sıçrama yapıp basit bir okurdan hırslı bir yazara dönüşmekte tereddüt etmeyecektir. Sizin bilge rehberliğinizden uzaklaşmış ve kendilerini küfür üzerine küfür yazmaya vermiş dinsiz yazarlarla dolu bir dünya düşünün. lşte bu, sonun başlangıcı olacaktır.
Sayfa 245 - Bahsi geçen Yargıçlar, yüksek rahiplerdir.